Esas No: 2017/38591
Karar No: 2017/38591
Karar Tarihi: 31/12/2020
AYM 2017/38591 Başvuru Numaralı Y.A. Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Y.A. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2017/38591) |
|
Karar Tarihi: 31/12/2020 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Burhan ÜSTÜN |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Sinan ARMAĞAN |
Başvurucu |
: |
Y.A. |
Vekili |
: |
Av. Meryem DÜNDAR |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edilme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, hukuka aykırı olarak idari gözetim altında tutma nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/12/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurucu bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
4. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5. Komisyonca tedbir talebinin ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm tarafından 7/12/2017 tarihinde başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin geçici olarak (tedbiren) durdurulmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 1983 doğumlu olup Somali Federal Cumhuriyeti (Somali) vatandaşıdır.
9. Başvurucu 2012 yılında yasal olmayan yollardan Türkiye"ye giriş yapmıştır.
10. Başvurucu 1/8/2012 tarihinde İzmir Yabancılar Şube Müdürlüğüne müracaat ederek sığınma talebinde bulunmuştur.
11. Başvurucunun sığınma başvurusu işlemleri devam etmekteyken imza atma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle İzmir Valiliği tarafından 15/9/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinin geri çekilmiş sayılmasına karar verilmiştir.
12. Başvurucu hakkında daha sonra İzmir Valiliğinin 18/10/2017 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendi uyarınca sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları tesis edilmiştir.
13. Başvurucu beyanına göre bu karar sonrasında İzmir"de bulunan Harmandalı Geri Gönderme Merkezinde (GGM) tutulmaya başlanmıştır.
14. Sınır dışı etme kararının iptali için 23/11/2017 tarihinde İzmir 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açılmıştır. Başvuru tarihi itibarıyla davanın derdest olduğu bildirilmiştir. Başvurucu ayrıca idari gözetim kararının kaldırılması için 1/12/2017 tarihinde İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı başvurunun da sonuçlandırılmadığını beyan etmiştir.
15. Başvurucu 6/12/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
16. İdare Mahkemesinin 16/3/2018 tarihli kararıyla başvurucunun açtığı dava kesin olarak reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Buna göre; uluslarası koruma başvurusu geri çekilmiş sayılan davacının, bu karara karşı dava açmadığı ve kararın da bu şekilde kesinleştiği dikkate alındığında, yukarıda anılan yasanın 54/1-i maddesi hüküm uyarınca sınır dışı edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, davacının idari gözetim altındaki iken tekrar uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olması nedeniyle, sınır dışı etme kararının uygulanması sırasında 6458 sayılı Yasa"nın 80. maddesinin, (1/e) bendinde yer alan; "İtiraz veya yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar kişinin ülkede kalışına izin verilir." hükmünün dikkate alınacağı da tartışmasızdır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine..."
17. Başvurucu 16/7/2020 tarihli beyanında idare tarafından GGM"den salıverildiğini beyan etmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
18. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38; Abdolghafoor Rezaeı, B. No: 2015/17762, 6/12/2017, §§ 20-31.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 31/12/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
20. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu, ülkesine gönderilmesi hâlinde hayatının tehlike altında olacağını ve kötü muamele görebileceğini, bu nedenle geri göndermeme yasağına aykırı davranıldığını belirterek yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca da hakkında sınır dışı kararı alındığını, 3/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (676 sayılı KHK) ile 6458 sayılı Kanun"da yapılan değişiklik sonrasında sınır dışı etme işlemi yönünden etkili bir iç hukuk yolu bulunmadığını belirterek etkili başvuru hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiş; kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulmasını talep etmiştir.
2. Değerlendirme
22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, 676 sayılı KHK ile yapılan değişiklikler sonrasında idari yargıda dava açılmasının sınır dışı etme işlemini kendiliğinden durdurmayacağını, bu nedenle etkili bir başvuru yolu olmaktan çıktığını belirterek etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de başvurucu hakkındaki sınır dışı işleminin -iddiasının aksine- 6458 sayılı Kanun"un (1) numaralı fıkrasının (i) bendi uyarınca tesis edildiği dolayısıyla kararnamenin kendisinin hukuki durumunda bir değişikliğe neden olmadığı anlaşıldığından bu hak yönünden ayrıca bir inceleme yapılmamıştır. Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde yaşam hakkının ihlal edilebileceğine ilişkin iddiaları ve diğer şikâyetleri kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
23. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
24. Başvurucu hakkında İzmir Valiliği tarafından tesis edilen sınır dışı etme işlemine karşı başvurucunun iptal davası açtığı görülmektedir. 6458 sayılı Kanun"un (1) numaralı fıkrasının (i) bendi uyarınca alınan söz konusu karara karşı iptal davası açıldığı için sınır dışı etme işlemi kendiliğinden duracak, dava sonuçlanıncaya kadar icra edilemeyecektir. Bireysel başvuru tarihi itibarıyla iptal davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda başvurunun gerekli olan hukuk yolu tüketilmeden yapıldığı değerlendirilmiştir.
25. Açıklanan gerekçelerle ileri sürülen kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
26. Başvurucu, idari gözetim altında tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
27. Anayasa Mahkemesi B.T. ([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017) başvurusunda idari gözetim altında tutulma yerlerinin yönetim, denetim ve işletilmesinin İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmeti olduğunu, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesine göre idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakkı doğrudan etkilenenlerin idari yargıda tam yargı davası açabileceğini, teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bu yolun -sırf bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemesinin etkisiz olduğu biçiminde yorumlanamayacağını belirtmiş ve yabancının salıverilmesi hâlinde etkili hukuk mekanizmasının tam yargı davası olduğunu ifade etmiştir (B.T., §§ 45-58).
28. Anayasa Mahkemesi aynı başvuruda, idari gözetimi sona erdirilen başvurucuların hukuka aykırı olarak idari bir kararla özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varmıştır (B.T., § 73; A.A., B. No: 2014/18827, 20/12/2017, § 37).
29. Başvurucunun geri gönderme merkezinden salıverildiği görülmüştür. Bu durumda kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası bakımından yukarıda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
31. Bununla birlikte bu aşamada oluşan durum nedeniyle mevcut başvuru yönünden işbu kararın ardından açılması muhtemel idari davanın süresine ilişkin olarak bir hususun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu hasıl olmuştur.
32. Öncelikle vurgulanmalıdır ki idari yargı yerlerinde açılacak davaların süresine ilişkin koşulları incelemek ve idari davaların süresinde açılıp açılmadığını değerlendirmek ilgili mahkemelerin takdirindedir. Öte yandan inceleme konusu başvuruda olduğu gibi B.T. kararındaki içtihat değişikliğinin Resmî Gazete"de yayımlandığı 16/2/2018 tarihinden önce tam yargı davası yolu tüketilmeden, doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunmasını müteakip açılacak davalarda dava açma süresinin derece mahkemelerince bu kişilerin mahkemeye erişim haklarının ihlaline neden olmayacak biçimde değerlendirilmesi gerektiğine de işaret edilmelidir (B.T., § 59).
VI. HÜKÜM
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
C. 1. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. Sınır dışı etme işlemine ilişkin tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,
E. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
F. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 31/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.