Esas No: 2009/4-235
Karar No: 2010/43
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/4-235 Esas 2010/43 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, görevi savsama suçundan yargılanmıştır. İlk kararda beraat etmiştir ancak temyiz sonucu Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştur. Yerel mahkeme ise önceki kararında direnmiştir. Ancak yapılan incelemeler sonucunda sanık hakkında dava zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle kamu davası düşmüştür. Bu sebeple yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş ve sanık hakkındaki kamu davası düşmüştür. 765 sayılı TCY'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY'nın 223/8. maddelerine göre hareket edilmesi gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 2007/250006
Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
Mahkemesi : KÜÇÜKÇEKMECE 2. Asliye Ceza
Günü : 15.03.2007
Sayısı : 1119-226
Görevi savsama suçundan sanık H.Ö.’nün, beraatına ilişkin, Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.09.2004 gün ve 56-724 sayılı hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 08.11.2006 gün ve 8847-16081 sayı ile;
“Suç tarihinde Küçükçekmece Nöbetçi 1. İcra Müdür Yardımcısı olan sanığın, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca kendisine fakslanan ve müdahil vekili Av. ......... tarafından faks asıllarının müdahil avukat aracılığı ile kendilerine gönderildiği ve yolda olduğu, infaz işlemi için gerekenin yapılması telefonla talep edildiği halde, nöbetçi olmasına rağmen ve mesai saatleri içerisinde icra dairesine ulaşan faksı 2. İcra Müdürlüğüne havale ederek HUMK’nun 106. maddesi gereğince infazı gereken Bağcılar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2003 gün ve 2003/431 D. İş sayılı ihtiyati tedbir kararının infaz edilememesine ve bu suretle Star TV’nin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilen yayınının tekrarlanması sonucunda müdahilin mağduriyetine sebebiyet vererek görevi savsama suçunu işlediğinin iddia, tanık anlatımları, sanığın ikrarı ve faks yazıları içeriği ile sübuta erdiği gözetilmeden yazılı gerekçeyle beraat kararı verilmesi ve 5252 sayılı Yasanın 9/3, 5237 sayılı Yasanın 7/2 madde ve fıkraları uyarınca 765 ve 5237 sayılı TCY’larının ilgili hükümleri karşılaştırılarak sanık yararına olduğu belirlenecek yasa hükmü uyarınca uygulama yapılması zorunluluğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise 15.03.2007 gün ve 1119-226 sayı ile;
“Nöbetçi İcra Müdürlüğünde görevli sanığın talimat yazısının asıl olmadığından ve avukatların hazır olmaması nedeni ile K.Çekmece 1. İcra Müdürlüğüne evrakı tevzi yapması şeklindeki eyleminde görevi savsaklama kastı görülmediği” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsav¬cılığının “bozma” istekli 10.11.2009 gün ve 250006 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığa yüklenen görevi savsama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Ancak, dosyanın incelenmesinde;
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede uygulanması istenen, 765 sayılı TCY’nın 230/1. maddesinde öngörülen hapis cezasının üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCY’nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 23.09.2004 tarihinde yapılan sanığın sorgusudur. Bu tarih ile inceleme tarihi arasında 5 yıldan fazla süre geçmiş olup, daha ağır bir suçu oluşturma olasılığı bulunmayan eylemde dava zamanaşımı süresinin dolduğu görülmektedir.
Bu itibarla yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.03.2007 gün ve 1119-226 sayılı direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
2- Yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık Halil Özcan hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.03.2010 günü yapılan müzakerede sonuçta tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.