Sanık M.K.’nın karşılıksız çek keşide etmek suçundan 3167 sayılı Yasanın 4814 sayılı Yasa ile değişik 16/1. maddesi gereğince 3.880.000.000 TL ağır para cezası ile cezalandırıl¬masına, aynı Yasanın 16/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına, yasaklama kararının bütün bankalara duyurulmak üzere TC. Merkez Bankasına bildirilmesine ilişkin, Beyoğlu 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.12.2004 gün ve 1232-1643 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 10.02.2009 gün ve 10045-1740 sayı ile; hükmolunan ağır para cezasının 3.880 TL olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle oyçokluğuyla düzeltilerek onanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 08.12.2009 gün ve 255992 sayı ile;
7 yıl 6 aylık kesintili zamanaşımı süresinin inceleme tarihinde gerçekleştiği gerek¬çesiyle, itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 10.02.2009 gün ve 10045-1740 sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlen¬di¬ril¬miş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık M. K.’nın karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuş¬mazlık, Özel Dairece incelemenin yapıldığı 10.02.2009 tarihi itibariyle dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde, 31.01.2001 tarihinde bankaya ibraz edilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, Beyoğlu 11. Asliye Ceza Mahkemesince 30.12.2004 gün ve 1232-1643 sayı ile sanığın suçu sabit görülerek, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi gereğince 3.880.000.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Yasanın 16/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına, yasaklama kararının bütün bankalara duyurulmak üzere TC. Merkez Bankasına bildirilmesine karar verildiği, zaman¬aşımını kesen en son işlemin 30.12.2004 tarihli mahkûmiyet hükmü olduğu, suç tarihi olan 31.01.2001 tarihinden itibaren suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık uzamış zamanaşımı süresinin henüz Özel Dairece inceleme yapılmadan, 31.07.2008 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmakla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılması ve sanık hakkındaki kamu davasının 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 10.02.2009 gün ve 10045-1740 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Beyoğlu 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.12.2004 gün ve 1232-1643 sayılı hükmünün BOZULMASINA,
4- Yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
5- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.01.2010 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.