Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/815 Esas 2015/863 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2015/815
Karar No: 2015/863

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/815 Esas 2015/863 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 815

            KARAR NO   : 2015 / 863

            KARAR TR    : 28.12.2015

 

ÖZET: Trafik kazası tespit tutanağına ve alkol tespit tutanağına yanlış yazılan davacı şirket aracının plakasının düzeltilmesi istemiyle açılan davanın, trafik kazasına esas olarak düzenlenen kaza tespit tutanağının ve alkol tespit tutanağının, ancak adli yargıda görülecek sorumluluk yargılamasına esas delil niteliğinde kullanılabileceği ve bu itibarla doğruluğu ve yerindeliğinin bu yargı kolu içinde ele alınması gerektiği tespit edilmekle, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : M. Sinema Turizm ve Sportif Tes.İşl.A.Ş.

            Vekilleri          : Av.B.T. & Av. G.Ç. & Av. M. D.E.Ö.

            Davalı              : Sarıyer Kaymakamlığı

                                   

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait 34 TD 8103 plakalı aracın 34 YJ 3276 plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında olay yerine gelen İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği polis memurları tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının 1.sayfasında davacı şirkete ait aracın plakasının 34 TD 8183 olarak, 2. Sayfasında ise 34 TD 8188 olarak yanlış yazılmış olduğunu, yine polis memurları tarafından düzenlenen alkol tespit tutanağın da davacı şirkete ait aracın plakasının 34 TD 8188 şeklinde yanlış yazılmış olduğunu, ancak kazanın meydana geldiği yerde tutulan olay yeri inceleme ve tespit tutanağında oto plakası hanesine “34 TD 8103 2011 Fiat Linea” olarak doğru yazılmış olduğunu belirterek; davacı şirkete ait 34 TD 8103 plakalı araç ile yapılan kaza sonrasında Sarıyer Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği memurları tarafından düzenlenen trafik kaza tespit tutanağının 1.sayfasında belirtilen 34 TD 8183 ve 2. Sayfasında belirtilen 34 TD 8188 ile alkol tespit tutanağında belirtilen 34 TD 8188 plaka numaralarının 34 TD 8103 şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açılmıştır.

İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesi: 25.03.2013 gün ve 2013/244 Esas, 2013/202 Karar sayılı kararı ile; “HMK 4.ve 382 maddeleri Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanlarını saymış talebin bu sayılanlardan olmadığı, davacı İstinye Polis Merkezi Amirliği merkezi memurları tarafından düzenlenen 28.06.2012 tarihli kaza tespit tutanağındaki yanlış yazılan araç plaka bilgilerinin ve kaza tespit tutanağının düzeltilmesini talep etmiş olup talebin niteliği itibari ile idari bir işlem olan polis memurlarının düzenlediği tutanağın değiştirilmesine yönelik olduğu ve idarenin hizmet kusuruna dayandığı anlaşılmakla İdarenin hizmet kusuru ile ilgili davalara bakmak mahkememizin görev alanına girmediğinden görevli mahkemenin İdari Yargı yolu olduğu değerlendirilmekle 2577 sayılı kanunun (İdari Yargılama Usulü Kanunu) 2. Maddesi hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinin Yargı Yolu bakımından REDDİNE ve Mahkememizin Görevsizliğine karar vermek yolunda dosya üzerinde yapılan incelemede yasal ve vicdani kanaat gelmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile davacının dava dilekçesinin yargı yolu ve dava şartları bakımından görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar tarafların temyiz etmemesi üzerine 06.06.2013 tarihinde kesinleşmiş, karara bu şekilde şerh edilmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı taleplerle idari yargıda dava açmıştır.

İstanbul 10.İdare Mahkemesi: 27.06.2013 gün ve 2013/1481 Esas, 2013/1305 Karar sayılı kararı ile; Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket vekilince, müvekkil şirkete ait 34 TD 8103 plakalı araçla ilgili olarak Sarıyer Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği tarafından 28/06/2012 tarihinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağındaki ve alkol tespit tespit tutanağındaki maddi hataların düzeltilmesi istemiyle açılan dava da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 2. Fıkrası uyarınca "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." hükmü gereğince İdare Mahkemelerinin idarenin yerine geçecek şekilde maddi hataların düzeltilmesine ilişkin karar veremeyeceklerinden bu isteminin de yerinde olmadığı,ancak idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılabileceği, bu nedenle ancak idari işlemlerin iptalinin istenebileceği anlaşıldığından usulüne uygun olarak düzenlenmeyen dava dilekçesinin reddi gerektiği” şeklindeki gerekçesi ile dava dilekçesinin 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 15.maddesinin 1.fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla 3.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.

Davacı vekili bu kez 06.08.2013 havale tarihli dilekçesi ile; aynı gerekçelerle, davacı şirkete ait 34 TD 8103 plakalı araç ile yapılan kaza sonrasında Sarıyer Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği memurları tarafından düzenlenen 28.06.2012 tarihli kaza tespit tutanağı ve alkol tespit tutanağında araç plakası yanlış yazılmış olduğundan ve müvekkil şirketin zararının sigorta şirketinden tazmini amacıyla söz konusu tutanakların ve buna ilişkin idari işlemin iptaline karar verilmesi istemi ile idari yargıda dava açmıştır. 

İstanbul 10.İdare Mahkemesi: 27.08.2013 gün ve 2013/1800 Esas, 2013/1481 Karar sayılı kararı ile; “…5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3.maddesinde, bu Kanunun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise idari para cezası veya mülkiyeti kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı belirtilmiş olup anılan Kanunun 27.maddesinde ise, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği belirtilmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 112.maddesinin 1 .fıkrasında, sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılacağı hüküm altına alınmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirkete ait 34 TD 8103 plakalı araçla ilgili olarak 28/06/2012 tarihinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ve alkol tespit tutanağınına araç plakasının yanlış yazılması nedeniyle Sarıyer Kaymakamlığı ilçe Emniyet Müdürlüğü İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği işlemlerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda ayrıntılarına yer verilen Yasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 2918 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen işlemlerden sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin işlem ile buna bağlı para cezalarına ilişkin işlemlerin ve araçların trafikten men edilerek para cezası uygulanmasına ilişkin işlemlerin idare mahkemelerinde dava konusu edilebileceği, bunun dışında kalan tüm uyuşmazlıkların adli yargı yerlerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.” şeklindeki gerekçesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15. maddesinin (l/a) bendi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiş, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin 15.01.2014 gün ve 2013/22674 Esas, 2014/656 Karar sayılı kararı ile; onama kararı verilmiş, verilen karar davacı vekiline 11.02.2014 tarihinde, davalı vekiline 12.02.2014 günü tebliğ edilmiş, yasal süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

 Adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları üzerine davacı vekili tarafından, görev uyuşmazlığının giderilmesi istemi ile Mahkememize müracaat edilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.12.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, trafik kazası tespit tutanağına ve alkol tespit tutanağına yanlış yazılan davacı şirket aracının plakasının düzeltilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik” başlığını taşıyan 83. maddesinde,

“Trafik kazalarına;

a) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca,

b) Kazanın oluş nedenlerini, iz ve delillerini belirleyerek trafik kaza tespit tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca el konulur.

Trafik zabıtasının görevli olmadığı veya bulunmadığı karayollarında meydana gelen kazalarda trafik kaza tespit tutanağı mahalli genel zabıtaca düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.

Karayollarında meydana gelen ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşması halinde ve fiil başka bir suç oluşturmuyorsa adli kovuşturma yapılmaz ve Türk Ceza Kanununun 565 inci maddesi hükmü uygulanmaz.

Trafik kazalarında yolun trafiğe kapandığı hallerde; trafik zabıtası veya genel zabıta; iz ve delilleri kaybolmayacak şekilde işaretledikten ve gerekli işlemleri yaptıktan sonra, karayolunu trafiğe açmaya yetkilidir.

 Karayolunun trafiğe kapanmasına ölümlü ve hayati tehlike yaratan yaralanmalı kazalar neden olmuş ve bu kaza can, mal ve trafik güvenliğini etkiliyor ve başka bir yoldan geçiş verilemiyorsa Cumhuriyet savcısının gecikeceğinin anlaşılması halinde, gerekli işaretlemeler yapılıp araç ve ölüler kenara alınarak durum bir tutanakla tespit edildikten sonra yol trafiğe açılır.

Trafik zabıtası, usul kanunlarına göre görevlendirilirse, trafik kazalarında bilirkişilik yapar.

Trafik kazaları, kaza tahkik memurluğu, bilirkişilik ve bunlarda aranacak şartlar ile diğer esaslar yönetmelikte gösterilir” ve “Bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri” başlıklı 112. maddesinin birinci fıkrasında, “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Yasadaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali cezasını veya iş yerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır”  denilmek sureti ile trafik kazası tespit tutanağını düzenlemeye yetkili idari birimler ve bu yetkinin hangi çerçevede kullanılacağı hususları düzenleme altına alınmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayanılarak çıkarılmış bulunan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Trafik Kazalarına EI Konulması” başlıklı 154. maddesinde, “Trafik kazalarına el konulmasında aşağıda gösterilen esas ve usuller uygulanır.

a) Trafik kazalarına;

1) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca,

2) Kaza nedenlerini, iz ve delillerini belirleyecek “Kaza Tespit Tutanağı” düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca (polis veya jandarma), el konulur.

Trafik zabıtasının görev alanı dışında kalan yerler ile el koyamadığı durumlarda, trafik kaza tespit tutanağı, örneğine uygun olarak mahalli zabıta tarafından düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.(…)” denilmek sureti ile 2918 sayılı Kanun’a paralel şekilde kaza tespit tutanağının trafik zabıtasının görevi olduğu, bu birimin görev alanı dışında kalan yerlerde mahalli zabıtanın görevine girdiği düzenleme altına alınmıştır.

Aynı Yönetmeliğin, “Trafik Kazalarına ilişkin işlemler” başlıklı 156. maddesinde de,          “Trafik Kazaları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde aşağıdaki esas ve usuller uygulanır.

a) Kaza tespit tutanağının düzenlenmesi;

1) Örneğine uygun olarak; kaza yerinin durumu, iz ve deliller, kazaya karışan sürücüler, varsa ölü veya yaralılar, hasar veya zarar, gün ve saat ile gerekli görülen diğer hususlar belirtilmek üzere düzenlenir ve olay yerinin durumu bir krokide gösterilir.

Tutanaklar; soruşturma evrakına eklenmek, dosyasında saklamak ve sayısına göre taraflara verilmek üzere yeter sayıda düzenlenir.

2) Trafik kazası tespit tutanağı düzenlemeye bu Yönetmeliğin 154 üncü maddesinin (a) bendi gereğince trafik zabıtası ve genel zabıtanın görevli personeli yetkilidir.

Tutanaklar en az iki görevli tarafından düzenlenir. Hafif yaralanmalı veya hasarlı kazalarda tek görevli tarafından rapor şeklinde de düzenlenebilir.

Ancak Türk Silahlı Kuvvetlerine ait araçların karıştığı trafik kazalarında bir askeri temsilcinin bulundurulması mecburidir.

3) Tutanak düzenleyenler, taraflar için kusur oranı belirtirler(…)”  denilmek sureti ile tutanağın içeriği ve şekli şartları ortaya konulmuştur.

            2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Alkollü içki, uyuşturucu veya keyif verici maddenin etkisi altında  araç sürem yasağı’ başlıklı 48. Maddesinde; Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır.

(Değişik fıkra: 08/01/2003 - 4785 S.K./3. md.) Uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla, trafik zabıtasınca teknik cihazlar kullanılır. Tespit usulleri ve muayene şartları, Sağlık Bakanlığının görüşüne uygun olarak hazırlanacak yönetmelikte düzenlenir

Bu madde hükmüne uymayan sürücüler derhal araç kullanmaktan men olunur.

(Ek fıkra: 17/10/1996 - 4199/20 md; Değişik fıkra: 21/05/1997 - 4262/4 md.) Toplu taşım araçlarında sigara içilemez. Sigara içenler hakkında 4207 sayılı Tütün Mamüllerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun hükümleri uygulanır.

(Değişik fıkra: 08/01/2003 - 4785 S.K./3. md.) Yönetmelik ile belirtilen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin, suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; birinci defasında sürücü belgeleri altı ay süreyle geri alınır ve haklarında 265 300 000 lira para cezası uygulanır. İkinci defasında sürücü belgeleri iki yıl süreyle geri alınır ve haklarında 332 600 000 lira para cezası uygulanır ve bu sürücüler Sağlık Bakanlığınca, esas ve usulleri Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine tabi tutulurlar, eğitimi başarıyla tamamlayanların belgeleri süresi sonunda iade edilir. Üç veya üçten fazlasında ise, sürücü belgeleri beş yıl süreyle geri alınır ve altı aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile birlikte 532 600 000 lira hafif para cezası uygulanır. Ayrıca, psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesine tabi tutulurlar. Bu değerlendirme ve muayene sonrasında uygun görülenlere, geri alma süresi sonunda sürücü belgeleri iade edilir. Psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesinin yapılmasına dair esas ve usuller yönetmelikte gösterilir.

(Değişik fıkra: 08/01/2003 - 4785 S.K./3. md.) Uyuşturucu ve keyif verici maddeleri alarak araç kullananlara, eylemi başka bir suç oluştursa bile ayrıca, altı ay hafif hapis cezası ile birlikte 532 600 000 lira hafif para cezası uygulanır ve sürücü belgeleri süresiz olarak geri alınır.” denilmek sureti ile, alkolü araç kullanımına ilişkin yasak, bu  yasağın temini adına yapılacak denetim ve denetim sırasında uygulanacak kurallara yer verilmiştir.

2918 sayılı Kanun’un 110. Maddesinde ise; “ (Değişik madde: 11/01/2011-6099 S.K./14.mad.)

 İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

 Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” denilmek sureti ile,  karayolunda meydana gelen kazalardan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği açıkça belirtilmiştir.

            Tüm bu yasal mevzuat çerçevesinde; dava konusu olayda bir trafik kazasına esas olarak düzenlenen kaza tespit tutanağının ve alkol tespit tutanağının, ancak adli yargıda görülecek sorumluluk yargılamasına esas delil niteliğinde kullanılabileceği ve bu itibarla doğruluğu ve yerindeliğinin adli yargı yerince ele alınması gerektiği anlaşıldığından; idari işlem niteliği de bulunmayan bu belgelerin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına ve alkol tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.03.2013 gün ve 2013/244 Esas, 2013/202 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.03.2013 gün ve 2013/244 Esas, 2013/202 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

 

Hemen Ara