Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/4-237 Esas 2011/259 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/4-237
Karar No: 2011/259

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/4-237 Esas 2011/259 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçundan 5237 sayılı TCY’nın 265/1-3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 4.000’er lira adli para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verdi. Sanıkların yokluklarında verilen hükmün kendilerine usulsüz olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle yapılan temyiz istemleri reddedildi. Bunun üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi, sanıkların temyiz süresinin geçmediği kabul edilerek temyiz incelemesi yapılması gerektiği kararını verdi. Yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının Özel Dairece onanmasının isabetli olmadığı sonucuna varan Ceza Genel Kurulu, dosyanın eski hale getirme istemi konusunda bir karar verilmesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verdi. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCY’nın 265/1-3, 62, 50 ve 52. maddeleri.
Ceza Genel Kurulu         2011/4-237 E.  ,  2011/259 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname : 2008/256473
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : ÇERKEZKÖY 1. Asliye Ceza
    Günü : 13.09.2008
    Sayısı : 468-132

    Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanıklar G. P. ve S. H. (Y.)’ün Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesince 29.04.2008 gün ve 468-132 sayı ile; 5237 sayılı TCY’nın 265/1-3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 4.000’ er Lira adli para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Yokluklarında verilen hükmün kendilerine usulsüz olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle ve nedenleri de gösterilmek suretiyle sanıklar tarafından yapılan temyiz istemi Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesince 13.09.2008 günlü ek kararla reddedilmiştir. Temyizin reddine ilişkin bu kararın da sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince 28.06.2011 gün ve 11577-9060 sayı ile;
    “Kanun yolu başvurusunda tereddüte neden olacak nitelikte kurulan kararın 5271 sayılı CMK.nun 34/2 ve 232/6. maddelerine aykırı olması karşısında; sanık G. P..’nun da temyiz iradesini içerir 06.10.2008 tarihli kanun yolu başvurusunun da süresinde olduğunun kabulüyle; 29.04.2008 tarihli karara yönelik temyiz süresinin geçmesi, nedeniyle Yerel Mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı sanıklar G. P.. ve S. Y.. tarafından yapılar itirazın, tebliğnameye aykırı olarak reddine, yerel mahkemenin redde ilişkin kararının onanmasına,” karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 19.08.2011 gün ve 256473 sayı ile;
    “28.08.2006 tarihli temyiz dilekçesi içeriğine göre, sanıkların eski hale getirme niteliğinde taleplerinin mevcut bulunması karşısında; CMUK"un 311. maddesi uyarınca bu konuda karar verme yetkisi Yüksek Yargıtay"a ait olup yerel mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararının hukuki değerden yoksun bulunduğu açıktır.
    29.04.2008 tarihli hükümde temyiz itirazının başvuru yönteminin CMK"nun 291. maddesine uygun biçimde gösterilmemesi dikkate alınarak, sanıkların temyiz itirazlarının süresinde kabul edilmesi ve esastan temyiz incelemesi yapılması gerekirken, isteme aykırı olarak yerel mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararının onanması isabetli görülmediği…” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Dairenin temyizin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanması kararının kaldırılmasına ve esastan temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye tevdiine karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
    Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıkların 5237 sayılı TCY’nın 265/1-3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilen somut olayda, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; eski hale getirme istemini hangi merciin değerlendirmesi gerektiği ve buna bağlı olarak, yerel mahkeme tarafından verilen temyiz isteminin reddi kararının Özel Dairece onanmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Yerel mahkemenin 29.04.2008 tarihli hükmünün sanıkların yokluğunda verildiği, sanıkların yargılama evresinde verdikleri adreslere çıkarılan tebligatların, sanık G.’a 03.06.2008 tarihinde Tebligat Yasasının 21, sanık S.’a ise 14.06.2008 tarihinde aynı Yasanın 35. maddesine göre tebliğ edildiği, her iki sanığın 28.08.2008 tarihinde Yargıtay ilgili Ceza Dairesine gönderilmek üzere yerel mahkemeye verdikleri dilekçe ile, yapılan tebliğlerin usulsüz olduğunu ve kararı mahkeme kaleminden 26.08.2008 tarihinde öğrendiklerini belirttikten sonra temyiz nedenlerini sıraladıkları, bu talebin de yerel mahkemece değerlendirilerek 13.09.2008 tarihinde temyiz istemlerinin reddine karar verildiği, anılan kararın G."a 27.09.2008 tarihinde Tebligat Yasasının 21, S.."a ise 10.10.2008 tarihinde aynı Yasanın 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, sanıkların temyizin reddi kararını 06.10.2008 tarihinde temyiz ettikleri anlaşılmaktadır.
    5271 sayılı CYY’nın “Eski Hâle Getirme” başlıklı 40. maddesinin 1. fıkrasında; kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin, eski hale getirme isteminde bulunabileceği, “Eski Hâle Getirme Dilekçesi” başlıklı 41. maddesinde; eski hâle getirme dilekçesinin, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verileceği, dilekçe sahibinin, sürenin geçmesinde kusuru olmadığına ilişkin olguları, varsa belgelerini de ekleyerek açıklayacağı, dilekçe verildiği anda usule ilişkin yapılamayan işlemlerin de yerine getirileceği belirtildikten sonra “Eski Hâle Getirme Dilekçesi Üzerine Verilecek Karar” başlıklı 42/1. maddesinde;
    “(1) Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hâle getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
    Bu düzenleme 1412 sayılı CYUY’nın “Eski Hale Getirme İstidasının Mercii ve Bu Husustaki Kararlar” başlıklı 43/1. maddesindeki;
    “Mehli içinde usul muamelesi yapılmış olsaydı esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse eski hale getirme istidası hakkında dahi o mahkeme karar verir” biçimindeki düzenleme ile tamamen aynıdır.
    Ceza Genel Kurulunun 16.12.2008 gün 144-234, 23.09.1974 gün 227-408 ile 16.04.1973 gün 213-345 sayılı kararlarında da açıkça vurgulandığı ve yargısal kararlarla da istikrarlı şekilde uygulandığı üzere, temyiz süresinin geçirilmiş olması nedeniyle ileri sürülen eski hale getirme istemleri hakkında inceleme ve karar verme görevi Yargıtay’a aittir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Yerel mahkeme hükmünün yokluklarında verilmesinden sonra kararın kendilerine tebliğinden itibaren bir haftalık temyiz süresini kaçıran sanıkların, Yargıtay’a hitaben yazdıkları 28.08.2008 tarihli eski hale getirme istemi niteliğindeki dilekçeleri hakkında karar verme görevi Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine ait olması nedeniyle, yerel mahkemece bu istemin ele alınarak verilen temyizin reddi kararı hukuksal değerden yoksundur.
    Bu itibarla, sanıkların eski hale getirme istemini içeren 28.08.2008 tarihli dilekçeleri üzerine yerel mahkemece verilen 13.09.2008 günlü temyizin reddi kararı ile bunun onanmasına karar veren Özel Daire kararında isabet bulunmadığından kaldırılmasına, dosyanın öncelikle eski hale getirme istemi konusunda bir karar verilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 28.06.2011 gün ve 11577-9060 sayılı onama kararı ile Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2008 gün ve 468-132 sayılı ek kararının KALDIRILMASINA,
    3- Dosyanın öncelikle sanıkların eski hale getirme istemleri konusunda bir karar verilmek üzere Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.12.2011 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

    Hemen Ara