Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-80 Esas 2011/90 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/6-80
Karar No: 2011/90

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-80 Esas 2011/90 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2011/6-80 E.  ,  2011/90 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname: 2009/176087
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : SAMSUN 5. Asliye Ceza
    Günü : 02.03.2009
    Sayısı : 165-120

    Hırsızlık suçundan sanık A. A.’un, 5237 sayılı TCY"nın 141/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Yasanın 53. maddesinde yazılı haklardan yoksun bırakılmasına ve verilen cezanın aynı Yasanın 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin, Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.03.2009 gün ve 165-120 sayılı hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
    Adalet Bakanlığınca 06.07.2009 gün ve 37098 sayı ile,
    “5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ‘Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma’ başlıklı 53. maddesinde kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağına ilişkin düzenlemeler getirildiği, anılan maddenin 3. fıkrasında ise hapis cezaları ertelenen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakma kararı verilemeyeceği belirtilmesi karşısında, hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir” görüşüyle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesince 23.02.2011 gün ve 18232-1726 sayı ile;
    “… Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 02.03.2009 tarih ve 2008/165- 2009/120 sayılı kararın 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince bozulmasına, aynı Yasanın 309/4-d maddesi gözetilerek hüküm fıkrasından; 5237 sayılı TCY’nin 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine ‘Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCY’nin 53/1. maddesinin (a), (b,) (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına’ tümcesinin eklenmesine, karardaki diğer yönlerin saklı tutulmasına” karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığınca 24.03.2011 gün ve 176087 sayı ile;
    “…İtirazın konusu olan uyuşmazlık; sanık hakkında tayin olunan 10 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK.nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmesi karşısında; aynı yasanın 53/1-a maddesinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesinin yasal olarak olanaklı olup olmadığı ve kanun yararına bozma isteminde ileri sürülmeyen başkaca hukuka aykırılığın saptanması durumunda özel dairece ne şekilde davranılması gerektiği hususlarına ilişkindir.
    5237 sayılı TCY"nın 53. maddesinin 4. fıkrasında, ‘Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz’ hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Yasanın 49/2. maddesinde ise 1 yıl veya daha az süreli hapis cezalarının kısa süreli hapis cezası olduğu belirtilmiştir.
    Bu hükümler uyarınca, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında mahkûm oldukları cezaya bağlı olarak Yasanın 53/1. madde ve fıkrasında yazılı herhangi bir hak yoksunluğuna karar verilemeyecektir.
    Somut olayda, sanık hakkında tayin olunan ve kısa süreli hapis cezası niteliğinde olduğu tartışılmaz bulunan 10 ay hapis cezasının, yerel mahkemece ertelenmesine karar verilmiş olması karşısında, 5237 sayılı TCY"nın 53/4. maddesi hükmüne aykırı olarak, aynı maddenin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmesi yasaya aykırı ve isabetsizdir.
    Öğretide ‘olağanüstü temyiz’ olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasayolunun koşulları ve sonuçları 5271 sayılı CYY"nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay"ca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay"ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Yasa yararına bozmada geçerli olan ‘istekle bağlılık kuralı’ gereği, isteme konu edilmeyen hukuka aykırılıklar yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, inceleme sırasında Adalet Bakanlığının istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıkların saptanması halinde, bu yönlerden de başvuruda bulunulmasının sağlanması için Adalet Bakanlığına veya koşulları bulunmakta ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına ihbarda bulunulması suretiyle, bu hususlarda da başvuruda bulunulması halinde tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi sağlanacaktır.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Kanun yararına bozma istemi, TCK.nın 51/3. maddesi gereğince hapis cezaları ertelenen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakma kararı verilemeyeceğine ilişkindir.
    Özel Daire tarafından da istem yerinde görülerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına, hükümden TCK.nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölüm çıkartılarak yerine, ‘sanığın, TCK.nın 53/1. maddesinin ‘a, b, c, d, e’ bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına’ tümcesinin eklenmesine karar verilmiştir.
    Yukarıda belirttiğimiz gibi sanık hakkındaki kısa süreli hapis cezası ertelendiğinde sanık hakkında TCK.nın 53/1. maddesinde öngörülen hiçbir hak yoksunluğuna hükmedilmemesi gerekmektedir. Saptanan bu hukuka aykırılık nedeniyle kanun yararına bozma yoluna başvurulmasının sağlanması için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire kararının kaldırılması ve saptanan hukuka aykırılık nedeniyle yasa yararına bozma başvurusunun sağlanması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, kısa süreli hapis cezasının ertelenmiş olması halinde, mahkûm olunan cezaya bağlı olarak 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesinde yazılı herhangi bir hak yoksunluğuna karar verilip verilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle, Özel Dairece hükmün yasa yararına bozma istemi üzerine incelendiği sırada, yasa yararına bozma istemine konu edilmeyen başkaca hukuka aykırılık hallerinin saptanması halinde izlenecek yöntemin belirlenmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Sanık A.A.un hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCY"nın 141/1 ve 62. maddeleri uyarınca, 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53. maddede yazılı haklardan yoksun bırakılmasına ve verilen cezanın aynı Yasanın 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin mahkûmiyet hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
    Adalet Bakanlığınca, 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, hapis cezaları ertelenen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakma kararı verilemeyeceği görüşüyle yasa yararına bozma yoluna başvurulduğu,
    Dosyanın gönderildiği Özel Dairece, yasa yararına bozma istemindeki düşünce yerinde görülerek, TCY’nın 53. maddesi ile ilgili uygulama yönünden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlıkla ilgili olarak 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın “süreli hapis cezası” başlıklı 49. maddesinde;
    “(1) Süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hâllerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz.
    (2) Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.”,
    Aynı Yasanın “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53. maddesinde ise;
    “(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
    a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
    b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,
    c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
    d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
    e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.
    (2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
    (3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
    (4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz…” şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır.
    Buna göre, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan kişiler hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, aynı maddenin birinci fıkra hükmünün uygulanması olanaklı değildir.
    İnceleme konusu olayda, yerel mahkemece, sanık hakkında tayin olunan 10 aylık kısa süreli hapis cezası ertelendiği halde, sanığın TCY’nın 53. maddesinde yazılı bulunan haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmiş olup, saptanan bu hususun yukarıdaki açıklamalara göre hukuka aykırı olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü açısından yasa yararına bozma kurumu üzerinde de durulması gerekmektedir.
    Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan bu olağanüstü yasayolunun koşulları ve sonuçları “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CYY’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilecektir.
    Ancak, hükümdeki her hukuka aykırılık, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasayolunun olağanüstü bir yasayolu olması nedeniyle yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar, bu yolla denetlenemeyecek, buna karşın kanıtların ya da hukuk kurallarının yanlış değerlendirilmelerinden kaynaklanan hukuki değerlendirme hataları yasa yararına bozma yasayoluna konu olabilecektir.
    Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Ceza Genel Kurulu’nun 14.07.2009 gün ve 163-202; 07.07.2009 gün ve 155-192; 17.07.2007 gün ve 145-172; 02.10.2007 gün ve 82-196 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, yasa yararına bozmada geçerli olan “istekle bağlılık kuralı” gereği, isteme konu edilmeyen hukuka aykırılıklar yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, inceleme sırasında Adalet Bakanlığının istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıkların saptanması halinde, bu yönlerden de başvuruda bulunulmasının sağlanması için Adalet Bakanlığına veya koşulları bulunmakta ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına ihbarda bulunulması suretiyle, bu hususlarda da başvuruda bulunulması halinde tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi sağlanacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Adalet Bakanlığınca hapis cezası ertelenen sanık A. A. hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakma kararı verilemeyeceği hususuna dayanılarak yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmuştur. Sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezası 5237 sayılı TCY’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmiş olduğundan, aynı Yasanın 53. maddesinin 4. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı bulunan haklardan yoksunluğa karar verilmesine yasal olanak bulunmamakta ise de, bu konu Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma istem yazısında ileri sürülmemiştir.
    Bu itibarla, haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazın kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yasaya aykırı olduğu saptanan husus yönünden de yasa yararına bozma başvurusu sağlandıktan sonra, sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23.02.2011 gün ve 18232-1726 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
    3- Saptanan hukuka aykırılığın yasa yararına bozma başvurusuna konu edilmesini sağlamak üzere dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.05.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara