Esas No: 2011/1-78
Karar No: 2011/81
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/1-78 Esas 2011/81 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık N.Y., kasten öldürme suçundan 18 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi, maktulün eşiyle yaşanan kavganın ardından sanığın silah doğrultması sonucunda maktulün ölümüne neden olan olayda sanığın hüküm giydiği suçun yanı sıra maktulün ölümüne neden olan suçtan da yargılanması gerektiğine karar vermiştir. Yerel mahkeme, bu karara uymak yerine direnmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise uyma kararından dönülerek direnme kararı verilmesinin mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararını bozmuştur. Kanun maddeleri olarak ise, sanığın kasten öldürme suçundan TCY'nin 81, 21/2, 62 ve 53. maddelerine göre hüküm giydiği belirtilirken, mağdur İ.T'e karşı öldürmeye teşebbüs suçundan 5271 sayılı CYY'nın 223/7. maddesi uyarınca davanın reddi kararı verildiği kaydedilmiştir.
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 2010/344283
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BATMAN Ağır Ceza
Günü : 18.03.2010
Sayısı : 291-47
Kasten öldürme suçundan sanık N. Y.’ın 5237 sayılı TCY’nın 81, 21/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Batman Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.04.2007 gün ve 279-118 sayılı resen temyize tabi olan hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.07.2008 gün ve 1623-5992 sayı ile;
“Oluşa ve kabule göre sanığın, maktûlenin eşi İ. ile kavga ettikten sonra üzerinde taşıdığı tabancasını çıkarıp İ.’i hedef alıp atış ettiği ancak İ.in eşi olan maktûlenin sanık ile eşinin arasına girerek sanığın ateş etmemesi için yalvardığı sırada sanığın ateş ederek maktûleyi kasık bölgesinden isabetle ölümüne neden olduğu olayda, sanığın İ.e karşı olan silah doğrultma ve ateş etme olayı ile ilgili olarak dava açılarak ondan sonra maktûle ile ilgili hukuki durumun birlikte değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı doğrultusunda ihbarda bulunulan Batman C.Başsavcılığınca 10.10.2008 gün ve 1976-140 sayılı iddianame ile mağdur İ. T.e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasının Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2008 gün ve 263-276 sayılı birleştirme kararı ile incelemeye konu dava dosyası ile birleştirilmesi suretiyle yürütülen yargılaması sonucunda Batman Ağır Ceza Mahkemesince 02.12.2008 gün ve 234-314 sayı ile; sanığın 5237 sayılı TCY’nın 81/1, 29, 21/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanık müdafii ve yerel C.Savcısı tarafından sanık aleyhine olarak yapılan temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 06.10.2009 gün ve 4921-5660 sayı ile;
“1-Sanık hakkında mağdur İ..’i öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Oluşa ve kabule göre sanığın, maktûlenin eşi İ.ile kavga ettikten sonra üzerinde taşıdığı tabancasını çıkarıp İ.’i hedef alıp ateş ettiği, ancak İ.in eşi olan maktûlenin sanık ile eşinin arasına girerek, sanığın ateş etmemesi için yalvardığı sırada sanığın ateş ederek, maktûleyi kasık bölgesinden isabetle ölümüne neden olduğu olayda, sanığın İ.e karşı olan silah doğrultma ve ateş etme eylemi ile ilgili olarak Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca 10.10.2008 tarihli iddianame düzenlenip kamu davası açıldığı halde, sanık hakkında bu suçtan hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde mahkemesince her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
2-Sanık hakkında maktûle S..’yı öldürme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübut kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma ve eleştiri nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin, olayın yasal savunma sınırları içinde gerçekleştiğine veya yasal savunmada sınırın aşılması olarak değerlendirilmesi gerektiğine, eksik incelemeye, ağır tahrikin varlığına, yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak; olayın oluşuna göre olası kastla işlenen suçta tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak sanık hakkında eksik ceza tayini” isabetsizliğinden hüküm bozulmuştur.
Yerel mahkemece önce bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ise de, daha sonra bu karardan dönülerek 18.03.2010 gün ve 291-47 sayı ile önceki kararda direnilmiştir.
Bu hükmün de o yer C.Savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 1. Ceza Dairesine hitaben düzenlediği 11.01.2011 gün ve 344283 sayılı “mağdur İ.T.e karşı eylemi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken TCY’nın 44. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi ve maktule S.’yı olası kastla öldürme suçundan, bozmaya uyma kararı verildiği halde bundan dönülerek direnilmesi ve tahrik hükümlerinin uygulanması” görüşüyle “bozma” istekli tebliğnamesi ve Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 07.03.2011 gün ve 596-1294 sayılı tevdii kararı ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderil¬mekle, Ceza Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel C.Savcısının temyizinin sanığın maktule S. T.i olası kastla öldürme suçundan kurulan hükme yönelik olduğu ve sanığın mağdur İ.T.i öldürmeye teşebbüs suçundan 5271 sayılı CYY’nın 223/7. maddesi uyarınca verilen “davanın reddi” kararına ilişkin temyizin bulunmadığı saptanarak yapılan incelemede:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; olası kastla öldürme suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin ise de; öncelikle uyma kararından dönülerek direnme hükmü verilmesinin olanaklı olup olmadığı belirlenmelidir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Özel Dairece hükmün bozulması sonrasında 10.12.2009 tarihinde yapılan oturumda yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, 18.03.2010 tarihli oturumda ise bozma ilamına uyulmasına ilişkin ara karardan vazgeçilmesine karar verilerek direnildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik uygulamasına göre, uyma kararı, ara kararı niteliğinde olmayıp, davanın esasını çözümleyen kararlardandır. Bozmaya uymakla yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğmaktadır. Sonradan bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da zımnen geri dönülerek ilk hükmün aynen veya yeniden ittihaz edilmesi, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Bu itibarla, bozmaya uyan yerel mahkemenin, dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hükmünde direnmesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 18.03.2010 gün ve 291-47 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.05.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.