Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-39 Esas 2011/78 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/6-39
Karar No: 2011/78

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-39 Esas 2011/78 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2011/6-39 E.  ,  2011/78 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname : 2010/344187
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : BURHANİYE Ağır Ceza
    Günü : 28.12.2006
    Sayısı : 411-532

    Yağma suçundan sanık H .K.’ın 765 sayılı TCY’nın 499/son, 522 ve 59/2. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Burhaniye Ağır Ceza mahkemesince verilen 14.12.2004 gün ve 232-383 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 25.05.2005 gün ve 2191-5230 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    01.06.2005 tarihinde, 5237 sayılı TCY’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle dosyayı ele alan Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesince 29.07.2005 gün ve 232-383 sayılı ek kararla, sanığın lehe kabul edilen 5237 sayılı TCY’nın 149/1-a-c ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hükümlü vekili ve hükümlüye tebliğ edilen bu karara karşı herhangi bir yasa yoluna başvurulmadığından karar kesinleşmiştir.
    Hükümlü vekilince 02.09.2005 tarihli dilekçe ile Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.05.2005 gün ve 2191-5230 sayılı onama kararına yönelik olarak, karar düzeltme isteminde bulunulmuş, dosya yerel Cumhuriyet savcısının görüşü ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlü vekilinin karar düzeltme istemi sehven, yerel mahkemece verilen uyarlama hükmüne yönelik temyiz başvurusu kabul edilerek “onama” istekli tebliğname ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince de 13.06.2006 gün ve 15243-5999 sayı ile yerel mahkeme uyarlama hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonucunda sanığın yağma suçundan lehe kabul edilen 5237 sayılı TCY’nın 149/1-a-c ve 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCY’nın 109/2, 109/3-a ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen 28.12.2006 gün ve 411-532 sayılı hükmün, hükümlü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 16.03.2010 gün ve 11911-2764 sayı ile;
    “Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2004 gün, 232-383 sayılı kararının sanıklar savunmanı tarafından temyizi ve yağma suçu yönünden kendiliğinden de Dairemizce incelenerek 25.05.2005 gün, 2005/2291-5230 sayılı kararla hükmün onanmasına karar verildiği, 5237 sayılı TCY"nın yürürlüğe girmesi üzerine mahkemece uyarlama yapılarak, 29.07.2005 tarihli ek kararın verildiği, sanık H. K..savunmanının 02.09.2005 günlü dilekçesiyle Dairemiz kararına karşı, karar düzeltme yoluna gidilmesini istediği, sanık savunmanının 29.07.2005 tarihli ek kararla ilgili bir başvurusu bulunmadığı halde, dosyanın, tebliğname düzenlenerek Dairemize gönderilmesi üzerine anılan dilekçe ek karara karşı temyiz isteği olarak görülerek, inceleme yapıldığı ve 13.06.2006 gün, 2005/15243-2006/5999 sayılı kararla, 29.07.2005 tarihli ek kararın bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; yukarıdaki açıklamalar ışığında Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 13.06.2006 tarih ve 2005/15243-2006/5999 sayılı bozma kararına yönelik 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin son cümlesi uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yoluna başvurması olanaklı görüldüğünden, öncelikle bu hususta gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine” karar verilmiştir.
    Yargıtay C. Başsavcılığı ise 09.02.2011 gün ve 344187 sayı ile;
    “…Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin kendiliğinden temyize tabi olmayan ve temyiz istemi bulunmayan 29.07.2005 tarihli ve 2004/232-2004/383 sayılı kararı incelenerek bozulmuş ve bu bozma sonucunda hükümlü aleyhine bir durum ortaya çıkmıştır.
    Bu nedenle anılan bozma kararına karşı itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.
    Açıklanan nedenlerle; Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.06.2006 tarihli ve 2005/15243-2006/5999 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
    Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; ceza miktarı yönünden re’sen temyize tabi olmayan ve temyiz yasa yoluna başvurulmayan bir hükmün Özel Dairece temyiz davasına konu edilip edilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
    Ceza Genel Kurulunun 27.04.2007 gün ve 15-94 sayılı kararı ve yerleşik uygulamalarına göre; 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 305. maddesine göre, maddede kesin olarak belirtilen hükümler ile re’sen temyize tabi bulunan hükümlere ilişkin istisnalar hariç, olağan yasa yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de 1412 sayılı CYUY’nın 310. maddesine göre iki koşulun varlığı gereklidir: Bunlardan birincisi süre, ikincisi ise istek koşuludur.
    Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan “davasız yargılama olmaz” ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılmamakta ve bu konuda bir isteğin bulunması gerekmektedir. 1412 sayılı CYUY’nın halen yürürlükte bulunan 305. maddesinin 1. fıkrası ile bu kuraldan uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkûmiyetlerde istek koşulundan sanık lehine vazgeçilerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden (re’sen) yapılması kabul edilmiştir. Anılan maddede belirtilen onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin olanlar dışında kalan hükümlerde, süre ve istek koşullarına uygun temyiz davası açılmamışsa hükmün Yargıtay’ca incelenmesi olanaksızdır.
    Bu açıklamalar ışığında dosya içeriği değerlendirildiğinde;
    Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2004 gün ve 232-383 sayılı kararının, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.05.2005 gün ve 2291-5230 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, 5237 sayılı TCY"nın yürürlüğe girmesi nedeniyle mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 29.07.2005 gün ve 232- 383 sayı ile hükümlünün 5237 sayılı TCY’nın 149/1-a-c ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin uyarlama kararı verildiği, hükümlü vekili ve hükümlüye tebliğ edilen bu karara karşı herhangi bir yasa yoluna başvurulmadığından kesinleştiği, hükümlü müdafiince 02.09.2005 tarihli dilekçe ile Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.05.2005 gün ve 2191-5230 sayılı onama kararına yönelik olarak karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine dosyanın yerel C.Savcısının görüşü ile karar düzeltme isteminin değerlendirilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına gönderildiği, Yargıtay C. Başsavcılığınca hükümlü vekilinin karar düzeltme istemi sehven, yerel mahkemece verilen uyarlama hükmüne yönelik temyiz başvurusu kabul edilerek onama istekli tebliğname ile Özel Daireye gönderilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.06.2006 gün ve 15243-5999 sayı ile yerel mahkeme uyarlama hükmünün bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Ceza miktarı itibarıyla re’sen temyize tabi olmayan ve aleyhine temyiz yoluna başvurulmayan yerel mahkeme hükmünü temyizen inceleyen Özel Dairenin 13.06.2006 tarihli bozma ilamı ile bu bozma ilamı sonrasında yerel mahkemece verilen 28.12.2006 tarihli hüküm hukuksal dayanaktan yoksun bulunmaktadır. Hukuki değerden yoksun olup, hukuken sonuç doğurmayan yerel mahkemenin 28.12.2006 tarihli kararına karşı yasa yollarına başvurulması olanağı da bulunmamaktadır.
    Bu itibarla; Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile yerel mahkemece verilen 29.07.2005 tarihli uyarlama kararına yönelik temyiz davasının açılmasına ilişkin istek koşulu gerçekleşmediği gibi, hükmedilen ceza miktarı itibarıyla hüküm re’sen de temyize tabi olmadığından hukuksal değerden yoksun bulunan Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.06.2006 gün ve 15243–5999 sayılı bozma kararı ile buna dayalı olarak verilen Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2006 gün ve 411-532 sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline iadesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.06.2006 gün ve 15243–5999 sayılı bozma kararı ile Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2006 gün ve 411–532 sayılı kararı hukuki değerden yoksun bulunduklarından KALDIRILMALARINA,
    3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.05.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara