Esas No: 2012/8-926
Karar No: 2012/1816
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/8-926 Esas 2012/1816 Karar Sayılı İlamı
- 6136 SAYILI YASAYA AYKIRILIK SUÇU
- ATEŞLİ SİLAHLARA AİT MERMİLERİN YURT DIŞINDAN ÜLKEYE SOKULMASI
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62
- ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN (6136) Madde 12
"İçtihat Metni"
6136 Sayılı Yasaya Aykırılık Suçundan sanık C’nin aynı Yasanın 12/1, 5237 sayılı TCY’nın 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 375 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, dorsenin sahibine iadesine, ……plakalı çekicinin ise 1/3 payının zoralımına ilişkin, Şırnak Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2009 gün ve 514-110 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 24.12.2009 gün ve 16812-16543 sayı ile;
“...Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre sanığın ‘850’ adet mermiyi taşıması eyleminin 6136 sayılı Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu ve ele geçen mermi sayısına göre de bu madde uyarınca alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin olunması gerektiği gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Yasanın 12/1. maddesi uyarınca uygulama yapılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 03.06.2010 gün ve 256-474 sayı ile;
“...Sanığın kullandığı araçta ele geçen 850 adet 7,62x39 mm çaplı kaleşnikof mermileri ile ilgili olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; sanık Celal Çoban"ın suç tarihinde sevk ve idaresindeki aracın yakıt deposundaki motorinin içerisinde gizlenmiş vaziyette, sekiz adet el bombası ile 850 adet kaleşnikof mermisini yurt dışından ülkemize soktuğu, sanığın amacının Kuzey Irak"tan oldukça ucuza temin edildiği bilinen mermi ve el bombalarını yurt içinde satmak olduğu, olayın oluşu ve mühimmatın ele geçiriliş şeklinin açıkça ticaret kastını gösterdiği, eylemin 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde düzenlenen bireysel silah ticareti suçunu teşkil ettiği,
Mermilerin ele geçirildiği yerin Türkiye"nin Irak ülkesine açılan Habur Sınır Kapısı olduğu, sanığın bireysel ihtiyaca ilişkin herhangi bir savunmasının bulunmadığı, mermilerin yanında ayrıca sekiz adet de el bombasının ele geçirildiği, sadece genel sayısal verilerle sanık kastının belirlenmesinin doğru olmayacağı, suçun işlendiği yer, zaman, olayın oluş şekli, sanığın sübjektif durumu, bölgenin yapısı, ele geçen mermilerin niteliği, kullanıldığı silahlar ve bu açıdan sayıları gibi hususların hep birlikte ele alınarak kastın belirlenmesinin gerekeceği, 850 adet kalaşnikof mermisinin 28 adet kalaşnikof piyade tüfeği şarjörünü doldurabilecek kapasitede olduğu, kamyon şoförü olan sanığın, 28 şarjörlük mermiyi, yanında sekiz adet de el bombası olduğu halde, bireysel ihtiyaç için Kuzey Irak"tan ülkeye soktuğunun kabulünün mantıklı olmayacağı, olayda açıklanan sebeplerle sanığın silah ticareti suçunu işlediğinin sabit görüldüğü..." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının “onama” istekli 03.5.2012 gün ve 30232 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık C. hakkında patlayıcı madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, inceleme 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, suçun nitelendirilmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Olay yakalama ve el koyma tutanağına göre, Habur Kaçakçılık İstihbarat Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekiplerince yapılan istihbari çalışmalar sonucunda, ……………./…………..plakalı tır aracı ile Irak"tan Türkiye"ye silah ve mühimmat cinsi eşya getirileceği bilgisine ulaşılması üzerine tertibat alındığı, 09.12.2005 günü saat 05.15 sularında Jandarma Bölük Komutanlığının kontrol noktasına gelen aracın şüphe çekilmemesi için arama yapılmadan takibe alınarak Habur Gümrük Sahasında pasaport tescil ve normal gümrük işlemlerini tamamlamasının beklendiği, muayene işlemlerinden sonra araç sürücüsünün yanına başka bir kişinin geldiği görülünce aracın ekiplerce kanal aramasına çekildiği, sürücünün C., yanına gelen kişinin H. olduğunun belirlendiği, yapılan arama sırasında aracın ………… plakalı çekicisinin sağ tarafına takılı yakıt deposunun üst kısmındaki depo kapağı açılarak içerisinde motorin bulunan depo içinin demir çubukla kontrol edildiği, bazı metal cisimlere takıldığı tespit edilince motorinin boşaltıldığı, depo içinde üzerinde HGR DM41 SPLITTER COMP-B LOS FMP yazılı fünyesi takılı kullanıma hazır beş adet, fünyesi takılı bulunmayan üç adet olmak üzere toplam sekiz adet Alman DM-41 model savunma tipi parça tesirli el bombası ile rulo şeklinde sarılı poşetlerde kapsülünde NNY 2002 yazılı 7.62 mm çapında 850 adet kaleşnikof mermisinin ele geçtiği, içinde malzeme ele geçen …………plakalı çekici ile ………………plakalı yarı römork araca el konulduğu,
Soruşturma sonucunda sanıklar C. ile H. hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kamu davalarının açıldığı,
Bomba uzmanları tarafından düzenlenen 12.12.2005 tarihli inceleme raporunda; beş adet fünyesi takılı el bombalarının askeri amaçlı kullanılan savunma tipi ve parça tesirli olduğu, gövde içindeki patlayıcıların ve kapsüllerinin sağlam, her an kullanıma hazır durumda ve emniyet piminin takılı olduğu, aynı özelliklere sahip diğer üç bombanın ise fünyesinin takılı olmadığı ve bombalar motorin içinde olduklarından parmak izine rastlanmadığının belirtildiği,
Bomba uzmanları tarafından düzenlenen 22.03.2007 gün ve 1 sayılı ekspertiz raporunda ise; sadece askeri amaçlı kullanılabilecek, taşınması nakledilmesi, bulundurulması, yetkisiz kişi ve kurumlarca kullanılması yasak, herhangi bir düzenekle ya da tek başlarına patlatıldıklarında canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yıkıcı ve tahrip edici özellikler taşıdıkları, Özel Harekat Şube Müdürlüğüne bağlı eğitim sahasındaki boş arazide güvenlik önlemleri alınarak imha edildikleri ve emsallerine eşdeğerde patladıklarının tespit edildiği,
Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğince düzenlenen 09.04.2007 gün ve 80578 sayılı ekspertiz raporuna göre, suç konusu fişeklerin 6136 sayılı Yasa kapsamında kalan vahim nitelikteki ateşli silah fişeklerinden oldukları,
Cizre Emniyet Müdürlüğünün 03.11.2008 günlü yazısı ekinde yer alan araç tescil kaydı ve motorlu araç tescil belgesine göre, …………. plakalı aracın Sevsar Petrol Ürünleri San Tic Ltd Şti.’ne, …………. plakalı frigorifik yarı römorkun ise M’ye ait olduğunun belirlendiği,
Soruşturma ve kovuşturma aşamasında çekicinin resmi maliki görünen şirket adına bir tebligat yapılmadığı, ancak dosya içinde yer alan 12.12.2005 günlü vekaletname uyarınca adı geçen şirketin yetkili temsilcisi M’nin Av. M.ve Av. N’ye şirket adına vekaletname verdiği ve sözkonusu vekaletnamenin dosyaya konulduğu, adı geçen avukatların aynı zamanda sanık müdafileri oldukları, sanık C.ile beraat eden H’nin de aynı avukatları 12.12.2005 günlü vekaletname uyarınca müdafii olarak seçtikleri,
Tanık A’nın, “Sanıklarla aynı aracın ortaklarıyız, olay tarihinden önce Celal yurt dışına yük çıkardı, oradan boş dönecekti. C. ve H. araçlarıyla arka arkaya Türkiye"ye gelmişler. C."nin arabası gümrükte bağlanınca Halis"i aramış, o da onun yanına gelmiş, bana da telefonla bilgi verdiler” dediği,
Hakkındaki beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen H’nin; “Ben Irak’a sahibi olduğum kamyonum ile yük taşırım, olay günü Irak’tan Türkiye’ye giriş yaptığımda C’nin kullandığı ………..plakalı aracın kanal bölgesinde gümrükte bekletildiğini gördüm, o benden daha önce gelmiş, sorduğumda aracımda arama yapılıyor dedi, ben de biraz durdum, bir süre sonra araçtan mermi ve el bombası çıkarıldığını gördüm, benim bu elbombaları ve mermiler ile bir ilgim yoktur, ben sadece C’nin sürdüğü ……….. plakalı araçta ortağım, bu araçta biz üç ortağız, bir pay benim, bir pay C’nin bir pay da amcamın oğlu Hacı M’nindir, bu kamyonda sürekli C. çalışır ve kamyon onda durur, ben gümrükten önce C’yi en son 10-15 gün önce görmüştüm, bu mermi ve elbombaları ile bir ilgim yoktur, ben kendi kamyonum ile Irak’ı gidip geliyorum, mühimmatın ele geçirildiği kamyonda sadece 1/3 ortağım, olaydan sonra Celal ortaklıktan çekildi, biz onun payını verdik, şu anda kamyon bizdedir” şeklinde anlatımda bulunduğu,
Sanık C’nin önceki beyanlarına benzer olacak şekilde mahkemede; “suçlamaları kabul etmiyorum, ben ………. plakalı çekicimle birlikte Irak’ın Zaho şehrine gitmiştim. Orada 16 gün kaldım. Dönüşte gümrükten geçerken mazot deposunda davaya konu el bombaları ve mermiler çıktı, bu eşyalar motorinin içinden çıkmıştır. Fakat benim bu eşyalarla hiçbir ilgim yoktur. Bunları ben koymadım. Mazot deposunun iki kapağı vardır, bunlardan biri kilitliydi. Diğeri ise kilitsizdi. Bir başkasının bunları koyduğunu düşünüyorum, ayrıca ben gümrük alanında bir gün boyunca bekledim. Aracın başında hiç kimse yoktu. Kolcu da yoktu. Beni, arayacağız diye akşama kadar beklettiler, ben rahatlıkla bu eşyaları yok edebilirdim. Rahatlıkla ortadan kaldırabilirdim. Bu, iki civatalık bir iştir. Fakat benim bu eşyalardan bilgim olmadığından hiç böyle bir şeye de kalkışmadım... Bu araç bana ait değildir. M. isimli bir kişiye aittir. Bana şoförlük yaptığımdan dörtte birini vermişti. Ancak param çıkışmadığından bu payı da alamadım. Araç M’ye aittir. Benim S. isimli şirketle de bir ortaklığım yoktur...” şeklinde savunmada bulunduğu,
Yargılama sonucunda sanık H. hakkında yeterli delil bulunmadığından bahisle beraat hükmünün kurulduğu ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
Sanık C. hakkında, patlayıcı madde bulundurma suçundan TCY’nın 174/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 80 Lira adli para cezası ile mahkûmiyet kararı verildiği ve Özel Dairece onanarak kesinleştiği, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün ise suç niteliğinin hatalı belirlenmesi isabetsizliğinden bozulduğu,
Anlaşılmaktadır.
Yerel mahkeme tarafından sanığın eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesi, Özel Dairece aynı Yasanın 13/1. maddesi kapsamında kaldığının kabul edilmesi ve uyuşmazlığın da eylemin nitelendirilmesine ilişkin olması nedeniyle anılan Yasa maddelerindeki düzenlemelerin üzerinde durulmalıdır.
6136 sayılı Yasanın 12. maddesinin suç tarihinde yürürlükteki hali;
“Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları Türkiye"de Harp Silah ve Mühimmatı yapan Hususi Sanayi Müesseselerin Kontrolu Hakkındaki 3763 ve Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Hakkındaki 5591 sayılı Kanunların hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan sekiz yıla kadar ağır hapis ve onbeşbin liradan altmışbin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin toplu olarak birinci fıkrada yazılı suçları işlemeleri halinde sekiz yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve yirmibeşbin liradan yetmişbeşbin liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.
Birinci fıkradaki eylemleri işlemek amacıyla teşekkül kuranlarla yönetenler veya teşekküle mensup olanlar tarafından sözü geçen fıkrada yazılı suçlar işlenirse failler hakkında on yıldan onbeş yıla kadar ağır hapis ve ellibin liradan yüzbin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Bu fıkrada yazılı teşekkül, iki veya daha fazla kimsenin birlikte cürüm işlemek amacı etrafında birleşmesi ile oluşur.
Ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tüfek veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması ya da bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermilerin miktar bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralarda yazılı cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur.
Dördüncü fıkrada niteliği belirtilen ateşli silahlar ile benzerlerinin miktar bakımından vahim olması halinde 1, 2 ve 3 üncü fıkralarda yazılı cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.
Ateşli silahlar ile mermiler ve bunların yapımında veya taşınmasında bilerek kullanılan her türlü araç ve gereçlerin başkasına ait olsa ve başka amaçla kullanılmak üzere verilmiş bulunsa bile zoralımına hükmolunur” şeklinde düzenlenmiş olup, 5728 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle hapis cezasının üst sınırı birinci fıkrada 12 yıla, ikinci fıkrada 15 yıla çıkarılmış, hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte hükmolunacak para cezası ise adli para cezası olarak belirlenmiş, zoralıma ilişkin özel düzenleme kaldırılmıştır.
Aynı Yasanın 13. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ise; “(1)Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Ateşli silahın, bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlardan olması ya da silâh veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur” biçiminde düzenlenmiş olup, 5728 sayılı Yasa ile hapis cezasının alt ve üst sınırlarında bir değişiklik yapılmamış, hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte hükmolunacak para cezası adli para cezası olarak belirlenmiştir.
6136 sayılı Yasanın 12. maddesinde düzenlenen suç, seçimlik hareketli suçlardan olup anılan madde gereğince, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması veya sokmaya teşebbüs ya da aracılık edilmesi, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ilgili Yasa hükümleri dışında ülkede yapılması veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahlar veya mermilerin bir yerden diğer bir yere taşınması ya da yollanması veya taşımaya bilerek aracılık edilmesi, satılması, satmaya aracılık edilmesi veya bu amaçla bulundurulması yasaklanmıştır. Maddede yazılı hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi ile suç oluşmaktadır. Buna karşılık, aynı Yasanın 13. maddesinde ise; ateşli silahlarla, bunlara ait mermileri satın alan, taşıyan veya bulunduranların cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Irak’tan Türkiye’ye gelen sanığın sürücülüğünü yaptığı araçta yakıt deposuna gizlenmiş şekilde sekiz adet el bombası ile birlikte poşetler içinde 850 adet kaleşnikof mermisinin ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde öngörülen ateşli silahlara ait mermilerin yurt dışından ülkeye sokulması suçunun unsurlarının oluştuğu, anılan maddede sayılan seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylemin, 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu nedenle, hakkında yerel mahkemece 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesine aykırılık suçundan mahkûmiyet hükmü kurulan sanığın eyleminin, anılan Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğuna ilişkin Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin 03.06.2010 gün ve 256-474 sayılı direnme hükmünün ONANMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.10.2012 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, oybirliğiyle karar verildi.