Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3782 Esas 2022/1946 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3782
Karar No: 2022/1946
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3782 Esas 2022/1946 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, bir eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasında Asma Konakları isimli sitenin inşaatı sırasında dış sıva ve ısı yalıtımı konusunda sözleşmelerin akdedildiğini ve borcun tamamının ödenmediğini belirterek davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını beyanla takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep etmiştir. Mahkeme davayı reddetmiş, ancak temyiz incelemesi sonucunda ödeme konusunda uyuşmazlık olduğu belirtilerek, davalının defterlerinde kayıtlı olan 114.741,00 TL borçtan, davalının ödeme olarak sunduğu 78.086,00 TL’luk ödemenin mahsup edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu durumda, davacının sair temyiz itirazları reddedilmiş, davacı yararına karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, Türk Borçlar Kanunu'nun 46. ve 146. maddeleri değerlendirilmiştir.
6. Hukuk Dairesi         2021/3782 E.  ,  2022/1946 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir.
    Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında Asma Konakları isimli sitenin inşaatı sırasında dış sıva ve ısı yalıtımı konusunda 14/10/2011 ve 15/12/2011 tarihli sözleşmelerin akdedilerek 13 adet toplam 784.809,50 TL bedelli faturalar düzenlendiğini, faturalara konu borcun 679.809,50 TL tutarındaki kısmı takip tarihinden önce ödenerek bakiye 105.000,00 TL ödenmediğinden İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2013/9406 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başladıklarını, davalının borcun 1.068,68 TL'sini kabul ettiğini, kalan 103.931,32 TL tutara ise itiraz ederek ödemediğini beyanla takibe yapılan itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesi ile; cari hesap dökümüne göre kalan borcun 1.068,68 TL olduğunu, başka bir borçlarının bulunmadığını ve bunu da ödediklerini beyanla davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi tarafından temyiz edilmiş, Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin 06.11.2017 tarih ve 2016/4225 Esas, 2017/3813 Karar sayılı ilamı ile davalının sunduğu makbuzlarda ödeme alan Ümit Dilek, Kıyas Keskin ve Onur Kocakaya’nın davacı şirket yetkili temsilcisi olup olmadıkları, olmasalar dahi TBK'nın 46. maddesi gereğince davacı şirket adına başkaca yaptığı işlemlerin ve tahsilatların benimsenip benimsemediği konusunun değerlendirilmesi hususunda bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, bilirkişiden alınan rapora göre ödeme yapılan şahısların durumu değerlendirilerek, sunulan makbuzlardaki ödemeler davacıya yapılan ödeme olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Taraflar arasında ödeme hususunda uyuşmazlık olup; davacı davasında 784.809,50 TL bedelli faturadan takipte kabul edilen 1.068,68 TL ödeme dahil 105.000,00 TL bakiye alacağı olduğunu belirtmiş, bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda davalının defterlerinde icra takibine konu edilen 784.809,50 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu ancak ihtilafın davacının kabul ettiği ödeme tutarı dışında 12.12.2012 tarihinden sonra yapılan 114.741,00 TL ödemeden kaynaklandığı, davalının sunduğu ödeme evraklarında ödeme toplamının ise 78.086,00 TL olduğu belirtilmiştir. Bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda ise; Onur Kocakaya’nın ticaret sicil kaydına göre şirketi temsile yetkili müdürü olduğu, Kıyas Keskin’in şirkette çalışan işçilerin işe alım tutanaklarında imzasının bulunduğu, Ümit Dilek için ise sigortalı işçi olarak çalıştığı, ödeme yapılan şahısların TBK 146. madde gereğince temsilci olarak işlemler yaptığı ve bu işlemlerin onanıp benimsendiği değerlendirilerek bu kişilere yapılan ödemeler davacı şirkete yapılan ödeme olarak kabul edilmiştir.
    Mahkemece alınan raporlar doğrultusunda ödemeler kabul edilerek davanın reddine hükmedilmiş ise de; davalının ödeme evrakı olarak sunduğu makbuzların toplamı 78.086,00 TL tutarlı olup, defterinde ödeme kaydı olarak görünen bakiye tutara ilişkin evrak sunulmamıştır. Her ne kadar bozmadan sonra alınan rapor ve yapılan araştırmadan Ümit Dilek’e yapılan 5.000,00 TL tutarındaki ödeme davacı şirkete yapılan ödeme olarak kabul edilmiş ise de; Ümit Dilek sadece şirketin sigortalı çalışanı olup, bunun dışında temsilci olarak hareket ettiğine dair herhangi bir bilgi de mevcut olmadığından, bu şahsa yapılan ödemenin davacı şirkete yapılan ödeme olarak kabulü doğru olmamıştır.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş; ihtilaflı olup, davalının defterlerinde ödeme kaydı bulunan 114.741,00 TL’den, davalının ödeme olarak sunduğu makbuzların toplamı 78.086,00 TL tutarın 5.000,00 TL kısmı Ümit Dilek’e yapıldığından kalan 73.086,00 TL ödemenin mahsubuyla kalan 36.655,00 TL yönünden davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bette açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 06.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara