Esas No: 2018/32199
Karar No: 2018/32199
Karar Tarihi: 29/6/2021
AYM 2018/32199 Başvuru Numaralı H.G. Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
H.G. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/32199) |
|
Karar Tarihi: 29/6/2021 |
R.G. Tarih ve Sayı: 17/9/2021 - 31601 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ |
Başvurucu |
: |
H.G. |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, sağlık sorunları bulunmasına rağmen ceza infaz kurumunda tutulmanın ve cerrahi müdahale için gerekli koşulların sağlanmamasının kötü muamele yasağını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/11/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Ceza infaz kurumunda hükmen tutuklu bulunan başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 73. maddesi uyarınca sağlık hizmetlerine erişimin sağlanması ve tahliye edilmesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
4. Komisyonca tedbir talebinin ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Anayasa Mahkemesinin 12/12/2018 tarihli kararıyla başvurucunun tahliyeye yönelik tedbir talebinin reddi, sağlık durumuna uygun koşulların sağlanarak sağlık hizmetlerine derhâl erişmesi yönünde tedbir kararı verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı ve Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan (Ceza İnfaz Kurumu) temin edilen bilgilere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Genel Bilgiler
7. Başvurucu, darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) üyesi olduğundan bahisle 7/11/2016 tarihinde tutuklanmıştır.
8. Başvurucu, sağlık sorunları yaşadığını belirterek tahliyesini talep etmiş ancak talebi reddedilmiştir.
9. Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/5/2018 tarihli kararıyla başvurucunun 9 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Mahkûmiyet kararının gerekçesinde; başvurucunun FETÖ/PDY"nin ticari alanda meydana getirdiği dernek ve federasyonda genel sekreter olarak yetkili olduğu, bu yapıların örgütle irtibatı ile örgütsel faaliyetlerinin icrasını temin için gayriresmî olarak vazifelendirildiği, ilgili derneğin üyelerinin seçimi ve çalışmalarına yön verdiği, kendisine verilen örgütsel talimatları yerine getirdiği, bu kapsamda basın açıklaması yaptığı, örgütün hastanesi, Bank Asya isimli finans kurumu ve dershaneleri ile yurtlarına örgütsel amaçlı destek olduğu, örgütün yayın organı olan Zaman gazetesine yeni abone kazandırma hususunda referans olduğu, örgüte müzahir şirketlerin muvazaalı olarak el değişimi konusunda talimatlar vererek organizasyonları üstlendiği ve ByLock programını kullandığı ifade edilmiştir. Anılan kararın istinaf incelemesi devam etmektedir.
10. Başvurucu, sol dizinde rahatsızlık olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesine tedbir talebinde bulunmuş; yakın tarihli tıbbi geçmişine ilişkin bilgi ve belgeler sunmuştur.
11. Anayasa Mahkemesi, başvurucu tarafından sunulan bilgilerin tedbir hususunu sağlıklı bir şekilde karara bağlamaya yeterli nitelikte olmadığını gözeterek -benzer olaylarda takip ettiği usule uygun olarak- 7/11/2018 ve 13/11/2018 tarihli müzekkerelerle Ceza İnfaz Kurumundan başvurucunun tedavi süreci ve tutulma koşullarına ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesini talep etmiştir.
B. Başvurucunun Tutulduğu Ceza İnfaz Kurumu Tarafından Gönderilen Belgeler
12. Ceza İnfaz Kurumunun 9/11/2018 tarihli yazısında şu hususlara yer verilmiştir:
i. Başvurucunun 5/2/2018 tarihinde Ceza İnfaz Kurumu revirine başvurduğu, yapılan muayene sonucunda kendisine dermatit tanısı konulduğu ve medikal tedavi düzenlendiği,
ii. Başvurucunun 23/2/2018 tarihinde Ceza İnfaz Kurumu revirinde muayene edildiği ve kendisine egzersiz önerildiği,
iii. Başvurucunun sevk edildiği Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 20/3/2018 tarihli raporda "Hastanın 15 seans FTR [fizik tedavi ve rehabilitasyon] alması eşliğinde medikal tedavi alması, quadriceps güçlendirme egzersizlerinin her gün yapılması, 1 (bir) ay sonunda FTR ve ortopedi poliklinik kontrolü ile operasyon gerekliliği açısından tekrar değerlendirilmesi uygundur." şeklinde karar alındığı,
iv. Başvurucunun 22/3/2018 tarihinde hastanenin FTR polikliniğinde muayene olduğu, kendisine on beş seans FTR önerildiği ve ilaç tedavisi verildiği,
v. 9/4/2018 tarihinde FTR polikliniği tarafından düzenlenen on beş seanslık tedaviye başlandığı,
vi. 22/5/2018 tarihinde hastanenin ortopedi polikliniği tarafından başvurucuya artroskopi (endoskop kullanılarak eklem içinin gözle muayenesi, tedavisi) önerildiği,
vii. 25/4/2018 tarihinde başvurucunun sağ alt kadranında defans mevcut olduğu gerekçesiyle 112 Acilin Ceza İnfaz Kurumuna çağrıldığı,
viii. Başvurucunun 30/4/2018 tarihinde hastanenin ortopedi polikliniğine sevk edildiği ve tetkik istendiği,
ix. Başvurucunun 1/6/2018 tarihinde FTR polikliniğine sevk edildiği ve hakkında medikal tedavi düzenlendiği,
x. Hastanenin Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 26/7/2018 tarihli raporda "2 (iki) yıl önce traktörden düşme sonrası sol dizi dönen ve yürürken dizinin boşa düşmesi ve dönmesi, tuvalete oturduktan sonra kalkarken dizinde kilitlenme, yürüyememe şikayeti ile tetkiki daha önce yapılan ve cerrahi tedavi önerilen hastanın ceza evinde bulunmasının hayati açıdan risk teşkil edip etmeyeceği: ETMEZ. Beyan ettiği sağlık sorunları yüzünden sağlığına olumsuz tesirde bulunup bulunmayacağı; Operasyon öncesi, esnası ve sonrası (rehabilitasyon tamamlanıncaya kadar) KLOZET TUVALET kullandığı müddetçe BULUNMAZ." şeklinde karar verildiği,
xi. Hastane tarafından 13/8/2018 tarihinde düzenlenen raporda başvurucunun rahatsızlığının "Sol diz hareketleri normal sol diz eha normal ön çekmece dersi (-) lochman (2+) dizde belirgin instabilite görülmedi fiziki muayenedeMCL ACL intakt MRG: ACL RÜKTÜRÜ BULGUSU VAR." şeklinde tarif edildiği ve "Hastanemizde tedavisi vardır. Nakline gerek yoktur." yönünde karar verildiği,
xii. Başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda altı veya sekiz kişilik odada tutulduğu, bu odaların iki katlı olduğu, üst katın yatakhane, alt katın ise tuvalet, banyo ve ortak kullanım alanı olarak ayrıldığı belirtilmiştir. Öte yandan Ceza İnfaz Kurumundaki tüm tuvaletlerin alaturka tuvalet olduğu bildirilmiştir.
13. Ceza İnfaz Kurumunun 13/11/2018 tarihli yazısında ise şu hususlara yer verilmiştir:
i. Başvurucuya ameliyat sonrası alafranga tuvalet kullanımının önerildiği, Ceza İnfaz Kurumunda alafranga tuvalet bulunmaması nedeniyle başvurucunun kendi isteği ile ameliyat olmadığı,
ii. Ceza İnfaz Kurumunun bina yapısı itibarıyla alafranga tuvalet için mevcut ortamın bulunmadığı bildirilmiştir.
C. Anayasa Mahkemesinin Tedbir Kararı
14. Anayasa Mahkemesince 12/12/2018 tarihinde verilen tedbir kararında somut olayda, başvurucunun tedbir talebinin dizindeki rahatsızlık nedeniyle ameliyat olması gerektiği ancak gerekli koşulların sağlanamaması nedeniyle Ceza İnfaz Kurumunda tutulmanın ötesinde acı yaşadığı iddiası ekseninde yoğunlaştığı ifade edilmiş; başvurucunun tutuklu kaldığı zaman diliminde kamu makamlarınca gerekli sağlık hizmetine erişiminin sağlandığı, ancak başvurucuya önerilen tedavi için gerekli fiziksel koşulların oluşturulamadığı tespit edilmiştir.
15. Anılan tedbir kararında; başvurucunun hükmen tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumundan serbest bırakılması yönündeki tedbir talebinin reddine ve önerilen ameliyatın gerçekleştirilebilmesi amacıyla uygun koşulların sağlanması, bu çerçevede başvurucunun sağlık durumuna daha elverişli bir odada tutulması, başvurucuya alafranga tuvaletin temin edilmesi ve sağlık hizmetlerine derhâl erişmesi yönünde tedbir kararı verilmiştir.
D. Anayasa Mahkemesinin Tedbir Kararı Sonrasında Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Tarafından Gönderilen Belgeler
16. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28/12/2018 tarihinde gönderilen yazıda; başvurucunun sağlık durumuna uygun ameliyat sonrası koşulların sağlandığı, sağlanan şartlar doğrultusunda başvurucunun tek katlı olan H-14 No.lu odada bir kişi ile birlikte kalabileceği konusunda bilgilendirildiği ancak başvurucunun Ceza İnfaz Kurumu tarafından alınan beyanında ameliyat olmak istemediğini belirttiği ifade edilmiştir.
17. Ceza İnfaz Kurumu tarafından 13/12/2018 tarihinde düzenlenen İfade Tutanağı"nın ilgili kısmı şöyledir:
"SORULDU: Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün ... 28/11/2018 tarihli yazısında hükümözlü H.G.nin tedavisinin gerekli kıldığı tüm işlemlerin yerine getirilmesini, kontrollerinin düzenli olarak yaptırılması hususunda gerekli duyarlılığın ve özenin gösterilmesini, adı geçenin ve benzer durumda olan hükümlü ve tutukluların rahatsızlığına bağlı ihtiyaçlarının kurum fiziki koşulları gözetilerek yerine getirilmesi açısından gerekli tedbirlerin alınması suretiyle infazına devam edilmesini emredilmiştir. Erzurum Böle Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nce düzenlenen sağlık kurulu raporunda; Beyan ettiği sağlık sorunları yüzünden sağlığına olumsuz tesirde bulunup bulunmayacağı "Operasyon öncesi, esnası ve sonrası (Rehabilitasyon tamamlanıncaya kadar) KLOZET TUVALET kullandığı müddetçe BULUNMAZ" denilmiştir. Bahsi geçen ameliyatı olmanız durumunda raporda belirtilen şartların sağlanması adına tek katlı olan H-14 odasında yapılan tadilat ile birlikte bir adet klozet, bir adet engelli rampası kurulmuştur. Ameliyat sonrası bakımınıza yardım edebilecek aynı suç grubundan bir tutuklu ile kalabileceğinizi, bundan fazla tutuklunun odanın kapasitesi itibari ile odaya alınamayacağını bilmeniz gerekmektedir. Sağlanan imkanların yeterli olduğu değerlendirilmekle, ameliyat olup olmayacağınız hususunda cevap vermeniz gerekmektedir.
CEVAP: "Sağlanan şartlar içerisinde H-14 nolu odada imkanlar dahilinde 1 kişi ile birlikte kalabileceğim belirtilmiştir. Yanımda kalacak olan 1 kişinin rehabilitasyon süresi içinde sıkılıp tarafıma yardım etmeyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle bu imkanlar dahilinde bu durumun sağlığıma daha olumsuz sonuçlar doğuracağı endişesi ile ameliyat olmak istemiyorum" dedi.
18. Başvurucunun 3/8/2019 tarihinde Oltu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiği, hâlen burada tutulduğu tespit edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. İlgili ulusal hukuk için bkz. Abdullah Baybaşin, B. No: 2014/5161, 20/9/2017, §§ 28-32; Kamil Erdoğan, B. No: 2017/4023, 19/4/2018, §§ 19-21.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 29/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
21. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak geliri olmadığını beyan ederek adli yardım talebinde bulunmuştur.
22. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Sağlık Durumu Dikkate Alınmaksızın Tutuklanma Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu; sol dizinde rahatsızlık olduğunu, kendisine cerrahi tedavi önerildiğini, bu konuda düzenlenen sağlık kurulu raporunda ameliyat sonrasında alafranga tuvalet kullanması gerektiğinin belirtildiğini, aynı zamanda merdiven de çıkmaması gerektiğini, sağlık kurulu raporunda belirtilen koşulların sağlanması için Ceza İnfaz Kurumundan talepte bulunduğunu ancak olumlu sonuç alamadığını, nakil talebinin de reddedildiğini, ceza infaz kurumu koşullarının uygun olmaması sebebiyle ameliyat olamadığını, dizindeki rahatsızlık nedeniyle havalandırmaya çıkamadığını, ciğerlerinin zarar görmeye başladığını, psikolojisinin bozulduğunu, tuvaleti kullanmakta zorlandığını, başkasından yardım almadan tutulduğu odanın üst katına geçemediğini belirterek sağlık hakkı ile yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
24. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz."
25. Anayasa Mahkemesi, ölüm olayının veyayaşam hakkına yönelik ciddi bir riskin tespit edilmediği durumlarda ceza infaz kurumlarının fiziki ve tıbbi imkânlarının sağlık durumuna uygun olmamasına dayalı şikâyetleri istikrarlı bir şekilde kötü muamele yasağı kapsamında incelemektedir (Mete Dursun, B. No: 2012/1195, 18/11/2015; Serdar Öztürk, B. No: 2013/7532, 4/2/2016; Sabri Kaya, B. No: 2014/8482, 29/6/2016; Ergin Aktaş, B. No: 2014/14810, 21/9/2016; Hayati Kaytan, B. No: 2014/19527, 16/11/2016; İmam Çelikdemir, B. No: 2014/20289, 5/12/2017).
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Yaşam hakkı yönünden ayrıca incelemeyi gerektiren özel bir sorun ihtiva etmeyen somut başvuruda, başvurucunun şikâyetleri Anayasa"nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı çerçevesinde ele alınacaktır.
27. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” şeklindeki kural, hükümlü ve tutuklulara yönelik uygulamalar için de geçerlidir. Bu husus 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un "İnfazda temel ilke" kenar başlıklı 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında "Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz." ve yine aynı Kanun"un 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde "Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddi ve manevi koşullar altında çektirilir." şeklinde düzenleme ile açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla tutuklamaya veya hapis cezasına mahkûmiyete ilişkin bir kararın yerine getirilmesi için sağlanacak şartlar, insan onuruna saygıyı koruyacak nitelikte olmalıdır (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 36).
28. İnfazın yöntemi ve infaz sürecindeki davranışların mahkûmları özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntılı veya eziyetli bir duruma sokmaması gerekir. Ceza infaz kurumunda tutulmanın pratik gerekleri çerçevesinde mahkûmların sağlık ve esenlikleri gibi hususların yeterli bir şekilde güvence altına alınması ve mahkûmlara gerekli tıbbi yardımın sağlanması da insan onuruna yakışır koşulların sağlanması için gereklidir (Turan Günana, § 39). Bu çerçevede hasta bir kişinin uygun olmayan fiziki ve tıbbi koşullarda tutulması da Anayasa"nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir muamele olarak kabul edilebilir (Murat Karabulut, B. No: 2013/2754, 18/2/2016, § 65).
29. Hukuka uygun olarak özgürlüğü kısıtlanan herkesin insan onuruna uygun tutma koşullarına sahip olma hakkı bulunduğunu, alınan tedbirlerin uygulanma koşullarının kişiyi tutukluluğa bağlı kaçınılmaz üzüntü seviyesini aşacak yoğunlukta bir ümitsizliğe sokmaması gerektiğini kabul etmek gerekir (Fatih Hilmioğlu, B. No: 2014/648, 18/9/2014, § 65). Ayrıca Anayasa"nın tutuklu bir kimsenin sağlık gerekçesiyle serbest bırakılması için hiçbir genel zorunluluk getirmediği ancak doğal olarak ortaya çıkan fiziksel ya da ruhsal rahatsızlıklardan kaynaklanan acının yetkililerin sorumlu tutulabileceği tutukluluk koşullarından dolayı artması ya da artma riski bulunması hâlinde bu durumun Anayasa"nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına girebileceği belirtilmelidir (Fatih Hilmioğlu, § 66).
30. Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin hasta olmaları durumunda devletin kontrolü altında tuttuğu bu kişilere gerekli tıbbi yardımı sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün hiç veya gerektiği gibi yerine getirilmemesi sonucunda kişinin yaşamı veya vücut bütünlüğü bakımından tehlike arz eden acil bir duruma, ağır veya uzun süreli bir acı çekmesine sebebiyet verilmiş olması, belirtilen sonuçlar ortaya çıkmamakla birlikte kişinin tıbbi yardımdan mahrum kalmış olması nedeniyle yaşadığı stres, huzursuzluk veya aşağılanma hissinin -olayın kendine has koşulları çerçevesinde- insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele düzeyine ulaşacak ciddiyette olması hâlinde Anayasa"nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiği kabul edilebilir. Bu kapsamdaki değerlendirmede kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasına bağlı dezavantajlı konumunun da dikkate alınması gerekir (Hayati Kaytan, § 44).
31. Başvurucunun tutulduğu Ceza İnfaz Kurumunda kamu makamlarınca gerekli sağlık hizmetine erişiminin sağlandığı, bu kapsamda hem Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde tedavi edildiği hem de gerektiğinde daha donanımlı diğer hastanelere sevkinin sağlandığı ve başvurucuya gerekli muayene, tahlil, tetkik ve tedavi hizmetlerinin verildiği anlaşılmaktadır (bkz. § 12). Başvurucunun sunduğu veya ilgili kurumlardan gelen tıbbi belgelerde sağlık durumunun ceza infaz kurumunda tutulmasına engel olabilecek nitelikte olmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte başvurucunun tedbir talebi kabul edilmiş ve cerrahi tedavisi için sağlık durumuna uygun koşulların sağlanarak sağlık hizmetlerine derhâl erişmesi yönünde tedbir kararı verilmiştir.
32. Bu kapsamda başvurucunun tutulduğu Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirilen tadilat sonucunda H-14 numaralı tek katlı oda başvurucunun ameliyat sonrasındaki süreci geçirmesi için elverişli hâle getirilmiştir. Öte yandan başvurucunun bakımına yardım edebilecek bir kişinin refakatinde bu odada kalmasına imkân sağlanmıştır. Ancak başvurucu; Ceza İnfaz Kurumu tarafından alınan beyanında, birlikte kalabileceği belirtilen ve kimliği belirtilmeyen -belli olmayan- bu şahsın sıkılıp kendisine yardım etmeyeceğini düşündüğünü ifade etmiş; ameliyat olmak istemediğini belirtmiştir. Başvurucunun Anayasa Mahkemesinin tedbir kararının uygulanmadığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır.
33. Somut başvuruda, başvurucunun dizinden rahatsız olduğu ve başvurucuya cerrahi tedavinin önerildiği anlaşılmaktadır. Başvurucu hakkında düzenlenen sağlık raporunda başvurucunun sağlık durumunun ceza infaz kurumunda tutulmasına engel teşkil etmediği ve operasyon kapsamında rehabilitasyonu tamamlanıncaya kadar gereken fiziki şartların sağlanması hâlinde ceza infaz kurumunda tutulmasının sağlığına olumsuz tesirde bulunmayacağı ifade edilmiştir. Bu çerçevede Ceza İnfaz Kurumunda tadilat gerçekleştirilmiş ve başvurucuya ameliyat olması hâlinde bir kişinin refakatinde sağlık durumuna uygun bir odaya yerleştirilebilme imkânı sağlanmıştır. Ancak sağlanan şartlarda başvurucu ameliyat olmayı kabul etmemiştir. Başvurucu her ne kadar havalandırmaya çıkamadığı gerekçesiyle ciğerlerinin zarar görmeye başladığını, psikolojisinin bozulduğunu iddia etmişse de bu konuda başvuru dosyasına yansıyan herhangi bir bulgu bulunmamaktadır.
34. Bu tespitler ışığında başvurucunun sağlık durumu, başvurucuya sağlanan bakımın kalitesi vesağlık durumunun Ceza İnfaz Kurumunda tutulmasına engel teşkil etmediği yönündeki sağlık raporu birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun sağlık durumu uygun olmamasına rağmen tutukluluk hâlinin devam ettirilmesi nedeniyle kötü muameleye maruz kaldığı yönündeki iddiasının kötü muamele yasağı için aranan asgari ağırlık derecesine ulaşmadığı gerekçesiyle açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.
35. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
C. Sağlık durumu dikkate alınmaksızın tutuklanmadan dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 29/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.