Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3793 Esas 2022/2133 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3793
Karar No: 2022/2133
Karar Tarihi: 14.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3793 Esas 2022/2133 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir tazminat davasında, davacı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalı yüklenici tarafından yapılan işlerdeki eksik-kusurlu işler giderim bedeli ile gecikme tazminatının davalıdan tahsil edilmesi istenmiş, birleşen dava olarak da fazla imalat bedelinin talep edilmiştir. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulması sonucunda asıl davaların kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir. Davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin bazı temyiz itirazları reddedilirken, mahkemece hükmedilen alacağın davalıdan temerrüt faizi ile birlikte tahsil edilmesi doğru bulunmamıştır. Çünkü söz konusu uyuşmazlık ticari faaliyetlere dayandığından faizin türü belirtilmeden temerrüt faizine karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca vekâlet ücretine ilişkin 13. maddesi gereği asıl davada 3.400,00 TL yerine 3.360,00 TL vekâlet ücreti hükmedilmiştir. Kararın düzeltilerek onanması talep edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TTK'nın 19. maddesi ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/II. maddesi belirtilmiştir.
6. Hukuk Dairesi         2021/3793 E.  ,  2022/2133 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili dava dilekçesinde; 09.08.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı yüklenici tarafından yapılan inşaatta bulunan 14.000,00 TL eksik-kusurlu işler giderim bedeli ile 8.400,00 TL gecikme tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini, birleşen davada ise davacı yüklenici vekili; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan fazla imalât bedeli 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 22.400,00 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 3.646,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı-birleşen dosyada davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı-birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince, asıl davada 22.400,00 TL için ticari faiz talep edilmesine rağmen mahkemece hükmedilen alacağın davalıdan temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    Somut olayda; uyuşmazlık konusu olan imâl ve inşa işi tarafların ticari faaliyetleri ile ilgili olduğundan, TTK'nın 19. maddesi gereğince ticari iştir. Aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince taraflardan birisi için ticari iş niteliğinde olan hususlar kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri içinde ticari iş sayılır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/II. maddesi gereğince, davacı ticari faizi talep edebileceğinden ve bu davada da ticari faiz istenildiğinden mahkemece faizin türü belirtilmeden temerrüt faizine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” düzenlemesi mevcuttur. Bu durumda asıl dava bakımından 3.400,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 3.360,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
    Bu nedenlerle kararın bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın asıl dava bakımından hüküm fıkrasının 1. bendinin beşinci satırında yer alan “temerrüd” kelimesinin karardan çıkarılarak yerine “ticari” kelimesinin yazılmasına, 2. bendinin ikinci satırında yer alan “3.360,00” rakamının karardan çıkarılarak yerine “3.400,00” rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
    karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara