Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/1670 Esas 2021/5206 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1670
Karar No: 2021/5206
Karar Tarihi: 01.03.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/1670 Esas 2021/5206 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, alt işveren olarak çalıştığı davalı şirket tarafından haksız feshedildiğini ve çeşitli alacakları olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkeme, fazla mesai talebini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili, fazla mesai dışındaki alacakların da hüküm altına alınması gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, kararın gerekçesiyle hüküm kısmının çelişkili olduğunu ve isteklerle ilgili taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar yönünden yeniden hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298 maddelerinin ortaya koyduğu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibini gerektirdiği, bozma ile önceki hüküm ortadan kalktığından bozma konusu yapılmayan istekler hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri hakkında detaylı açıklama kararda yer almamaktadır.
9. Hukuk Dairesi         2021/1670 E.  ,  2021/5206 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının, davalı ... de alt işveren işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin davalı şirket tarafından haksız feshedildiğini, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, ücret alacağı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ücret alacakları olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Belediyesi Vekilinin Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... İnşaat Temizlik GıdaYemek Üretim Nakliye Güvenlik ve Bilgisayar Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevabinin özeti:
    Davalı vekili: davacının alacaklarından ihale makamının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının fazla mesai talebini, tanık beyanı ile ispatlamaya çalışsa da davacı tanıklarının davalılara karşı benzer davalarının olması ve davacının bu beyanları destekler mahiyette delil ibraz edememiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1- Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas: ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı)
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, davacı ihbar tazminatı , asgari geçim indirimi, ücret alacağı , fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir. Mahkemece 26.11.2015 tarihli kararda Belediye yönünden davanın reddine karar vermiş, diğer davalı şirket bakımından alacaklar hüküm altına alınmıştır. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/19829 esas, 2019/3809 karar sayılı ilamı ile davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmişse de yeterli araştırma yapılmadığı, davacının hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığı hususlarının tespiti ile isteklerle ilgili karar verilmesi amacıyla bozma kararı verilmiştir.
    Akabinde mahkemece yapılan yargılama ile isteklerle ilgili karar verilerek talep edilen alacaklar bakımından davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluğuna karar verilmiştir. Davalılar vekillerinin, mahkeme kararını temyiz etmesi neticesinde davacının, fazla mesai talebini ispatlayamadığı ve reddi gerektiği gerekçesi ile Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2020/2454 esas, 2020/9104 karar sayılı ilamı ile bozma kararı verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi tarafından, bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; kararın hüküm kısmı davanın reddine ilişkin ise de gerekçesinde fazla mesai alacağının reddine dair açıklama yapılmıştır.
    Öncelikle davacı, dava dilekçesi ile fazla mesai alacağı ile birlikte bir kısım işçilik alacağı talebinde bulunmuştur. Davanın reddine karar verilmesi ile tüm alacakların reddine karar verildiği anlaşılmış ise de gerekçe de fazla mesai alacağının reddine karar verildiği belirtilmiştir. Mahkeme kararının hüküm ile gerekçe kısmının çelişkili olduğu anlaşılmakta olup bu husus bozma nedenidir.
    2-Davacı vekili, fazla mesai dışında talep edilen alacakların uyuşmazlık dışı olmasına rağmen davanın reddine karar verildiğini, tüm isteklerin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile kararı temyiz etmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298 maddelerinin ortaya koyduğu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denilebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K.sayılı kararında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
    Bu açık düzenlemeler nedeni ile bozma ile önceki hüküm ortadan kalktığından bozma konusu yapılmayan istekler hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekir. (HGK. 10.10.2012 gün ve 2012/9-851 Esas, 2012/705 Karar).
    Mahkemece anılan usul kurallarına aykırı olarak isteklerle ilgili taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar yönünden yeniden hüküm kurulmaması ve davanın reddine dair hüküm kurulması hatalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara