Esas No: 2022/1723
Karar No: 2022/2305
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1723 Esas 2022/2305 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1723 E. , 2022/2305 K.Özet:
Davalı ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye dayanarak açılan itirazın iptali davası sonucunda mahkeme, davayı kısmen kabul etmiştir. Ancak davalı vekili karara karşı karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Yüksek Özel Daire, davalı vekilinin talebini reddetmiştir. Ancak muhalefet şerhi düşülen kararda, davanın esasına ilişkin hatalı bir değerlendirme yapıldığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkeme kararında HUMK'nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin reddine, takdiren 660,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: HUMK'nın 440. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
- K A R A R -
Davacı vekilince açılan, itirazın iptali davası sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2021/310 Esas, 2021/2088 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez Dairemiz kararına karşı davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 660,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 20.04.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında 04.05.2011 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan bütün edimlerini yerine getirip işi teslim ettiğini, davalının sözleşme dışında talep ettiği bir kısım işleri de yaptığını, Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/332 D. İş sayılı dosyası ile yapılan işlerin tespit edildiğini, sözleşme dışı iş bedellerinin davalı tarafça taahhüt edilmiş olmasına rağmen ödenmediğini, davalının kendisine gönderilen faturayı haksız olarak iade ettiğini, tespit raporunda davacının sözleşme dışı yaptığı işlerin bedelinin 77.591,60 TL olduğunun tespit edildiğini, alacağın tahsili için Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2012/933 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek icra takibine vaki haksız itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3. 2. maddesinde "İşin yapımına yönelik ilgili belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından alınması gerekli izinler, ruhsatlar yüklenici tarafından alınacaktır" şeklinde hüküm bulunduğunu, davacı şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğuna ilişkin belgeleri müvekkili şirkete ibraz etmediğini, bu itibarla bu belgelerin davacı şirket tarafından müvekkili şirkete ibraz edilmediği için müvekkili şirketin bu işlerin izinsiz ve ruhsatsız yapılmış olduğu endişesini taşıdığını, davacı şirketin sözleşme kapsamındaki işleri izinsiz ve ruhsatsız yapmış ise, yapmış olduğu imalatların hiçbir değerinin bulunmadığını, davacının sözleşme kapsamında yapması gereken birçok işin ya yapılmadığını ya da eksik ya da hatalı olarak yapıldığını belirterek haksız ve mesnetsiz olan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; ‘’Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları savunmaları ve alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, bilirkişi raporlarının dosya kapsamı ile uyumlu ve yeterli olduğu görüldüğü, ayıplı ifalar her ne kadar 02/07/2018 tarihli ikinci ek raporda açık ayıp olarak nitelendirilmişse de tavandan su akması, sıvalarda çatlaklar bulunması ve raporda belirtilen benzer ayıpların ilk bakışta tespit edilemeyecek, kullanım sonucu zamanla ortaya çıkabilecek ayıplar olduğunun görüldüğü, ayıplı ifa nedeniyle yapılan indirimin uygun bulunduğu, hatalı yapılan izolasyonun ayıplı ifa nedeniyle yapılan toplam indirimin içinde olması nedeniyle bu yönden 11/05/2017 tarihli bilirkişi raporuna itibar edildiği, davacının sözleşme kapsamı dışında yapmış olduğu işlemler nedeni ile davalıdan 57.255,57 TL talep edebileceği ancak yapmış olduğu bazı işlemlerin gizli ayıplı olması nedeniyle davalının talep edebileceği, toplam 23.500,00 TL' nin düşülmesiyle kalan 33.755,57 TL + KDV olmak üzere davacının davalıdan takip tarihi itibariyle toplam 39.831,57 - TL talep edebileceği’’ gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 39.831,57 TL alacak üzerinden icra takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, alacağın likit olmaması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yüksek Özel Daire Sayın Çoğunluğu, davalı vekilinin karar düzeltme talebini oy çokluğuyla reddetmiştir.
Yüksek Özel Daire Sayın Çoğunluğunun karar düzeltme talebinin reddine dair kararına aşağıda açıklanan nedenlerden dolayı katılmıyorum.
Dava, hukuki niteliği itibari ile eser sözleşmesinden doğan faturalı iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili talebine ilişkindir.
Bu tür davalarda mahkemece öncelikle yüklenicinin edimini, yani eseri meydana getirme ve teslim borcunu yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki iskân koşulu (oturma izni) v.s. diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Somut olayda, dava konusu gayrimenkulde yüklenici tarafından yapılan tadilatların, ruhsatsız olması nedeniyle Kadıköy Belediyesi tarafından yıkımına karar verilmiştir.
Bir yapının imara aykırı bulunması durumunda, mahkemece yapılması gereken iş, ilgili belediyeden de sorularak, tüm binanın tadilat projesiyle veya kısmi düzeltmelerle imara uygun ve yasal hale getirilip getirilemeyeceği konusunda bilirkişiden ek rapor almaktan, yasal hale gelemeyeceği tespit edildiği takdirde imar mevzuatına aykırı ve kaçak nitelikteki bu bölümlerin herhangi bir ekonomik değeri bulunduğundan bahsedilemeyeceğinden davanın reddine karar vermekten, yasal hale getirilebilmesinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde davadaki taleplerle bağlı kalınarak sonucuna göre bir hüküm kurmaktan ibarettir.
İlk derece mahkemesince bu yönde bir araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın bu yönde bozulması gerektiğinden Yüksek Özel Daire Sayın Çoğunluğunun davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine dair kararına katılmıyorum.