AYM 2018/3885 Başvuru Numaralı MHD HAITHAM ALMIDANI Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/3885
Karar No: 2018/3885
Karar Tarihi: 19/10/2021

AYM 2018/3885 Başvuru Numaralı MHD HAITHAM ALMIDANI Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MHD HAITHAM ALMIDANI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/3885)

 

Karar Tarihi: 19/10/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Tuğba YILDIZ

Başvurucu

:

Mhd Haıtham ALMIDANI

Vekili

:

Av. Nihat PARLAK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Sigorta Tahkim Komisyonu kararına karşı yapılan itirazın miktar yönüyle kesin olduğu gerekçesiyle reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/2/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucunun seyahat ettiği otobüs 9/1/2016 tarihinde Balıkesir-Edremit kara yolu üzerinde direksiyon hâkimiyetinin kaybedilmesi neticesinde kaza yapmıştır.

8. Edremit İlçe Jandarma Komutanlığının 9/1/2016 tarihli olay yeri inceleme raporuna ve Trafik Kazası Tespit Tutanağı"na göre araçta bir Türk (şoför), diğerleri Suriye Arap Cumhuriyeti ve Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti vatandaşı olmak üzere toplam elli altı kişi bulunmaktadır. Ayrıca şoför ve yolculardan oluşan toplam sekiz kişinin vefat ettiği tutanakta ifade edilmiştir.

9. Başvurucu, kaza neticesinde yaralanarak malul kalmıştır. Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Adli Kurul mütaalasının 8/5/2017 tarihli raporuna göre başvurucuda sürekli iş göremezlik hâlinin bulunduğu, iş göremezlik oranının %45 olduğu belirtilmiştir.

10. Başvurucu, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak1.500 TL zararının tahsili istemiyle 27/7/2017 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuştur.

11. Sigorta Tahkim Komisyonu hakemi 26/12/2017 tarihinde başvurucunun talebini reddetmiştir. Karar gerekçesinde; 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1404. maddesinde sigorta ettirenin veya sigortalının kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamayacağının düzenlendiği belirtilerek yine aynı Kanun"un 1452. maddesi gereğince bu şekilde yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğu ifade edilmiştir. Dosyada yer alan haber kupürlerinden kazanın Yunanistan"a kaçak olarak geçmeye çalışan kişilerin taşınması sırasında meydana geldiğinin anlaşıldığı, ayrıca Trafik Kazası Tespit Tutanağı"nda yolcuların tümünün yabancı ve çoğunun Suriyeli olmasının söz konusu iddiayı destekler nitelikte görüldüğü belirtilmiştir. Bu bağlamda kazanın kaçak yolcu taşınması sırasında meydana geldiği kanaatine varılarak kaçak yolcu taşınmasının da suç olduğu dikkate alındığında 6102 sayılı Kanun"un 1404. maddesi gereğince davanın reddine kesin olarak karar verildiği ifade edilmiştir.

12. Başvurucu hakem kararına itiraz etmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu 26/1/2018 tarihli kararla; 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. Maddesinin (12) numaralı fıkrası uyarınca 5.000 TL"nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğunu, uyuşmazlık konusu miktarın bu tutarın altında olduğunu belirtilerek itirazın reddine karar vermiştir.

13. Kesin olarak verilen hakem kararı başvurucuya 10/1/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucu 8/2/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

15. 6102 sayılı Kanun’un 1404. maddesi şöyledir:

"Sigorta ettirenin veya sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz."

16. 6102 sayılı Kanun’un 1452. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"1404 ve 1408 inci madde hükümleriyle 1429 uncu maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı sözleşmeler geçersizdir."

17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 412. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır."

18. 5684 sayılı Kanun’un 30. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden veya Hesaptan faydalanacak kişiler ile Hesap arasında doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla Birlik nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluşturulur..."

19. 5684 sayılı Kanun"un 30. maddesinin (12) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

 “Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. ...Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. (Değişik cümle: 13/6/2012-6327/58 md.) Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır. Temyize ilişkin usûl ve esaslar hakkında Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu uygulanır.”

20. 5684 sayılı Kanun"un 30. maddesinin (14) numaralı fıkrası şöyledir:

"Mahkemeye ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar ile ilgili olarak Komisyona başvuru yapılamaz."

21. 5684 sayılı Kanun’un 30. maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...Sigorta ettirenler veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasındaki uyuşmazlıklar adli yargı mekanizmalarıyla çözümlenmektedir. Ancak sigortacılık alanında ihtisas mahkemelerinin olmaması, yargı sürecinin uzun zaman alması ve masraflı olması, sigortalıların mağduriyetine neden olmakta ve zararın telafisi uzun zaman aldığından sigortanın var olma amacına aykırılık teşkil etmektedir...

Madde ile getirilmek istenilen tahkim sistemi ile, sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan tüm uyuşmazlıkların çözümü amaçlanmaktadır....Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda yer alan tahkim sisteminin temel esas ve usulleri çerçevesinde sistem şekillendirilmiştir.

...Tahkim sisteminin işleyişe kavuşması ve uygulama alanı bulması, sigortalıların sistemin tarafsızlığına olan güveninin sağlanması ile mümkün olabilecektir. Bu amaçla, sigorta hakemliği müessesesi tasarlanmış ve belirli niteliklere sahip kişilerin, Komisyona başvurarak listeye kaydolmaları temin edilmiştir. Uyuşmazlığın çözümüne ilişkin Komisyona yapılacak başvuruda, belirli usul ve esaslar çerçevesinde, Komisyonca listeden bir hakem atanacak ve uyuşmazlık tamamen tarafsız olan hakem tarafından çözülecektir."

B. Uluslararası Hukuk

22. İlgili uluslararası hukuk için bkz. Muhittin Yeşilmen, B. No: 2016/58665, 10/6/2020, §§ 19-24.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Anayasa Mahkemesinin 19/10/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

24. Başvurucu; gerçek zararını başvuru tarihinde bilmemesi nedeniyle belirsiz alacak davası niteliğinde başvuruda bulunduğunu, dilekçesinde de açıkça maluliyet miktarının artması ihtimali karşısında fazlaya ilişkin haklarının saklı kaldığını belirttiğini ifade etmiştir. Ancak Komisyonun, bu talebini dikkate almadan uyuşmazlık değerini 1.500 TL gibi değerlendirerek kesin olarak talebini reddetmesi nedeniyle hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca hakem kararında insan kaçakçılığı faaliyeti sırasında kazanın meydana geldiği kanaatine varılmışsa da olayda buna ilişkin delil olmadığını, İstanbul"dan Balıkesir"e şehirler arası taşımacılık faaliyeti kapsamında seyahat ettiğini, henüz ceza soruşturmasında böyle bir yargıya varılmazken hakemin karardaki bu yorumunun hukuki belirlilik ve kanuni hâkim güvencesine aykırı olduğunu iddia etmiştir.

B. Değerlendirme

25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun hakem kararın kesin olması nedeniyle itiraz talebinin reddedilmesine yönelik şikâyetlerinin mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

26. Anayasa"nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

28. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).

29. Mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle mahkemelerin usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65).

30. Başvuru konusu olayda trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine yönelik bir uyuşmazlık söz konusudur. Bu uyuşmazlığa ilişkin adli mahkemelerde dava açılabileceği gibi Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvurulabilmektedir.

31. Tahkim, uyuşmazlığın çözümünün taraflara bırakıldığı ihtiyari bir yöntemdir. Ancak bazı durumlarda kanun koyucu tarafından başvurulması zorunlu bir yol olarak da gösterilebilir. Bununla birlikte sigorta tahkim 5684 sayılı Kanun"un 30. maddesi gereğince sigorta şirketi ile uyuşmazlık yaşayan sigorta ettiren ve/veya sözleşmeden menfaat elde eden kişi yönünden başvurulması ihtiyari bir çözüm yoludur. Nitekim bu kişiler Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmak yerine adli mahkemelerde dava da açabilmektedir (bkz. § 20) (Muhittin Yeşilmen § 35).

32. Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmakla uyuşmazlığa ilişkin dava açma imkânından ve adil yargılanma hakkının güvencelerinden feragat etmiş olmaktadır. Dolayısıyla hakem yargılamasında devlete atfedilebilir bir kusur veya hakem kararına karşı gidilen bir yargı kararı olmadıkça -temyiz incelemesi gibi- adil yargılanma hakkının güvencelerinin uygulanmadığı iddiasına yönelik denetim yapılamayacaktır (Muhittin Yeşilmen § 36).

33. Somut olayda başvurucu, yaşadığı trafik kazası neticesinde oluşan zararları dolayısıyla derece mahkemesinde dava açmak yerine tercihen Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunmuş ve 1.500 TL iş göremezlik tazminatının ödenmesini talep etmiştir. Hakem, sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğu kanaatine vararak başvurunun reddine 5684 sayılı Kanun gereği (bkz. § 19) uyuşmazlık tutarı yönünden kesin olarak karar vermiştir.

34. Başvurucu, tahkim yoluna başvurmakla adil yargılanma hakkına ilişkin iddialarını denetletme imkânından kendi iradesiyle vazgeçmiştir. Bu bağlamda yargısal karar üzerine yapılan bir başvuru bulunmadığından ileri sürülen iddialar yönünden başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara