Esas No: 2020/1014
Karar No: 2020/5763
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1014 Esas 2020/5763 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20.03.2018 tarih ve 2015/312 E- 2018/63 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 06.12.2019 tarih ve 2018/1751 E- 2019/1275 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1992 yılında ticari faaliyetine başlayan ve 1997 yılından itibaren şekerleme ve çikolata alanına yönelen müvekkilinin "Bolu Çikolatası" markasıyla tanınmış marka statüsüne ulaştığını, davalı şahsın müvekkilinin markaları ile aynı sınıfta yer alan malları kapsayacak şekilde 2013/98062 sayılı “BOLULU ÇİKOLATACIM+şekil” ibareli markanın 30. sınıfta tescili için başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin 2003/15919sayılı "BOLULU ÇİKOLATA", 2003/15920 sayılı "BOLU ÇİKOLATASI" ve 2012/24176 sayılı "BOLU ÇİKOLATASI" markalarını mesnet göstererek itirazda bulunduğunu, itirazın önce Markalar Dairesince nihai olarak da YİDK tarafından reddedildiğini, “Bolu Çikolatası” markası üzerinde müvekkilinin önceye dayalı gerçek hak sahipliğinin bulunduğunu, bu durumun kesinleşmiş mahkeme kararları ile de sabit olduğunu, müvekkili tarafından gerçekleştirilen kullanımlardan önce “Bolu Çikolatası” olarak var olan herhangi bir çikolata markası bulunmadığını, taraf markalarının ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduklarını, Bolu ilinde ikamet eden davalının Bolu’nun köklü işletmelerinden olan müvekkilinden ve müvekkili markalarından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalının kötü niyetli bulunduğunu, müvekkilinin "şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler" emtiasını içerir 2012/24176 sayılı "BOLU ÇİKOLATASI" ibareli marka başvurusunun reddine karşı açtığı YİDK kararı iptali davasında, müvekkilinin "Bolu Çikolatası" markasının gerçek hak sahibi olduğuna hükmedildiğini, davalının başvuru markasının tescili halinde iltibas oluşacağını ileri sürerek, YİDK"in 2015-M-5096 sayılı kararının iptaline, tescili halinde 2013/98062 numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı markaları müddet olduğundan 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında bir tescil engelinin olmadığını, aynı KHK"nın 8/3 maddesi hükmünün uygulanmasına ilişkin koşulların da oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının itirazına dayanak yaptığı markaların hükümden düştüğünü, dolayısıyla YİDK kararının yerinde olduğunu, davacının tanınmış markasının "Bolu Çikolatası" markası değil "BOLÇİ" markası olduğunu, Bolu’da üreticilerin Bolu Çikolatası olarak bilinen ürün standartlarına uygun hareket ederek Bolu Çikolatası üretip piyasaya arz edebildiklerini ve ürün üzerine bu ibareyi yazabildiklerini, ürünün çeşitli isimler altında çeşitli firmalar tarafından piyasaya arz edildiğini, dava konusu başvurunun coğrafi işaretten farklı olması, yenilik özelliği taşıması nedeniyle ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, 556 sayılı KHK"nın 8/3 maddesi koşullarının oluşmadığını, davacının kötüniyetli olarak dava açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "BOLULU ÇİKOLATACIM" ibareli dava konusu başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında somut ayırt edici niteliğe sahip bir işaret olduğu ve 30. sınıftaki çekişme konusu malları çağrıştırmakla birlikte, doğrudan tasvir etmediği gibi coğrafi kaynak da belirtmediği, 2012/24176 sayılı BOLU ÇİKOLATASI ibareli davacı markası ile dava konusu BOLULU ÇİKOLATACIM ibareli marka başvurusu arasında 30. sınıfta yer alan mallar bakımından benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, aynı KHK"nın 8/3. maddesi anlamında taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığından bu durumun tescil engeli oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davacının itirazına mesnet 2003/15919 ve 2003/15920 sayılı markalar yenilenmeme nedeniyle müddet olduklarından iltibas değerlendirilmesinde dikkate alınamayacağı, ancak davacının 2012/24176 sayılı marka başvurusunun davalı kurum tarafından reddedildiği ve ret kararına karşı davacı yanca iptal istemli dava açıldığından bu markanın değerlendirilmeye alınabileceği, taraf markaları arasında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesi bulunduğu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan "Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” malları ile itiraza mesnet markanın kapsamındaki ürünlerin aynı olduğu, yine başvuru kapsamındaki "Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” malları ile itiraza mesnet markanın kapsamındaki malların benzer ve ilişkili bulundukları gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK"in 23.06.2015 tarih, 2015-M-5096 sayılı kararının, 30. sınıfta yer alan "Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” malları yönünden kısmen iptaline, davalı ... adına tescilli, 2013/98062 sayılı markanın anılan mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 54,40 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 09.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.