Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/4906 Esas 2007/6025 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/4906
Karar No: 2007/6025

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/4906 Esas 2007/6025 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Başvuranlar arasındaki davada, çocuğun babası olduğunu kabul eden davalıya, çocuk için nafaka verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, babalık davasının kabul edilmesi nedeniyle davacı yararına avukatlık ücreti takdiri yapılması gerektiği ancak hangi kaleme ve ne kadar takdir edileceği karar verilmeden eksik vekalet ücreti takdir edildiği belirtilmiştir. Karar, davacı kadın yararına bozulmuş ve davalının ek karara yönelik temyiz itirazları reddedilmiştir.
Türk Medeni Kanunu madde 327/1, 328/1 ve 329/1'e değinilmiştir.
2. Hukuk Dairesi         2007/4906 E.  ,  2007/6025 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ       :Taşköprü A.H.(Aile) Mahkemesi
    TARİHİ        :11.11.2004-5.12.2004 Tarihli Ek Karar
    NUMARASI        :99-416
    TEMYİZ EDEN       :Taraflar 
      
    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının ek karara yönelik temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davacının temyizinin incelenmesine gelince;
    A-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    B-Çocukla davalı arasındaki soybağı babalık hükmü ile kurulduğuna göre, soybağının hukuki sonucu olarak babanın bakım borcu doğmuştur. (TMK.mad.327/1, 328/1) Çocuğa fiilen bakan anne veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK.mad. 329/1) Bu bakımdan babalık hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren çocuk için nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde  karar verilmesi doğru olmamıştır.
    C-Babalık davası maktu vekalet ücretine bu dava ile talep edilen Türk Medeni Kanununun 304. maddesine dayalı maddi tazminat ise nisbi vekalet ücretine tabidir. Babalık davasının kabul edilmiş olması nedeniyle davacı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti maddi tazminatın kabul edilen bölümü üzerinden nisbi vekalet ücreti takdiri gerekirken, hangi kalem için ne miktar vekalet ücreti takdir edileceği karar yerinde gösterilmeden davacı yararına eksik vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

          SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda 2"nci maddenin (B) ve (C) bentlerinde gösterilen sebeplerle davacı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 2"nci maddenin (A) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA; davalının ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.10.04.2007 (Salı)

      KARŞI OY YAZISI

    Karar, davalı vekiline 17.11.2005 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilinin temyizi hakim tarafından 25.11.2005 tarihinde havale edilmiştir.
    Davalı vekili, aynı gün temyiz harç ve giderlerini mahkeme Yazı İşleri Müdürüne verdiğini, temyiz harç ve giderlerinin tamamının, dilekçenin hakim tarafından havale edildiği tarihte yatırdığını ileri sürmüş, bu husus mahkeme Yazı işleri Müdürü tarafından hakimliğe hitaben yazılan 9.12.2005 tarihli cevapla da doğrulanmıştır.
    Harç makbuzunun sonradan kesilmiş olmasında ve temyiz dilekçesinin sonradan (5.12.2005 tarihinde) temyiz defterine kaydedilmesinde, davalı vekiline yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Bu bakımdan, davalının temyizi süresindedir. Temyiz isteğinin reddine dair ek kararın kaldırılarak, davalının temyizinin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun ek karara yönelik temyizin reddine dair görüşüne katılmıyoruz.

    Hemen Ara