Esas No: 2006/17677
Karar No: 2007/5917
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/17677 Esas 2007/5917 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Manavgat 1. A.H. (Aile) Mahkemesi
TARİHİ : 18.05.2006
NUMARASI :506-370
TEMYİZ EDEN :Davalı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın diğer temyiz itirazları yersizdir.
2-Çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak naafkaları, kişisel ilişki ve yomsulluk naafkası yönünden kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulmuştur.
# Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itrazlarının 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.09.04.2007 Pzt.
KARŞI OY YAZISI
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında *çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kişisel ilişki ve yoksulluk nafakası konusunda çelişki yaratıldığına ilişkin değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır.
Çekişme nedir?;
Değerli çoğunluğun kısa karar ile gerekçeli karar “çelişkisine rağmen” işin esasının “diğer yönlerden” incelenebileceğine yönelik düşüncesine katılmıyorum.
2006/17677- 2007/5917 -2-
Dairemin “formüle edilmiş” ilke kararına göre:
“...Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.”
Dikkat edilecek olursa Dairemin “formüle edilmiş” ilke kararına göre tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık “diğer yönler incelenmeden” ve “tek başına” bozma sebebi olur.
Kaldı ki kısa kararla gerekçeli kararın “çelişik” olması “mutlak bir bozma sebebi” sayılır. (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi) l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara “uygun olması” görüşü konusunda “oybirliği” vardır.
l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre yerel mahkeme “önceki kısa kararla bağlı olmaksızın” çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilir. Öyle ki hâkim çelişkiyi gidererek davayı “görev yönünden” ya da “hak düşürücü süreden” bile reddedebilir! (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi)
“Kısa karar ile gerekçeli kararda hükmün herhangi bir bölümü ile ilgili olarak çelişki yaratılması sonucu bozulması, hüküm maddelerinin ‘tümünü’ ortadan kaldırır. Yeniden verilecek kararda, tüm istek¬ler hakkında yeniden ayrı ayrı karar verilmesini gerektirir. Açıklanan ya¬sal nedenlerle ‘yok hükmünde’ olan önceki kararın temyiz edilmeyen bölüm¬le¬ri¬nin kesinleştiğine ilişkin görüş anılan inançları birleştirme kararına ay¬kı¬rı¬dır.” (Y2HD, 28.4.1999, 1986-4284, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma, s. 1509)
Çelişik kararın gerek “tamamının” gerekse “bir bölümünün” temyiz incelenmesine konu yapılması bu sebeple olanaksızdır. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek “yeniden karar” oluşturmaktan ibarettir
Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.