Esas No: 2021/6256
Karar No: 2022/131
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6256 Esas 2022/131 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/6256 E. , 2022/131 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahalli mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın 29 nolu bağımsız bölüm yönünden reddine, araç yönünden 5.000,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı-davalı kadın ve davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2019 tarihli ilamı ile, hem asıl hem de birleşen dava dosyasında taraflara talep ettikleri alacak miktarlarını açıklattırıp harçlarını da tamamladıktan sonra davaya devam edilmesi gerektiği, kabule göre de, asıl dava konusu 29 nolu bağımsız bölüm yönünden kadın lehine katkı payı alacağı hesaplanması, asıl dava konusu aracın sürüm değerinin belirlenerek artık değere katılma alacağı hesaplanması gerektiği ve birleşen dava konusu taşınmazın da tasfiyede dikkate alınması gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda ise, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli müktesep hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Ne var ki; mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında hem asıl hem de birleşen dava dosyasında taraflara talep ettikleri alacak miktarlarını açıklattırıp harçlarını da tamamladıktan sonra davaya devam edilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğu halde, mahkemece, taraflara talep miktarlarını açıklamaları ve eksik harçlarını yatırmaları için süre verilmeden yargılamaya devam olunması ve bozma ilamı gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.01.2022 (Pzt.)