Esas No: 2021/5897
Karar No: 2022/99
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5897 Esas 2022/99 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/5897 E. , 2022/99 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, yabancı mahkeme tarafından verilen soybağının reddi kararının tanınması ve tenfiz edilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “Türk Medeni Kanunu’nun 284 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292 inci maddelerine göre, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soy bağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, Hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir. Çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca, tenfiz talebi tanımayı da kapsar. Ancak tenfizi istenen Mahkeme kararında, dava sürecinde soybağı reddedilen kişiler arasında DNA araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, tenfizi ve tanınması istenen mahkeme kararının, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğu”gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
5718 Sayılı yasanın 50 inci maddesinde, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşen ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlanmış, tanımayı düzenleyen 58 inci maddesinde ise, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğu; tenfiz şartlarını düzenleyen 54/1-c maddesinde de, yetkili mahkemenin tenfiz kararı vermesinin hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasına bağlı olduğu, hükme bağlanmıştır.
Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgilidir. Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK m. 27).
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337 inci maddesinde, ana baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması hâlinde velayetin anaya ait olacağı; 426/2 inci maddesinde ise yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı; 301 inci maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda tanıma ve tenfizi talep edilen mahkeme ilamının incelenmesinde soybağı düzenlenen küçüğe kayyım atanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. O hâlde taraf teşkili sağlanmadan verilen kararın kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemişse de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. (HMK 370/4)
SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda açıklanan sebeplerle gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17.01.2022 (Pzt.)