Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/437 Esas 2022/1224 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/437
Karar No: 2022/1224
Karar Tarihi: 10.02.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/437 Esas 2022/1224 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/437 E.  ,  2022/1224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kaldırılması ya da Sınırlandırılması

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından davacı annenin kabul edilen davası yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmişse de; davanın niteliği gereği HMK'nun 369. maddesi uyarınca duruşma talebinin reddiyle dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı anne tarafından açılan kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu hükme karşı davacı anne tarafından tümüne yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuş, bölge adliye mahkemesince davacı annenin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, ortak çocuk ile baba arasında düzenlenen kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiş, bu hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmiştir.
    Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Yine, Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinin ikinci fıkrasında; "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir." hükmü yer almaktadır.
    Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun anne veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi anne veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında annelik veya babalık duygularının tatmini de önemlidir.
    Somut olayda, davacı anne ile davalı babanın 2010 yılında boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, davalı babayla müşterek çocuğun yaklaşık dokuz yıldır kişisel ilişki kurmadığı, çocuğun babasını hatırlamadığı, aralarında kurulması gereken duygusal bağı kuramadıkları, küçüğün babasını zihninde canlandırmakta zorlandığı, bu nedenle babası ile görüşmekten kaçındığı anlaşılmaktadır. Davacı anne tarafından; davalı babanın beraat ettiği ve aradan dokuz yıldan fazla zaman geçen ceza dosyasından başka yeni bir delil bildirilmediği, ceza yargılaması devam ederken bile çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmadığı, çocukla babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da sınırlandırılmasını gerektiren somut bir olgunun ispat edilemediği anlaşılmıştır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun kabulü ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 10.02.2022(Prş.)

    Hemen Ara