Esas No: 2021/4106
Karar No: 2022/2710
Karar Tarihi: 13.05.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4106 Esas 2022/2710 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4106 E. , 2022/2710 K.Özet:
Davacılar, arsa sahibi oldukları 207 ada 2 parseldeki binanın üzerine bir kat inşa edilmesi ve bu katta iki dairenin yapılması karşılığında davacılara ait 207 ada 14 parseldeki taşınmazın davalı yükleniciye devredilmesini öngören bir sözleşme yapmışlardır. Ancak yüklenici, inşaatı yarım bırakarak sözleşmeyi yerine getirmemiştir. Davacılar, sözleşmenin geriye etkili olarak feshedilmesini ve taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek tescil edilmesini talep etmişlerdir. Mahkeme, davacıların taleplerini kısmen kabul etmiş ve sözleşmenin geçersizliğinin tespitine ve taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek davacılar adına tapuya kayıt ve tescil edilmesine karar vermiştir. Temyiz incelemesinde, davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiştir. Kararda, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğuna ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğine ilişkin kanun hükümleri belirtilmiştir. Ayrıca, mahkemenin davacıların taleplerini aşarak tüm haciz ve kısıtlamaları da kaldırarak tapu kaydının düzeltilmesine karar verdiği ve bu durumun 3. kişilerin hak ve menfaatlerini de ihlal ettiği belirtilmiş ve kararın bu nedenle düzeltilerek onanması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 692. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 74. ve 438/7. maddeleri gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi ve tapu iptâli tescil istemine ilişkindir. Davacılar arsa sahibi, davalı yüklenicidir.
Davacı vekili, davacılara ait 207 ada 2 parselde mevcut dükkan üstü 2 katlı binanın üzerine bir kat ve bu bir katta iki daire yapım işi karşılığında inşaat bedeli olarak davacılara ait 207 ada 14 parselde bulunan taşınmazın devri hususunda ... Noterliğinde 12/08/2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davacıların inşaat bedeli olan 207 ada 14 parseldeki taşınmazı yükleniciye devrettiklerini ancak davalının edimini yerine getirmediğini, inşaatı yarım vaziyette terk ettiğini belirterek, sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, 207 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, eski binaya ilave bir kat ruhsat almanın zor olduğunu, belediyedeki işlemlerin süreç gerektirdiğini, bina bodrum katında mescit bulunduğundan diyanet vakfının da hissesinin olduğunu, davacılar tarafından tadilat projesinin yapılması gerektiğini, gecikme nedeninin davacılardan ...’ın yaklaşımları ve sözleşme gereğince tarafına devredilen 14 no.lu parselin gerekli imar izinlerinin verilmemiş olması olduğunu, eksikliklerin kısmen giderildiğini, bir kısmının hazır olduğunu sadece montajının yapılacağını ayrıca sözleşme dışı imalat da yapıldığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, sözleşmenin paylı taşınmaza ilişkin olduğu, dava dışı paydaşlar Diyanet Vakfı ve ...’un sözleşmede taraf olmadıkları, TMK’nın 692. maddesi gereğince, dayanak sözleşmenin tüm paydaşlarca imzalanmadığından geçersiz bulunduğu, fesih isteminin ancak geçerli bir sözleşme için yapılabileceği, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile yetinilmesi gerektiği, sözleşmeye dayanılarak taşınmazın mülkiyetinin davalıya verildiği, mevcut durumda 207 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile sözleşme öncesi duruma getirilerek geri verilmesi gerektiğinden tüm haciz ve kısıtlamalardan arındırılarak davacılar adına sözleşme öncesindeki hali ile kaydı gerektiği gerekçesiyle, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, 207 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm haciz ve kısıtlamalardan arındırılmış olarak eski hale getirilmek suretiyle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı yüklenici vekilince süresi içinde temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı yüklenici vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nın 74. maddesi hükmünce Türk Medeni Kanunu ile belli hükümler saklı olmak üzere, hakim her iki tarafın iddia ve savunmasıyla bağlı olup, talepten fazlasına ve başka bir şeye hükmedemez. Aynı ilke 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'da da muhafaza edilmiş, 26. maddesinde hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. Taleple bağlılık ilkesi, emredici nitelikte olduğundan görevi gereği mahkemeler ve temyiz halinde Yargıtay'ca kendiliğinden göz önünde tutulur.
Somut olayda; davacının talebi, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi olup, davacının tapu kaydındaki haciz ve takyidatlardan ari olarak tescil talebi olmamasına rağmen, mahkemece “taleple bağlılık ilkesi” dikkate alınmaksızın, talep aşılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tüm haciz ve kısıtlamalardan arındırılmış olarak eski hale getirilmek suretiyle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi bu durum haciz ve takyidat sahibi olup da davada taraf olmayan 3. kişilerin hak ve menfaatlerini de ihlal ettiğinden, hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde resen düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle resen kararın hüküm fıkrasının 3. bent, 2’inci satırındaki “tüm haciz ve kısıtlamalardan arındırılmış olarak eski hale getirilmek suretiyle” ifadesinin karardan çıkarılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.