AYM 2020/11093 Başvuru Numaralı NEDİM GENÇ Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2020/11093
Karar No: 2020/11093
Karar Tarihi: 28/12/2021

AYM 2020/11093 Başvuru Numaralı NEDİM GENÇ Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NEDİM GENÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/11093)

 

Karar Tarihi: 28/12/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Nedim GENÇ

Vekili

:

Av. Metin İRİZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; sağlık sorunlarına ve Covid-19 salgınına rağmen ceza infaz kurumunda uygun olmayan şartlarda tutulma nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 25/3/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. 2020/13217 numaralı başvuru incelenen başvuruyla birleştirilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İli Bayrampaşa İlçebaşkanıdır.

6. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içinde faaliyet gösteren kişilerin tespitine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında 25/2/2020 tarihinde gözaltına alınmıştır.

7. Başsavcılık başvurucuyu Cumhurbaşkanına hakaret, Atatürk"ün hatırasına hakaret, silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından tutuklanması istemiyle İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) sevk etmiştir.

8. Başvurucunun Hâkimlik tarafından 26/2/2020 tarihinde yapılan sorgusunda verdiği ifadesi şu şekildedir:

"...20 yıldır İstanbul otogarında çalışmaktayım. SSK"lı personelim, kesinlikle Halkların Demokratik Partisinin dışında hiçbir terör örgütüne üyeliğin yoktur. Terör örgütüne herhangi bir ilişkim yoktur. Bana isnat edilen paylaşımlar yaklaşık 5 yıl önce başka kaynaklardan yapılan paylaşımlardır. 5 yıl önce başka kaynaklardan yapılan paylaşımların suç olduğunu bilmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Gazi Mustafa Kemal Paşaya atfedilen yazılarda maksadımı aştığımı biliyorum, amacım hakaret değildir, bu konuda da pişmanım. Çok ağır bir koah hastalığına yakalandım, nefes alma noktasında büyük sıkıntılarım vardır. 0 535 71... numaralı gsm hattını yaklaşık 20 yıldır kullanmaktayım, iletişimin tespiti tutanağındaki aleyhime olan iddiaları kabul etmiyorum, çoğu görüşmemde isteksiz gerçekleşmiştir. Kayyum atamalarıyla ilgili olarak tespitlerde de örgütten kastım legal olarak kurulmuş Hdp siyasi parti örgütünü kast ediyorum. Yüce Hâkimliğiniz tarafından serbest bırakılmamı talep ederim..."

9. Hâkimlik anılan tarihte başvurucunun isnat edilen suçlardan tutuklanmasına karar vermiştir. Kararın ilgili bölümü şöyledir:

"...şüphelinin kollukta alınan ifadesi ve Hakimliğimiz huzurunda alınan savunması göz önünde bulundurulduğunda; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/1380 sayılı soruşturma dosyası kapsamında gizli tanık [Z.F."ın] beyanlarında "kutu kumbara aidat bağış, bilet satma" şeklindeki tespitler ile soruşturma dosyasında mevcut CMK"nın 135. maddesi kapsamında şüphelinin kullanımında bulunan gsm hattıyla ilgili iletişim tespit tutanakları, şüphelinin kullanımında bulunan sosyal medya hesabındaki paylaşım ve içerikleri, soruşturma dosyasındaki el konulan deliller dikkate alındığında her ne kadar şüpheli sağlık nedeniyle tutuklanmasının sağlığına zarar vereceğini belirtmişse de dosyada bu aşamada şüpheli hakkında Adli Tıp Kurumu veya resmi sağlık kuruluşlarından şüphelinin sağlık durumunu belirten bir raporun da mevcut olmadığı göz önünde bulundurularak CMK"nın 100/1 maddesi uyarınca şüpheli hakkında tutuklama koruma tedbirine karar verilebilecek ölçüde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil ve olguların bulunması, CMK"nın 100/2-a maddesi uyarınca şüphelinin kaçması, saklanması ve kaçacağı şüphesi, CMK"nın 100/2-b.1-2 maddesi uyarınca şüphelinin delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ile tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması, CMK"nın 100/3maddesi uyarınca atılı suçun katalog suç olarak sayılması, CMK"nın 100/4 maddesi uyarınca atılı suçun üst sınırı, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumu, CMK"nın 109/1-2 maddesi uyarınca tutuklama koruma tedbiri yerine adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağı ve beklenen faydanın sağlanamayacağı dikkate alınarak şüpheli ve şüpheli müdafiinin serbest bırakılma veya adli kontrol tedbiri uygulanmasına ilişkin TALEPLERİNİN REDDİ İLE yukarıda açıklandığı üzere CMK"nın 100 ve devamı maddeleri uyarınca şüphelinin Cumhurbaşkanına Hakaret, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Atatürk"ün Hatırasına Alenen Hakaret, Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçlarından TUTUKLANMASINA ... [karar verildi.]"

10. Başvurucu 3/3/2020 tarihinde tutuklama kararına itiraz etmiş, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğince 9/3/2020 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.

11. Bu karar başvurucuya 15/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.

12. Başvurucu iki ayrı bireysel başvuruda (2020/11093 ve 2020/13217 sayılı) bulunmuştur.

13. Başsavcılık 16/7/2020 tarihli iddianame ile başvurucunun hakkında tutuklama kararına konu olan suçlardan cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır.

14. İddianamede PKK/KCK"nın şehir yapılanması olduğu belirtilen KCK/TM (KCK Türkiye Meclisi) hakkında bilgiler verilerek başvurucunun KCK/TM ile bağlantılı olduğu ve bu yönde faaliyette bulunduğu iddia edilmiştir. İddianamede suçlamalara esas alınan temel olgular şöyledir:

i. PKK/KCK terör örgütünün kırsal kadrolarında faaliyet gösterirken öldürülen örgüt üyelerinin ailelerinin örgüt içinde "Değer aile" olarak isimlendirildiği, bu ailelerin terör örgütü ile bağının kopmaması ve ailelerden olası yeni katılım sağlanması amacıyla maddi ihtiyaçlarının örgüt tarafından karşılandığı belirtilerek başvurucunun da öldürülen örgüt üyelerinin İstanbul"da yaşayan aileleri için yardım toplamaya çalıştığı ileri sürülmüştür. Bu bağlamdaki telefon konuşmalarına (soruşturma belgelerinde ifade edildiği şekliyle) aşağıda yer verilmiştir.

- 21/5/2019 tarihinde başvurucu ile M.Ş.E. arasında yapılan görüşmenin içeriğinin ilgili kısmı şöyledir:

"[Başvurucu] : Memocan memocan ben seni rahatsız ettim bu şey ablaya söylersin o bi gazimahallesine gelicek o kişi bayan

 [M.Ş.E.] : Evet

 [Başvurucu] : Tamam mı gelince öğrenci ye de 180 alsın ondan yav

 [M.Ş.E.] : Hele gelsin ben burdayım beni görsün mahalledeyim

 [Başvurucu] : Tamam salih abi babası seni arıyacak o da şehit ailesidir ha

 [M.Ş.E.] : Tamam tamam halledecem

 [Başvurucu] : Tamam baba sağolasın"

- 1/6/2019 tarihinde A.İ. adlı kişinin adına kayıtlı telefondan başvurucuyu aradığı ve kimliğinin tespit edilemediğinin belirtildiği erkek kişiyle başvurucu arasında yapılan görüşmenin içeriğinin ilgili kısmı şöyledir:

" [X. KİŞİ] : Merhaba başkan

 [Başvurucu] : Merhaba heval

 [X. KİŞİ] : Müsait misin?

 [Başvurucu] : Evet buyur

 [X. KİŞİ] : Yav Hamdin var ya kayınbabasının oğlu 2 ay önce Diyarbakır"da ŞEHİT DÜŞTÜ

 [Başvurucu] : Evet

 [X. KİŞİ] : Çocuğun kardeşi mağdurdur.

 [Başvurucu] : Tamam tamam tamam

 [X. KİŞİ] : Adı Vedat"tır.

 [Başvurucu] : Tamam tamam .

 [X. KİŞİ] : BEN SORDUM O DA DEĞER AİLESİNDENDİR

 [Başvurucu] : Tamam tamam heval.

 [X. KİŞİ] : DÖRT BEŞ AİLEMİZ DE BU ORTALIKTA...

 [Başvurucu] : Bir kağıda yaz fotoğrafını çek bana Whatsapptan gönder.

 [X. KİŞİ] : Ben isimlerini göndereyim sana değil mi ?

 [Başvurucu] : Evet isimlerini şimdi bana gönder.

 [X. KİŞİ] : Diğer dört beş aile DEĞER ailesi değil ama bizim Kürtlerdendir.

 [Başvurucu] : Yok yok ...(anlaşılmadı) olsa sıkıntı değil

 [X. KİŞİ] : E tamam ben şimdi isimlerini bir kağıda yazıp göndereceğim sana

 [Başvurucu] : Tamam tamam heval"

ii. PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde anayasası olarak kabul edildiği vurgulanan KCK Sözleşmesinde örgüt sempatizanları arasında çıkan arazi anlaşmazlığı, ölümlü kavga, alacak/verecek davası ve ticari anlaşmazlık gibi ihtilafların örgüt tarafından görevlendirilen kişilerce çözüleceğinin öngörüldüğü belirtilerek başvurucunun da İstanbul"un bazı bölgelerinde kendi aralarında sorun yaşayan örgüt destekçileriyle görüşmeye gittiği ve örgütsel yapı içerisinde bu sorunları çözmeye çalıştığı ileri sürülmüştür. Bu telefon konuşmasına (soruşturma belgelerinde ifade edildiği şekliyle) aşağıda yer verilmiştir.

- 2/7/2019 tarihinde başvurucu ile A.Y. arasında yapılan görüşmenin içeriğinin ilgili kısmı şöyledir:

" [A. Y.]: Heval merhaba

 [Başvurucu] : Merhaba heval

 [A.Y.] : Nasılsın ? Ne yapıyorsun ?

 [Başvurucu] : Vallahi iyiyim Sultangazi"de bir problem var oraya gidiyorum bu Bayrampaşa"da bir tane aile

 [A.Y.] : Sen Sultangazi"ye probleme gidiyorsun niye Kağıthane"deki probleme gelmiyorsun?

 [Başvurucu] : E tamam çağırsan gelirdim heval

 [A.Y.] : E gel ben çağırıyorum şimdi

 [Başvurucu] : Kaçtadır ?

 [A.Y.] : Dörtte

 [Başvurucu] : Tamam ben oraya uğrayayım ordan oraya geçerim heval tamam ?

 [A.Y.] : İyi tamam tamam. Çünkü diğer aile tamam da bu aileyle bugün görüşmemiz gerekiyor saat dörtte.

 [Başvurucu] : E tamam ben yetişirim oraya burdan bir tur atar geçerim oraya

 [A.Y.]: Seninde katılmanı istiyorum

 [Başvurucu] : Tamam heval

 [A.Y.] : Tamam özellikle senin de katılmanı istiyorum heval

 [Başvurucu] : Tamam ben geliyorum heval"

iii. İddianamede, Başsavcılık tarafından PKK/KCK terör örgütünün İstanbul KCK/TM yapılanması içerisinde faaliyet yürüten kişilere yönelik olarak yapıldığı belirtilen bir başka soruşturmada tutuklanan İ.A. isimli şüpheliden ele geçirilen dijital materyalde; PKK/KCK terör örgütünün KCK/TM yapılanmasına bağlı örgüt mensuplarının isim listesinin bulunduğu “Bel2” adlı bir belgenin yer aldığı ve bu belgede KCK/TM yapılanmasının anlatıldığı ifade edilmiştir. Buna göre başvurucunun anılan belge içindeki "İL KONSEYİ DİVAN BAŞKANLIĞI" adlı şemada “63)nedim genç” şeklinde isminin bulunduğu iddia edilmiştir.

iv. İddianamede, Başsavcılık tarafından başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak (PKK/KCK) suçundan yürütülen ve somut başvuruya konu soruşturmayla birleştirildiği belirtilen diğer bir soruşturmada başvurucunun M.Ç. adlı kişi ile yapmış olduğu telefon görüşmesine yer verilmiştir. Başsavcılık, bu telefon görüşmesinde M.Ç.nin “Gel yani örgütün gerek duyduğu şekilde davranalım.” şeklindeki beyanına karşılık başvurucunun “Heval telefonda niye konuşuyorsun 1,30 ordayım diyorum” cevabını verdiğini belirterek konuşmada geçen "örgütün" PKK/KCK olduğunu ve başvurucunun telefonda deşifre olmamak amacıyla görüştüğü kişiyi uyardığını ileri sürmüştür.

v. PKK/KCK terör örgütünün Avrupa"ya kaçan mensuplarının diğer ülkelere gitmeden önce Yunanistan"da bulunan ve "Zavro" olarak bilinen bir kampta kaldığı belirtilerek başvurucunun bu kampta kalan ve adının Kemal olduğu tespit edilen bir kişi ile telefonda görüştüğü ve bu görüşmenin başvurucunun örgütle iltisakını işaret ettiği ileri sürülmüştür. Bu telefon konuşmasına (soruşturma belgelerinde ifade edildiği şekliyle) aşağıda yer verilmiştir.

- 3/4/2019 tarihinde M.A. adlı kişinin adına kayıtlı telefondan başvurucuyu aradığı ve soyadının tespit edilemediğinin belirtildiği Kemal adlı kişiyle başvurucu arasında yapılan görüşmenin içeriğinin ilgili kısmı şöyledir:

" [Kemal] : Nasılsın iyimisin?

 [Başvurucu] : İyiyim sağol Kemal heval sen nasılsın ya bende kamera yok yok

 [Kemal] : Evet

...

 [Başvurucu] : Ne yaptın ...(anlaşılmadı)

 [Kemal] : E valla heval şimdi şuanda Atina"dayım

 [Başvurucu] : He

 [Kemal] :BİZİM ZAVRO KAMPI VAR BİLİYORSUN ORDA KALIYORUM

 [Başvurucu] : He

 [Kemal] : Arkadaşların yanındayım

 [Başvurucu] : İyi durumun peki ne zaman gideceksin

 [Kemal] : Bazen daha henüz belli değil

 [Başvurucu] : ...(anlaşılmadı)

 [Kemal] : Biz irademizi arkadaşlara bırakmışız

 [Başvurucu] : He

 [Kemal] : Ne yaparlarsa ona göre davranacaz

...

 [Kemal] : He yok yani arkadaşlara yani ben kaçakçı bulsam çıkabilirim de ama çıkmak istemiyorum ben arkadaşların onayıyla çıkmak daha fark!

 [Başvurucu] : Daha mantıklı çünkü orda bireysel olması lazım şimdi sen kendi başına gidersin

 [Kemal]: He bireysel he bireysel bireysel olduktan sonra her türlü çıkanın

 [Başvurucu] : Yok oda çok doğru değil sana bi getirişi olmaz onun ha

 [Kemal] : He yani öyle bu kadar emek bu kadar

 [Başvurucu] : Boşa gider

 [Kemal] : Değerden sonra kalkıp kafamıza göre davranmak doğru birşey değil

 [Başvurucu] : Ya doğru doğru diyorsun doğru diyorsun

 [Kemal] : Yani eleştirse eleştirilsek yerinde olan bi eleştiri olacak

 [Başvurucu] : E tamam biraz bekliyceksin başka da birşey yapacak

 [Kemal] : Yo bekliycez bizim burda 6 7 8 ay 9 ay bekleyenler var yani biz daha yeniyiz yani acelemiz de yok

...

 [Başvurucu] : Tutumları nasıl size karşı

 [Kemal] : Tutumları çok gayet bizim bi bi etkinlik yapıyorsak oniarda gelip katılıyor

 [Başvurucu] : O zaman o zaman

 [Kemal] : Halk olarak bi şeyimiz yok bi tutum yok

 [Başvurucu] : Yani sanki ...(anlaşılmadı) düğündesin ha

 [Kemal] : Ama he resmiyette tutum vardır mesela biz yer istedik açık yer açık alan istedik nevroz için benle bi bayan arkadaş var 20 30 yıldır burdadır beraber gittik yani tutumları bize karşı bi şeyi var bu Erdoğanın onlara yaptığı baskı işte bu kamp kapansın şu bu kapatacağız inlerine ineceğiz böyle bize şey korkutucu şeyler söylüyor

 [Başvurucu] : Anladım

 [Kemal] : Bazen işlerimiz belediyeye düşüyor onları yapmıyor yani yapıyorsa da gecikmeli yapıyor yani böyle kamp zaten bize aittir onların alakası yok yani biz bizim işgaliyemizdir ve duruyoruz 74" den beri elimizdedir..."

vi. İddianamede başvurucuya ait sosyal medya hesabından farklı tarihlerde yapıldığı belirtilen paylaşımlara yer verilmiştir. Buna göre başvurucunun 1/7/2015 tarihinde "Bugün devrim çarkını geniş döndürüyor. Dünya meydanlarında ses yankılandırıyor. İşçiler el değirmeniyle inceden öğütülüyorlar. Sömürgecileri yeniciler meydanlardan kaldırıyor. Yaşam tohumlarını serptiler, meydanlarda yeşerdi. Sümbüller kök saldılar, partizanların sesleriyle. Zindanların duvarlarında ta ki dağ zirvelerine, kızıl bayraklar kaldırdılar, direnmektedir yaşamak. Yol aydınlık, öncüsü mevcut; ŞEHİT KANI ÖNCÜMÜZDÜR BAŞKAN ÖCALAN!!!” şeklinde paylaşımda bulunduğu ileri sürülmüştür.

15. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 6/8/2020 tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2020/176 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.

16. Mahkeme, 4/11/2020 tarihli ilk duruşma sonunda başvurucunun tahliyesine ve hakkında konutu terk etmemek şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermiştir.

17. Bireysel başvuruyu inceleme tarihi itibarıyla yargılama ilk derece mahkemesi aşamasında derdesttir.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, §§ 64-89; Ayhan Bilgen [GK], 2017/5974, 21/12/2017, §§ 48-62.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Anayasa Mahkemesinin 28/12/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

20. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda mevcut olmadığını belirterek bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

21. Bakanlık görüşünde; başvurucu yönünden suç şüphesinin varlığını doğrulayan belirtilerin soruşturma dosyası kapsamında bulunduğu, tutuklama nedenlerinin varlığı ve tutuklamanın ölçülü olduğu yönündeki değerlendirmelerin de temelsiz olmadığı belirtilmiştir.

22. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki açıklamalarını yinelemiş ve tutuklama kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa"nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi birçok kararında; infazı yapılmayan yakalama veya tutuklama kararının -henüz- kişilerin fiziksel özgürlüklerinin maddi olarak kısıtlanması sonucunu doğurmadığını, dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahale olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir (infaz edilmeyen koruma tedbirlerinin müdahale oluşturmadığına dair kararlar arasından bkz. Galip Öğüt [GK], B. No: 2014/5863, 1/3/2017, § 35; Ferhat Encu, B. No: 2017/4576, 28/6/2018, § 53; İdris Baluken, B. No: 2020/8387, 11/3/2021, § 62). Bu itibarla somut başvuruda tutuklamaya konu suçlardan sadece infazı gerçekleştirilen terör örgütüne üye olma suçu yönünden inceleme yapılacak olup Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 3/11/2021 tarihli yazısı ile hiçbir şekilde infaz edilmedikleri anlaşılan ve dolayısıyla başvurucunun hürriyetini kısıtlayıcı bir müdahale sonucunu doğurmayan Cumhurbaşkanına hakaret, Atatürk"ün hatırasına hakaret ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından verilen tutuklama kararları yönünden ayrı bir değerlendirme yapılmayacaktır.

a. Genel İlkeler

24. Tutuklamanın hukukiliğinin incelenmesinde dikkate alınacak genel ilkeler için bkz. Gülser Yıldırım (2), §§ 110-124; Zafer Özer, B. No: 2016/65239, 9/1/2020, §§ 38-45.

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

25. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu, PKK/KCK silahlı terör örgütünün üyesi olma suçundan 5271 sayılı Kanun"un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.

26. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

27. Başvurucu hakkında verilen tutuklama kararında, kuvvetli suç şüphesini oluşturan somut olguların bulunduğuna genel olarak değinildiği görülmektedir (bkz. § 9).

28. İddianamede ise başvurucunun bir kısım kişilerle yapmış olduğu telefon görüşmelerine, başvurucunun sosyal medya hesabından farklı tarihlerde yapıldığı belirtilen paylaşımlarına, başka bir soruşturmada elde edilen dijital materyalde bulunan ve PKK/KCK terör örgütünün KCK/TM yapılanmasına bağlı örgüt mensuplarının isim listesi olduğu ileri sürülen “Bel2” adlı bir belgede başvurucunun isminin yer almasına dayanılmıştır (bkz. § 14).

29. Soruşturma makamları, başvurucunun yapmış olduğu telefon görüşmelerinin PKK/KCK terör örgütüyle bağlantısını ortaya koyduğunu ileri sürmektedir. Buna göre;

-çatışmalarda güvenlik kuvvetlerince öldürülen örgüt üyelerinin ailelerinin örgüt içinde "Değer aile" olarak isimlendirildiği, bu ailelerin terör örgütü ile bağının kopmaması ve ailelerden yeni katılım sağlanması amacıyla maddi ihtiyaçlarının örgüt tarafından karşılandığı belirtilerek başvurucunun 21/5/2019 tarihinde M.Ş.E. adlı kişi ve 1/6/2019 tarihinde kimliği bulunamayan erkek kişiyle yapmış olduğu görüşmelerde öldürülen örgüt üyelerinin İstanbul"da yaşayan aileleri için yardım toplamaya çalıştığının tespit edildiği ifade edilmiştir.

- KCK Sözleşmesinde örgüt sempatizanları arasında çıkan arazi anlaşmazlığı, ölümlü kavga, alacak/verecek davası ve ticari anlaşmazlık gibi ihtilafların örgüt tarafından görevlendirilen kişilerce çözüleceğinin öngörüldüğü belirtilerek başvurucunun 2/7/2019 tarihinde A.Y. adlı kişiyle yaptığı görüşme içeriğinden bu şekilde bir görev üstlendiğinin anlaşıldığı vurgulanmıştır.

- başvurucunun M.Ç. adlı kişiyle yaptığı telefon görüşmesinde M.Ç.nin “Gel yani örgütün gerek duyduğu şekilde davranalım.” şeklindeki beyanına karşılık “Heval telefonda niye konuşuyorsun 1,30 ordayım diyorum” cevabını verdiği belirtilerek konuşmada geçen "örgütün" PKK/KCK olduğu ve başvurucunun telefonda deşifre olmamak amacıyla görüştüğü kişiyi ikâz ettiği iddia edilmiştir.

- PKK/KCK terör örgütünün Avrupa"ya kaçan mensuplarının diğer ülkelere gitmeden önce Yunanistan"da bulunan ve "Zavro" olarak bilinen bir kampta kaldığı belirtilerek başvurucunun bu kampta kalan ve adının Kemal olduğu tespit edilen bir kişi ile 3/4/2019 tarihinde telefonda görüştüğü ve bu görüşmenin başvurucunun örgütle iltisakını işaret ettiği ileri sürülmüştür.

30. Başvurucunun görüşme içerikleri (bkz. § 14) dikkate alındığında soruşturma makamlarının bu görüşmelerin örgütsel faaliyet kapsamında gerçekleştirildiği yönündeki değerlendirmelerinin olgusal temellerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. PKK/KCK kapsamında yürütülen başka bir soruşturmada elde edilen dijital materyalde bulunan ve PKK/KCK terör örgütünün KCK/TM yapılanmasına bağlı örgüt mensuplarının isim listesi olduğu ileri sürülen “Bel2” adlı bir belgede başvurucunun isminin yer aldığına ilişkin tespit de gözetildiğinde belirtilen tüm bu hususların tutuklama tedbirinin uygulanmasında suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir.

31. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmede tutuklama kararının verildiği andaki genel koşullar göz ardı edilmemelidir.

32. Somut olayda Hâkimlikçe başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken işlendiği iddia olunan silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliğine, suça ilişkin kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığına, kaçma şüphesine ve delillerin karartılması ihtimaline ve isnat edilen suçun 5271 sayılı Kanun"un 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasında düzenlenen katalog suçlar arasında yer almasına dayanıldığı görülmektedir (bkz. § 9).

33. Dolayısıyla somut olayın yukarıda belirtilen özel koşulları ile İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Yıldırım Ataş, B. No: 2014/4459, 26/10/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66).

34. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının da belirlenmesi gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa"nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülülüğünün belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır (Gülser Yıldırım (2), § 151).

35. Somut olayda başvurucunun terörle bağlantılı bir suç nedeniyle tutuklanması dikkate alındığında Hâkimliğin isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de gözönünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri, B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 214; Devran Duran, § 64).

36. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

37. Başvurucu; sağlık sorunlarına ve Covid-19 salgınına rağmen ceza infaz kurumunda uygun olmayan şartlarda tutulduğunu ve salgın hastalığa karşı alınan tedbirlerin belirsiz olduğunu belirterek bu nedenlerle kötü muamele yasağı ile yaşam hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.

38. Bakanlık görüşünde; başvurucunun, ceza infaz kurumunda tutulduğu süre içerisinde farklı tarihlerde sekiz defa kronik hastalığı sebebiyle aile hekimine muayene olduğu, muayene sonucunda başvurucuya bazı ilaçlar reçete edildiği, başvurucunun ceza infaz kurumu dışındaki bir sağlık kuruluşuna sevk edilme yönünde herhangi bir talebinin bulunmadığı ve ceza infaz kurumunda Covid-19 salgınına karşı yeterli tedbirlerin alındığı vurgulanmıştır.

39. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını tekrarlamıştır.

2. Değerlendirme

40. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (bkz. § 23). Bakanlık görüşünde yer alan bilgiler de gözetilerek başvurucunun iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.

41. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:

ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.”

42. Başvurucunun ihlal iddialarının temelinde KOAH adlı kronik hastalığının bulunmasına ve Covid-19 salgınının sürmesine rağmen ceza infaz kurumunda tutulmasının kötü muamele yasağını ihlal ettiği iddiası yer almaktadır.

43. Bu bağlamda başvurunun incelenmesini haklı kılan temel nedenin tutukluluğunun devamından ötürü başvurucunun ceza infaz kurumunda tutulması olmakla birlikte başvurucunun İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 4/11/2020 tarihli kararıyla tahliye edildiği görülmektedir. Bu şartlar altında başvurunun incelenmesini haklı kılan bir nedenin bulunmadığının kabulü gerekir (benzer doğrultudaki kararlar için bkz. Salih Tuğrul, B. No: 2014/1988, 17/5/2016; Zeki Hakan Nebioğlu, B. No: 2015/2418, 8/5/2019; İbrahim Ethem Kuriş, B. No: 2016/16436, 8/1/2020; Hüsnü Mahalli, B. No: 2017/4934, 18/11/2020).

44. Açıklanan gerekçelerle incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının düşmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/12/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara