Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/148 Esas 2022/1903 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/148
Karar No: 2022/1903
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/148 Esas 2022/1903 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/148 E.  ,  2022/1903 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
    2-Dava; taraflarca karşılıklı olarak açılan Türk Medeni Kanunu’nun 162 ve 166/1 maddelerinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda son olayda eşine fiziksel şiddet uygulayan davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu belirtilerek kadının davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, erkeğin Türk Medeni Kanunu’nun 162 ve 166/1 maddesine dayalı karşı davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesince erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışının yanında kadının da eşinin ailesini evde istemediği, geldiklerinde onlarla ilgilenmediği vakıasının gerçekleştiğinden bahisle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek erkeğin Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesine dayalı davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayalı davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince her ne kadar, eşinin ailesini evde istememesi ve eve geldiklerinde onlarla ilgilenmemesi vakıası davacı -karşı davalı kadına kusur olarak yüklenilmiş ise de; bu vakıaya yönelik tanık beyanları soyut, duyuma dayalı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, sebep ve saiki belli olmayan, yoruma dayalı, inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olmakla birlikte bizzat davalı -karşı davacı erkeğin tanığı olan babası İsmail'in ve diğer tanıkların beyanlarından da anlaşıldığı üzere erkeğin annesinin tedavi amacıyla şehir dışında bulunduğu sürede erkeğin babasının haftanın en az bir iki günü tarafların evine gittiği, evin anahtarının kendisinde de bulunduğu, bu gitmelerinde kadının kayınbabasına kahvaltı ve yemek hazırladığı, o tarihte iki yaşından küçük çocuğu bulunan davacı -karşı davalı kadının bunun dışında ayrıca köye giderek kayınbabasına bakmasının da kendisinden beklenemeyeceği, yine kadının vefat eden kayınvalidesinin cenazesine de geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere evlilik
    birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda, hamile olan eşine fiziksel şiddet uygulayan davalı-karşı davacı erkek tam kusurlu olup, davacı-karşı davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispatlanamamıştır. Hal böyle iken bölge adliye mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Yukarıda (2.) bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı -karşı davacı erkek tam kusurlu olup, boşanma davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değilse de, kadının davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş, böylece davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası konusuz kalmıştır. O halde, mahkemece konusuz kalan davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davadaki haklılık durumuna göre harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 01.03.2022 (Salı)

    Hemen Ara