Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1308 Esas 2022/2168 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1308
Karar No: 2022/2168
Karar Tarihi: 08.03.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1308 Esas 2022/2168 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin verdiği karara göre, dede ve babaanne tarafından torunları ile kişisel ilişki kurulması talebiyle açılan dava, ilk derece mahkemesinde kısmen kabul edilmiş, ancak davalı anne tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince yapılan incelemeler sonucunda, çocuk ile davacılar arasında kişisel ilişki kurulmasına engel bir durum olmadığı, davacıların talebinin torunlarının gelişimine katkı sağlayacağı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, davacıların dava açma hakkı olduğu ve davalarının reddedilmesinin doğru görülmediği kararına varılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesi de bu kararda referans gösterilmiştir. Bu madde, \"Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.\" şeklindedir.
2. Hukuk Dairesi         2022/1308 E.  ,  2022/2168 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından reddedilen kişisel ilişki kurulması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacılar dede ve babaanne tarafından torunları ile kişisel ilişki kurulması talebi ile açılan dava ilk derece mahkemesince kısmen kabul edilmiş, davacılar ile fiilen anne yanında yaşayan 2013 doğumlu küçüğü arasında her ayın 1. hafta sonu cumartesi 10.00 pazar 17.00 arasında davacılar ile torunları arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı anne tarafından tümüne yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, “küçüğün anne ve babasının boşanma davasının henüz kesinleşmediği, gerçekleşen bu duruma göre davacıların torunlarının annesi ile babası arasında kesinleşen bir boşanma hükmünden ve çocuk yönünden kesinleşen bir velâyet kararından söz edilemeyeceği, davacıların kişisel ilişki kurulmasını talep ettikleri torunları üzerinde davacıların oğlu ile davalının birlikte velâyet hakkına sahip bulundukları, davacıların bu kapsamda torunlarını görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahip oldukları, ortada davacılara kişisel ilişki kurulması hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmadığı, davacıların davanın açıldığı tarih itibariyle eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı” gerekçesiyle davalı annenin istinaf talebini kabul ederek davacıların davasının reddine karar verilmiş, kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce “dosya kapsamına göre kişisel ilişki kurulmak istenen çocuğun anne ve babası evli ve sağ olduğu halde husumet sadece çocuğun annesine yöneltilmiş, babası davalı olarak gösterilmemiştir. Velâyet hakkı sahiplerinden babanın da davaya dahili ile taraf teşekkülü sonrasında onun göstereceği kanıtlar da toplanmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik hasımla davanın usulden reddi yönünde karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince çocuğun babası davaya dahil edilmiş ve aynı gerekçeyle davacıların davasının reddine karar vermiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 325. maddesi “Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir.
    Dava konusu çocuğun babasının Rusya’da yaşaması ve taraflar arasında yaşanan sorunlar sebebiyle babaanne, dede ve torun görüşmelerinde zorlukların yaşandığı, davacıların torunları ile birlikte kaliteli vakit geçirmeye yönelik isteklerinin olduğu, davalı annenin, çocuğun babaanne ve dedesi ile görüşmelerine yönelik katı bir tutum sergilememekle birlikte çocuğun ileride okula ve kursa başlayacağı düşüncesiyle görüşme sıklıklarının sınırlı olmasını istediği, çocuğun babaanne, dede ve babanın aile üyelerinden hiçbirine yönelik olumsuz duygu, düşünce, yaşantı dile getirmediği, kaldı ki sosyal inceleme raporunda babaanne ve dedeyle yapılacak olan görüşmelerin çocuğun yanında olmayan ebeveyni ile aralarındaki bağı canlı tutacağının ve çocuğun ebeveynleriyle ilgili kendi yargılarını oluşturabilmesi için baba ve baba tarafıyla görüşmesinin önemli olduğunun düşünülmesi sebepleriyle ayda bir kere yatılı olarak şahsi ilişki belirlenmesinin çocuğun gelişimine katkı sağlayacağı gibi çocuğun babaanne ve dedeyle görüşmesinin gelişimini olumsuz etkileyeceğine dair bir kanaatin oluşmadığının bildirildiği, çocuk ile davacılar arasında kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmadığı gibi çocuğun anne ve babası arasında devam eden boşanma davasının davacılarla torunları arasında kişisel ilişki kurulmasına engel teşkil etmeyeceğinden, davacıların davasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının davacılara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.08.03.2022(Salı)










    Hemen Ara