Esas No: 2021/10572
Karar No: 2022/2311
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10572 Esas 2022/2311 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/10572 E. , 2022/2311 K.Özet:
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir boşanma davasına ilişkin karar temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak bölge adliye mahkemesince yapılan incelemeler sonucunda, ev ve aracın kadın üzerine kayıtlı olduğu ve kadının eşinden habersiz üçüncü kişiye devrettiği dikkate alındığında, davacı-davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca, davalı-davacı kadının evde sürekli telefonla ilgilenerek birlik görevlerini ihmal ettiği de ispatlanamamıştır. Bu sebeplerle tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış ve bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme, davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunu kabul etmiş ve boşanmaya ilişkin tazminat talebi reddedilmiştir. Ancak bölge adliye mahkemesince bu karar hatalı bulunmuş, davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, maddi ve manevi tazminat verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kararda, Medeni Kanun maddesi 4 ve Türk Borçlar Kanunu maddeleri 50 ve 51 hükümlerine atıf yapılmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı kadın ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velâyet, kişisel ilişki, çocuk yararına hükmolunan nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş, tarafların istinaf kanun yolu incelemesi talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Yapılan incelemede; ev ve aracın kadın üzerine kayıtlı olduğu ve kadının eşinden habersiz üçüncü kişiye devrettiği dikkate alındığında, “eşini ev ve arabayı satmakla tehdit ettiği” vakıasının davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davalı-davacı kadının evde sürekli telefonla ilgilenerek birlik görevlerini ihmal ettiğinin ise ispatlanamadığı, yine davacı-davalı erkeğin mahkemece yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında sürekli iş değiştirerek ve düzenli çalışmayarak birlik görevlerini ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre; eşini aşağılayan, ev ve arabayı eşinden habersiz devreden kadına göre, başkaları yanında eşine hakaret edip aşağılayan, boşanmakla tehdit eden, sürekli iş değiştirerek, düzenli çalışmayarak birlik görevlerini ihlal eden ve eve geldiğinde sürekli televizyon izleyerek eşi ve ortak çocukla ilgilenmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi kararının KALDIRILARAK, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.10.03.2022(Prş.)