AYM 2018/7924 Başvuru Numaralı ALİCAN KAPTI Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/7924
Karar No: 2018/7924
Karar Tarihi: 29/12/2021

AYM 2018/7924 Başvuru Numaralı ALİCAN KAPTI Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİCAN KAPTI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/7924)

 

Karar Tarihi: 29/12/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Kemal ÖZEREN

Başvurucu

:

Alican KAPTI

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun sakıncalı bulunarak muhatabına gönderilmemesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 13/3/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanmasına (PDY) yönelik soruşturma kapsamında Artvin Sulh Ceza Hâkimliğinin6/9/2016 tarihli tevkif müzekkeresiyle tutuklanarak Artvin Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) konulmuştur.

6. Başvurucunun, eşi ve çocuklarına hitaplı, alıcısı eşi olan mektubu, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) tarafından sakıncalı olup olmadığı değerlendirilmek üzere incelenmiştir.

7. Disiplin Kurulu kararında, bahse konu mektubun başvurucunun oğlu Eren"e hitaplı "İyi ki varsın Eren!", "Canım Oğlum Eren," şeklinde başlayan kısmında yer alan "(2) Her insan kıymetlidir. İnsanlara kıymetli olduğunu her fırsat bulduğumuzda bir şekilde dile getirmeli göstermeliyiz. Yani sevdiklerimizi devamlı aramalı, sormalı, ilgilenmeli, güzel süprizler yapmalı. Mesajla yazıyla, her ne yolla olursa olsun insanların kıymetli olduklarını bir şekilde hissettirmeliyiz. Biz hissettiklerimizi sadece içimizde bırakıyoruz, karşı tarafın bizim içimizi okumasını bekliyoruz çoğu zaman. Kısacası bu konuda kafa yormak ve etrafımızdaki dostlarımıza sahip çıkmalıyız.(3) iyi insanların her zaman kahraman olma potansiyeli var! Kahramanlar ölümsüzdür" şeklindeki ifadelerin 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük"ün 123. maddesi gereğince sakıncalı olduğu ve 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 68. maddesinin 3. fıkrası gereğince mektubun alıcısına gönderilmemesine karar verildiği belirtilmektedir. Öte yandan mektupta bu ifadelerin bulunduğu paragrafın öncesinde "Canım oğlum, bu hafta televizyonlarda İyi ki varsın Eren sloganını hep beraber izledik. ... Ben her seferinde senin isminin de Eren olması dolayısıyla seni de aklıma getirdim! Maçka"da gencecik Eren teröristlerin hain saldırısı sonucu hayatına veda etti. O hayattayken O"nun kıymetini bilemedik ki şimdi bilmeye çalışıyoruz." şeklindeki ifadelerin bulunduğu görülmektedir.

8. Başvurucu, Artvin İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) itirazda bulunmuş, Maçka ilçesinde şehit edilen on beş yaşındaki Eren için kullandığı ifadelerin yanlış yorumlandığını belirterek Disiplin Kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle mektubun alıcısına gönderilmesini talep etmiştir. İnfaz Hâkimliğinin 18/8/2017 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, Disiplin Kurulu kararının usule ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir.

9. Başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliğinin anılan kararına karşı yapılan itiraz Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 2/2/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararda, İnfaz Hâkimliğince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilmiştir.

10. Nihai karar, başvurucuya 14/2/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

11. İlgili hukuk için bkz. Ahmet Temiz B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20; Tayfur Tunç, B. No: 2017/36327, 10/3/2020, §§ 15-28; Rıdvan Türan, B. No: 2017/20669, 10/3/2020, §§ 15-28; Ahmet Kağanarslan ve diğerleri, B. No: 2017/16257, 10/3/2020, §§ 18-31.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Anayasa Mahkemesinin 29/12/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

13. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).

B. Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

14. Başvurucu; mektupta yer alan "kahramanlar ölümsüzdür" şeklindeki ifade nedeniyle mektubun sakıncalı görüldüğünü, bu ifadenin o dönem Maçka ilçesinde şehit edilen on beş yaşındaki Eren için kullanıldığını, bu ifadeyi aynı yaşta ve aynı isimde olan oğlu Eren"e örnek olması için ve oğlunun vatani ve millî duygularını geliştirmek amacıyla yazdığını, bu hususların Disiplin Kurulu ve derece mahkemeleri tarafından dikkate alınmadığını ve kararların gerekçesiz olduğunu belirterek suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Bakanlık görüşünde; konu ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına yer verilmiş, Anayasa’nın 22. maddesi çerçevesinde kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi amacı doğrultusunda başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu ifade edilmiştir.

16. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı, mektubuna el konulmasının tamamen sübjektif değerlendirmelere ve cümlelerinin yanlış yorumlanmasına dayandığını, kendisine haksızlık yapıldığını beyan etmiştir.

2. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, göndermek istediği mektubun sakıncalı görülerek muhatabına gönderilmemesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin engellenmesine ilişkindir. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında bu tür başvurular haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir (Ahmet Temiz, § 23; Özkan Kart (2), B. No: 2013/1201, 20/5/2015, § 22; Akif İpek, B. No: 2013/9456, 24/6/2015, § 23; Ramazan Vural, B. No: 2013/1148, 7/7/2015, § 24; Eren Yıldız, B. No: 2013/759, 7/7/2015, § 25; Mustafa Aydin, B. No: 2013/275, 6/10/2015, § 24). Somut başvuruda da bu durumdan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

18. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Müdahalenin Varlığı

19. Somut olayda Disiplin Kurulu, başvurucu tarafından eşi ve çocuklarına hitaben ayrı ayrı kaleme alınmış ve alıcısı eşi olan mektubun sakıncalı olduğu gerekçesiyle muhatabına gönderilmemesine karar vermiştir. Dolayısıyla anılan karar ile kamu makamları tarafından başvurucunun haberleşme hürriyetine bir müdahalede bulunulduğu açıktır.

ii. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

20. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

21. Yukarıda belirlenen müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 22. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama kriterlerine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Ahmet Temiz, § 36).

 (1) Kanunilik

22. Anayasa Mahkemesinin Ahmet Temiz ve Mehmet Koray Eryaşa kararlarında, 5275 sayılı Kanun"un 68. maddesinin mahpuslar tarafından yapılan yazışmaların denetimi ve sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu ve düzenlemenin kanunilik ölçütünü karşıladığı tespiti yapılmıştır (Ahmet Temiz, §§ 37-46; Mehmet Koray Eryaşa, §§ 74-76).

 (2) Meşru Amaç

23. Anayasa Mahkemesinin Ahmet Temiz kararında Anayasa"nın 22. maddesinde sayılan sınırlama nedenlerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir (Ahmet Temiz, §§ 47-51). Somut olayda haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin Ceza İnfaz Kurumunun düzeni ile disiplininin sağlanması, kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması kapsamında yapıldığı, bu bağlamda yazışmaların denetlenmesine yönelik uygulamanın meşru amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.

 (3) Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük

 (a) Genel İlkeler

24. Genel ilkeler ile hükümlü ve tutukluların mektuplarının denetlenmesi suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin demokratik toplum gereklerine uygunluğunun denetiminde gözetilmesi gereken hususlar için bkz. Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, § 48-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, § 48-57.

 (b) İlkelerin Olaya Uygulanması

25. Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarında yapılan açıklamalar çerçevesinde ceza infaz kurumlarına gelen veya bu kurumlardan gönderilen yazışmalara yapılan müdahalelerin mektubu gönderen, mektubun muhatabı ve mektup içeriği gözetilerek mektuba özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi ve haberleşme hakkının kötüye kullanıldığının objektif bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Dolayısıyla bu kapsamda öncelikle mektubun içeriğindeki hangi sözlerin neden sakıncalı olduğu yeterli bir gerekçe ile gösterilmek zorundadır. Ayrıca yazışmanın kısmen sakıncalı görülmesi hâlinde sakıncalı görülen kısımların çizilmesi suretiyle yazışmanın muhatabına ulaştırılma imkânının olup olmadığı hususunun da ilgili kararlarda tartışılması gerekir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Gökhan Gündüz, B. No: 2017/36100, 13/10/2020 § 43; Kamil Özdemir, B. No: 2018/6656, 25/2/2021, § 44; Davut Şen, B. No: 2018/14937, 11/2/2021 § 44).

26. Özellikle suç işlenmesinin önlenmesi, kamu düzeninin korunması ile ceza infaz kurumunun güvenliğini sağlama ve terör örgütleri ile mücadele amaçları doğrultusunda terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü veya tutuklu olanların yazışmaları ile ilgili daha geniş sınırlamalar getirmenin mümkün olduğu vurgulanmalıdır. Ancak bu sınırlamanın temel hak ve özgürlüğü tamamen ortadan kaldıran ya da kullanılmasını imkânsız hâle getiren nitelikte olmaması gerekir. Bu kapsamda özellikle örgüt üyelerinin yazışmalarda kullandıkları ve ilk bakışta bir anlam ifade etmeyen, sadece muhatabının anlamlandırabileceği özelliğe sahip şekillerin, kısaltmaların, çizimlerin ve kelimelerin şifre kabul edilerek yazışmalarda kullanılmasının yasaklanmasının suç işlenmesinin önlenmesi ve terör örgütleri ile mücadele amaçları kapsamında zorunlu bir tedbir olmadığı söylenemez. Ancak hükümlü veya tutuklunun şifreli bir dil kullanarak örgütsel haberleşme sağladığına yönelik tespitin gönderen ile muhatap ve yazışma içeriği bir bütün hâlinde değerlendirilerek yeterli bir gerekçeyle açıklanması gerekir (K.Ö. B. No: 2017/34068, 28/1/2020, § 34; Mehmet Fatih Göksan (2), B. No: 2017/38886, 8/9/2020, § 61).

27. Somut olayda Disiplin Kurulu tarafından başvurucunun gönderdiği mektubun içeriğine kısmen yer verilerek (bkz. § 7)5275 sayılı Kanun"un 68. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hükümden hareketle sakıncalı olduğuna karar verilmiş fakat mektuptaki ifadelerin hangi bağlamda sakıncalı görüldüğüne yönelik bir tespit yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle gönderen, muhatap ve içerik gözetilerek mektup içeriğinde yer alan hangi sözlerin muhatabına ulaştırılmasının ne suretle sakıncalı olduğu açıklanmadan, mektup bir bütün halinde değerlendirilerek, mezkûr Kanun hükmüyle ilgisi ortaya konulmadan mektubun tamamının sakıncalı olduğu ifade edilmiştir. Nitekim derece mahkemelerinin kararlarında da anılan hususlarda bir değerlendirme bulunmamaktadır. Bununla birlikte mektupların sakıncalı görülen kısımların çizilerek gönderilmesinin mümkün olup olmadığı yönünde bir tartışmanın olmadığı da gözetildiğinde Disiplin Kurulu ve derece mahkemelerinin kararlarında, mektubun alıkonulmasına dair mektupla ilişkili, somut bilgilere dayalı ve yeterli bir gerekçe bulunmadığı anlaşılmıştır.

28. Neticede başvuruya konu olayda kamu düzeninin korunması, suçun önlenmesi ile ceza infaz kurumunda disiplinin ve güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gereklilikler somut gerekçelerle ortaya konulmadığından, diğer bir deyişle başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun sakıncalı bulunarak muhatabına gönderilmemesi suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahale ilgili ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığından müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Tayfur Tunç, §§ 57-60; Rıdvan Türan, §§ 57-60; Ahmet Kağanarslan ve diğerleri, §§ 58-61).

29. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa"nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. Giderim Yönünden

30. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 50. maddesinde yer almaktadır.

31. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun"un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

32. Öte yandan ihlalin niteliği ve tazminat talebi dikkate alınarak başvurucuya 2.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Artvin İnfaz Hâkimliğine (E.2017/244, K.2017/243) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 2.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Artvin Ağır Ceza Mahkemesine (2018/43 D.iş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/12/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara