AYM 2019/17006 Başvuru Numaralı ECE KÖSE Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2019/17006
Karar No: 2019/17006
Karar Tarihi: 12/1/2022

AYM 2019/17006 Başvuru Numaralı ECE KÖSE Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ECE KÖSE BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/17006)

 

Karar Tarihi: 12/1/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Hilmi Can TURAN

Başvurucu

:

Ece KÖSE

Vekili

:

Av. Mustafa Bayram MISIR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, yargılama devam ederken kamu görevinden ihraç edilme sebebiyle ifade özgürlüğü, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/4/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, ana kadrosu Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde olmak üzere 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında (ÖYP) Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalında geçici görevlendirme ile çalışan araştırma görevlisidir.

10. 11/1/2016 tarihinde 1.128 akademisyenin imzasıyla Türkiye"nin doğusu ve güneydoğusunda 2015 ve 2016 yıllarında terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar sırasındaki sokağa çıkma yasaklarının ve çatışmaların sona erdirilmesi çağrısı yapan bir bildiri yayımlanmıştır. Başvurucu da bu bildirinin yayımlanmasından sonra imza kampanyasına katılmıştır.

11. Başvurucu 22/2/2016 tarihli yazıyla, geçici görevlendirme ile bulunduğu Hacettepe Üniversitesinden Mustafa Kemal Üniversitesi (İdare) tarafından geri çağrılmış; başvurucu bunun üzerine Yüksek Öğretim Kurumuna (YÖK) itirazda bulunmuştur.

12. YÖK 5/4/2016 tarihli yazı ile başvurucunun itirazını reddetmiş, bunun üzerine başvurucu ilgili işlemin iptali istemiyle Ankara 15. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Dava derdest iken 15/8/2016 tarihli ve 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin (674 sayılı KHK) 49. maddesi ile 2547 sayılı Kanun"a ek 30. madde ihdas edilmiştir. İlgili düzenleme ile aynı Kanun"a göre başka bir üniversitede geçici görevlendirme ile bulunanların kadrolarının bulunduğu üniversitelerin talebi üzerine on beş gün içinde kendi üniversitelerine dönmek zorunda olduğu ve bu süre içinde üniversitelerine dönmeyenlerin atamalarının iptal edileceği öngörülmüştür.

13. Bunun üzerine İdare 2547 sayılı Kanun"un ek 30. maddesini gerekçe göstererek 10/10/2016 tarihli yazı ile başvurucunun kadrosunun iadesine ilişkin yeni bir idari karar tesis etmiş ve kararı başvurucunun geçici görevlendirme ile çalıştığı Hacettepe Üniversitesine tebliğ etmiştir.

14. Başvurucunun İdarenin ilk işlemine karşın açtığı davada Ankara 15. İdare Mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş ve başvurucunun kadrosunun bulunduğu üniversiteye geri çağrılma işlemini 19/10/2016 tarihli kararıyla iptal etmiştir.

15. Başvurucu, İdarenin 2547 sayılı Kanun"un ek 30. maddesine göre yaptığı ikinci işlemine karşı yeni bir iptal davası açmış; ikinci dava derdest iken ilk iptal davası neticesinde verilen hüküm Ankara Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 25/1/2017 tarihli kararıyla kesinleşmiştir.

16. İdarenin ikinci işlemine karşı açılan ikinci iptal davasında yürütmenin durdurulması talebi 13/4/2017 tarihinde reddedilmiş, ikinci iptal davası derdest iken 29/4/2017 tarihli ve 30052 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 689 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (689 sayılı KHK) ile başvurucu kamu görevinden ihraç edilmiştir.

17. Başvurucunun kamu görevinden ihraç edilmesi üzerine, devam eden ikinci iptal davasında Hatay 1. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 30/4/2018 tarihinde "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" hükmetmiştir.

18. Başvurucu Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 7/2/2019 tarihli kararı ile başvurucunun istinaf talebini reddetmiş ve Mahkemenin karar verilmesine yer olmadığı hükmü kesinleşmiştir.

19. Başvurucu25/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

20. İlgili ulusal hukuk için bkz. Remziye Duman, B. No: 2016/25923, 20/7/2017,§§ 16-25

V. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Anayasa Mahkemesinin 12/1/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

22. Başvurucu, 689 sayılı KHK neticesinde kamu görevinden ihraç edilmesinin 1.128 akademisyen tarafından kamuoyuna duyurulan "Bu Suça Ortak Olmayacağız" metnine destek vermesi nedeniyle gerçekleştiğini, kamu görevinden ihracın hakkın özüne dokunarak akademik personel olmasından kaynaklı bilim ve sanat özgürlüğünü, ifade hürriyetini ihlal ettiğini belirtmiş, hakkında kesinleşmiş bir ceza ya da disiplin cezası olmadan, kamu görevinden ihraç edilmesinin adil yargılanma hakkı kapsamındaki masumiyet karinesi ilkesini, çalışma hakkı ile özel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir.

23. Bakanlık görüşünde; bireysel başvuruda kamu görevinden çıkarma işlemi ile ilgili olarak OHAL Komisyonuna başvuru yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sonucunun ne olduğu ve yargı yoluna gidilip gidilmediği hususlarına ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediği belirtilmiştir.

24. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda yer alan şikâyetlerini tekrarlamış; OHAL Komisyonuna başvuru yapıp yapmadığına ilişkin bir bilgi vermemiştir. Başvurucu ayrıca davanın esası hakkında karar verilmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

25. Başvurucu, başvuru formunda özel hayata saygı, ifade özgürlüğü, kamu görevine girme hakkı ile masumiyet karinesi ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve ihlal iddialarını kamu görevinden ihraç edilmesi üzerine temellendirmiştir. Bir başka deyişle başvurucu, başvuru formunda yalnızca kamu görevinden ihraç edilmesine bağlı olarak anılan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu başvuru formunda adil yargılanma hakkının ihlaline ilişkin olarak -masumiyet karinesi dışında- herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Bu bağlamda başvurucu geçici görevlendirme işleminin iptaline ilişkin açılan davada davanın esasının incelenmemesine ilişkin verilen karara dair herhangi bir iddia ileri sürmemiştir. Başvurucu Bakanlık görüşüne verdiği cevapta anılan karar nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ifade etmiştir.

1. İncelemenin Kapsamı Yönünden

26. Başvuru dilekçesindeki iddiaların tavsifi ve bu bağlamda otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra verilen Bakanlık görüşüne cevap dilekçesinde dile getirilen iddiaların değerlendirilmesi sorununun öncelikle incelenmesi gerekir.

27. Anayasa Mahkemesi içtihadına göre bireysel başvurularda, başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri ibraz etmek suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün kendisine göre ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak başvurucuya düşer. Başvurucunun kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayandığı delillerle ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü işlem veya kararların neler olduğunu başvuru dilekçesinde belirtmesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğunu iddia ettiği işlem, eylem ya da ihmale dair olayların tarih sırasına göre özetini yapmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini ve buna ilişkin gerekçelerle delilleri açıklamalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20; Ünal Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014, §§ 18, 19; Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).

28. Anayasa Mahkemesinin söz konusu içtihadına göre bir konuda şikâyetin varlığı için Anayasa ile Sözleşme"nin ortak koruma alanındaki bir hakkın ihlal edildiğinin somut olarak ileri sürülmesi yeterli olmayıp maddi vakıanın içeriğinin ve hangi hakkın ne sebeple ihlal edildiğinin öz itibarıyla ortaya konulması, şikâyete ilişkin dayanak delillerin maddi vakıalarla irtibatlandırılarak açıklanması gerekmektedir. (Sinan Oğan, B. No: 2017/32685, 2/6/2020, §§ 24)

29. Başvurucu, başvuru formunda (bkz. § 22) 689 sayılı KHK neticesinde kamu görevinden ihraç edilmesinin kamuoyuna duyurulan "Bu Suça Ortak Olmayacağız" metnine destek vermesi nedeniyle gerçekleştiğini, kamu görevinden ihracın hakkın özüne dokunarak akademik personel olmasından kaynaklanan bilim ve sanat özgürlüğü ile ifade hürriyetini ihlal ettiğini belirtmiş; hakkında kesinleşmiş bir ceza ya da disiplin cezası olmadan kamu görevinden ihraç edilmesinin adil yargılanma hakkı kapsamındaki masumiyet karinesi ilkesini, çalışma hakkı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini dile getirmiştir. Başvurucu, hak ihlali iddialarını kamu görevinden ihracı üzerine temellendirmiş, geçici görevlendirme işleminin iptaline ilişkin açılan davada davanın esasının incelenmemesine ilişkin verilen karara dair başvuru formunda herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.

30. Diğer taraftan başvurucu 22/4/2021 tarihli Bakanlık görüşüne cevap dilekçesinde yeni bazı açıklamalarda bulunmuştur. Bu kapsamda davanın esası hakkında karar verilmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

31. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18, 19). Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından olan başvuru süresine riayet edilme şartı, bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında resen nazara alınması gereken bir başvuru koşuludur (Taner Kurban, B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 19).

32. Başvurucunun -başvuru formunda öz itibarıyla dile getirmiş olması kaydıyla- şikâyetlerini sonradan vereceği dilekçelerle detaylandırmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Bununla birlikte somut olayda başvurucu, başvuru formunda geçici görevlendirme işleminin iptaline ilişkin açtığı davanın esasının incelenmemesine ilişkin verilen karar ile ilgili şikâyetini öz itibarıyla dahi olsa ileri sürmemiştir. Bu açıdan otuz günlük başvuru süresinden sonra verilen dilekçede ilk kez ileri sürülen şikâyetlerin dikkate alınması ve incelenmesi mümkün değildir.

33. Aksinin kabulü halinde, başvuru formunda sadece Anayasa maddelerine atıf yapılarak sonraki süreçte başvuru sonuçlandırılıncaya kadar ek dilekçelerle farklı ve bağımsız ihlal iddialarının dile getirilmesi mümkün olacaktır. Bu da bireysel başvuru için öngörülen otuz günlük süre kuralını anlamsız hale getirecektir (benzer yöndeki karar için bkz. Ümüt Demir, B. No: 2012/1000, 18/9/2014, § 31).

34. Bu durumda başvurunun yalnızca meslekten ihraç kararına ilişkin şikâyet yönünden incelenebileceği sonucuna varılmıştır.

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

35. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).

36. 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin 1. maddesiyle Anayasa"nın 120. maddesi kapsamında ilan edilen ve 21/7/2016 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla onaylanan olağanüstü hâl kapsamında, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan KHK hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu (Komisyon) kurulmuştur.

37. Anayasa Mahkemesi; olağanüstü hâl KHK"ları ile kamu görevinden çıkarılan kişiler yönünden anılan Komisyona başvuru yolunun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğunu belirtmiştir (Remziye Duman, §§ 35-48). Bu itibarla Komisyona başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır.

38. Somut olayda başvurucu 29/4/2017 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 689 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilmiştir. Başvurucu, bu işleme karşı Komisyona başvuru yaptığına ilişkin herhangi bir iddia ileri sürmemiş, bu hususta bir tespit de yapılamamıştır.

39. Açıklanan gerekçelerle idari ve/veya yargısal başvuru yolları tüketilmeden temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamu görevinden ihraca ilişkin şikâyetlerin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 12/1/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara