Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/682 Esas 2022/3350 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/682
Karar No: 2022/3350
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/682 Esas 2022/3350 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Boşanma davası sonucunda davalının temyizi üzerine yapılan incelemede, yoksulluk nafakası konusunda eksik araştırma yapılarak yazılı şekilde karar verildiği belirtilmiştir. Mahkemece yeniden araştırma yapılması ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, manevi tazminat konusunda tanık beyanının duyuma dayalı olduğu ve davalı erkeğe kusur yüklenmesinin doğru olmadığı belirtilerek, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi de bu konuyla ilgili olarak açıklanmıştır. Kararın oybirliğiyle bozulmasına ve dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi: Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir.
Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi: (Ek:fıkra:24/2/2007-5651/s.1) Aile hukukunun temel amaçlarından biri, ailede birliğin korunmasını sağlamak, eşler arasındaki dayanışmayı güçlendirmek, aile bireylerinin bakım ve desteklerini temin etmektir. Bu amaçla, ekonomik durumu yetersiz olan eş, kusur oranlarına bakılmaksızın diğer eşten geçimini sağlaması için gerekli olan tedbir nafakasını veya nafakayı isteyebilir. Bu nafakaya karar verirken, nafaka isteyenin kusur durumu ile karşı tarafın mali gücü dikkate alınır.
2. Hukuk Dairesi         2022/682 E.  ,  2022/3350 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından davacı kadının sabit bir işinin olmadığı, aylık 800 TL kira ödediği, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığı, mevcut SGK kaydına göre davacı kadının 2011 yılından 03/11/2018 tarihine kadar düzenli SGK kaydının olduğu, davalının en son çalıştığı ''Samsun Adalet Sarayı Hizmet Binasında bulunan çay ocaklarının kiralanması'' mahiyetindeki işin güvenceli ve ekonomik geleceğe sahip bir iş olmadığı, davalının ise asgari ücretli olarak garson olarak çalıştığı ve 2020/7 döneminde işten ayrıldığı, davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile davacı kadına 20.000TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davalı tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, davalı erkek tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Tüm dosya kapsamından mahkemece kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırmasında davacı kadının çalışmadığı tutanağa bağlanmış ise debölge adliye mahkemesi tarafından dosya arasına alınan SGK kaydına göre kadının sigortalı olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Mahkemece yeniden zabıta araştırması yapılarak kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bunun sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve kendisini yoksulluktan kurtaracak yeterlilikte olup olmadığı hususu araştırılarak davacı kadın lehine Türk Medeni Kanunu'nu 175. maddesi uyarınca yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilip sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Mahkemece davalı erkeğe yüklenen hakaret eylemine yönelik tanık beyanı duyuma dayalı olup hükme esas alınamaz. Kaldı ki belirtilen olaydan sonra evliliğin tanık beyanına göre 4-5 ay daha devam ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken hakaret eyleminin davalı erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Davalı erkeğin eşini bırakıp ailesinin yanına taşınmak suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda bu hale göre de tamamen kusurlu
    olduğu ancak erkeğin bu eylemlerinin davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Öyleyse, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.06.04.2022 (Çrş.)







    Hemen Ara