Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2011 Esas 2022/3926 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2011
Karar No: 2022/3926
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2011 Esas 2022/3926 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Boşanma davasında davalı kadına manevi tazminat ve yoksulluk nafakası verilmiştir. Ancak tazminat miktarı fazla, nafaka miktarı ise az bulunmuştur. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, nafakanın niteliğine, tarafların ekonomik durumlarına ve günün ekonomik koşullarına göre daha uygun miktarda nafaka verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi: \"Hakim, hakkaniyete ve sebepsiz zenginleşmeyi önleme ilkesine göre, tarafların durumlarına, sözleşmenin niteliğine ve amacına, adet ve örf ile işlem teamüllerine uygun olanı seçmek zorundadır.\"
- Türk Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi: \"Sorumlunun ödeme gücü, borcun miktarı ve özellikleri, alacaklının durumu ve menfaatleri göz önünde bulundurularak, adil bir şekilde takdir olunur.\"
- Türk Borçlar Kanunu'nun 51. maddesi: \"Hakimin takdirine göre belirlenen yükümlülük, tarafların gereksinimi ve adil bir sözleşme ile bağlı olunan yükümlülükler göz önünde tutularak belirlenir.\"
2. Hukuk Dairesi         2022/2011 E.  ,  2022/3926 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından aleyhine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden; davalı kadın tarafından ise nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî(TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Bölge adliye mahkemesince Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA; bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise reddi ile hükmün yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 25.04.2022 (Pzt.)




    Hemen Ara