Esas No: 2022/2949
Karar No: 2022/4856
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2949 Esas 2022/4856 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/2949 E. , 2022/4856 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlara hükmedilmesi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince erkeğin bağımsız konut açmadığı ve kadını ailesiyle birlikte yaşamak zorunda bıraktığı, kadının evde misafir ağırlamasından erkeğin ailesinin rahatsız olduğu, kadının kendi ailesi ile görüşmesine izin verilmediği, ev içerisindeki iş sorumluluğunun kadına yüklendiği ve erkeğin kadını ailesine karşı korumayarak kadının ezilmesine müsaade ettiği, erkeğin kadına sinkaflı küfürler ettiği ve şiddet uyguladığı, son yaşanan olayda kadının boğazına bıçak dayamak suretiyle kadını evden ayrılmak mecburiyetinde bıraktığı, yaşanan bu olaydan beri tarafların ayrı yaşadıkları, erkeğin kadının gitmesine engel olmadığı yahut sonrasında eve dönmesi için çaba sarf etmediği ve bu suretle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulüne, davacı-karşı davalı erkek tarafından davalı-karşı davacı kadına yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadının boğazına bıçak dayadığı olaydan sonra kadının müşterek çocuklarından biriyle birlikte baba evine gittiği, daha sonra erkeğin bağımsız konut açacağını söylemesi üzerine iki günlüğüne müşterek konuta döndüğü, ancak erkeğin bağımsız konut açmadığını ve açmak istemediğini bildirmesiyle eşlerin fiilen ayrıldıkları görülmekle, erkeğe yüklenen bağımsız konut temin etmeme ve kadını ailesiyle birlikte yaşamak zorunda bırakma kusurundan başka diğer kusurların kadının müşterek konuta dönmesiyle birlikte affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekmektedir. Hal böyleyken, bağımsız konut temin etmeme ve kadını ailesiyle birlikte yaşamak zorunda bırakma dışındaki diğer vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru görülmemiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse, davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 09.02.2022 tarih ve 2021/3388 esas, 2022/435 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Amasya Aile Mahkemesinin 09.09.2021 tarih ve 2020/64 esas, 2021/519 karar sayılı kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 24.05.2022 (Salı)