Esas No: 2021/2891
Karar No: 2022/3037
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2891 Esas 2022/3037 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2891 E. , 2022/3037 K.Özet:
Davacı, kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararının iptali için dava açmıştır. Mahkeme, davacının borçlarını ödemediği gerekçesiyle kooperatiften çıkarıldığına dair kararın hukuka uygun olmadığına ve iptaline karar vermiştir. Ancak, mahkeme ilk ihtarnamede yer alan muaccel olmayan aidat borcuna dayanılarak alınan ihraç kararının da hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Bunun üzerine davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. Yukarıda bahsedilen gerekçelerden dolayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir. Kararda, kooperatiflerin ortakların konut ihtiyacını karşılama karşılığında parasal yükümlülükleri yerine getirme zorunluluğu olduğu, ortakların borçlarını ödememesi durumunda iki ihtar gönderilmesi ve borcun muaccel olması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27. maddesi, yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 14/2 maddesi, ve HMK 373/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunun 02.07.2015 tarih ve 739 sayılı kararı gereğince kooperatife borcunun bulunduğu gerekçesiyle kooperatif ortaklığından çıkarıldığının ihtar edildiğini, 14.06.2015 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali için İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/744 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, kooperatif yönetiminin şahsına karşı husumetleri olduğundan aleyhinde çıkarma kararı verdiklerini, ihtarnamelerinin kanuna aykırı keşide edildiğini, ihtarnamede belirtilen borcun gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 14.06.2015 tarihli genel kurulun usulüne uygun yapıldığını, davacının birikmiş borçlarını ödemediğinden sözleşmenin feshi ve ortaklıktan çıkarılması kararı alındığını, davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçek olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatif tarafından inşa edilen binaların projeye aykırı imal edildiği, ruhsata uygun olmadığı, kooperatiflerin ortağın konut ihtiyacının giderilmesi karşılığında, ortağın da kooperatife karşı parasal hükümlülükleri yerine getirme zorunluluğu olduğu, taraflardan birinin yükümlülüğünü yerine getiremeyecek durumda bulunması halinde karşı taraftan yükümlülüğünü yerine getirmesinin istenmesinin beklenilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih 2020/2188 E-2021/39 K sayılı ilamıyla; davacıya tahsis edilen konutun ruhsatsız olması ve ruhsatlandırılamaması halinde de davalı kooperatifin ortağı olan ve hakkındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen davacının aidat ödeme yükümlülüğünün devam edeceği, borcun miktarı ve ihtarnamelerin usul ve şekil açısından bir eksiklik içermediği, geçerli olduğu, çıkarılma kararının Kooperatifler Kanunu ve Ana Sözleşmeye uygun olduğu, davalı tarafça talep edilen bedelin, daire satışından kalan bakiye bedel olması sebebi ile İstanbul 14. ATM'nin 2015/744 sayılı dosyasının sonucunun eldeki davayı etkilemeyeceği, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Kooperatif ortağının, parasal yükümlülüklere uymadığı gerekçesi ile ihracı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, borcu olan ortağa ihraç ihtarını da içerir iki ihtar gönderilmesi verilen sürelerde borcun ödenmemesi ve ihtarlarda istenilen borcun muaccel olması gereklidir.
Mahkemece, davacının, kooperatife olan borçlarının tespiti için alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada, 10.02.2010 tarihli ödeme tablosunun esas alındığı, ancak 16.12.2019 tarihli davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde davacının taahhüt ettiği borçlarını ödeyemediği için borcun yeniden yapılandırıldığını, birinci ihtarnamenin keşide edildiği 03.03.2015 tarihi itibariyle vadesi geçmiş borç toplamı 2.700,00-TL olduğu için, 2.700,00-TL talep edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, 03.03.2015 tarihinde keşide edilen birinci ihtarnamede davacının sözleşmeye göre ödemesi gereken satış bedeli taksitlerini zamanında ödemeyerek sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle, Ekim 2014 ayında 400,00 TL, Kasım 2014'te 575,00 TL, Aralık 2014’te 575,00 TL, Ocak 2015’te 575,00 TL, Şubatta 575,00 TL olmak üzere toplam 2.700,00 TL borcun ödenmesi istenmiştir. Yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 14/2 maddesinde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür. Davalı kooperatifçe davacıya hitaben çıkarılan 03.03.2015 tarihli ilk ihtarnamede 2015 Şubat ayı borcu da dahil edilmiş olup, anılan hükme aykırı olarak, muaccel olmayan aidat borcunun yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak ihraç kararı verilemez. Bu nedenle ilk ihtar usul ve yasaya uygun olmadığından buna dayanılarak alınan ihraç kararı da hukuka aykırıdır. Anılan gerekçe ile davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.