Esas No: 2021/3554
Karar No: 2022/3061
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3554 Esas 2022/3061 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3554 E. , 2022/3061 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında akdedilen 19/10/1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkilinin edimini yerine getirerek teslim ettiği inşaat sebebiyle hak edilen ancak tarafına devredilmeyen tüm bağımsız bölümlerin davalı adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini, bu talebi kabul edilmediği taktirde her bir bağımsız bölümün rayiç bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, sözleşme uyarınca dairelerin tamamının anahtar teslimi olarak bitirilmesi gerektiğini ancak yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmeyerek 3 daireyi inşaat halinde teslim ettiğini, eksik ve kusurlu işler bulunduğunu, tapudaki bağımsız bölüm numaraları ile kapı numaralarının birbirinden farklı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafça taşınmazın imara uygun hale getirilebilmesi için tadilat projesi hazırlatıldığı, dava konusu taşınmazın projeye uygun hale getirilmesi kapsamda zemin kattaki iki adet kömürlüğün daireye dönüştürülmesi için tadilat amacıyla davacı kooperatife teslim edildiği, davacı tarafından imar mevzuatına aykırılık giderilerek yapı kullanım izin belgesinin alındığı, buna göre yüklenicinin sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle davacı tarafın davasının kabulü ile Hatay İli Kırıkhan İlçesi Kurtuluş Mahallesi 5454 Parsel 15 Cilt ve 1483 sayfada bulunan 12 bağımsız bölümden oluşan taşınmazın kat irtifakı ve tapu kaydının düzeltilerek, davalı adına olan tapu kaydının sözleşmenin ifası nedeniyle iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dava açıldığı tarihte davalı arsa sahibinin tapuda devir yapmamakta haklı olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde; harç yönünden ise tapuda yapılacak devir işlemleri sebebiyle yasa gereği her iki taraf müştereken sorumlu olacağından alınması gerekli karar harcının müştereken her iki taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsili istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise arsa sahibidir.
1) Her ne kadar davacı yüklenici tarafından inşaatın anahtar teslimi üstlenilmişse de, süresinde işin eksiksiz teslim edilmediği ancak mahkemeden alınan yetkiyle verilen süre içerisinde tadilat projesi yaptırılarak ve bir kısım tadilat yapılmak suretiyle yargılama sırasında dava konusu binaya 12/04/2017 tarihli yapı kullanma izin belgesi alındığı, mahkemece buna göre davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, davalı arsa sahibi savunmasında ve aşamalarda imalatta eksik ve kusurlu işler bulunduğu, tadilat sonucu ortaya çıkan eserin ortalamanın çok altında olduğunu, sözleşmeye aykırı olarak tadilat ve tamirat yapıldığını, fiili kullanım ile tapudaki bağımsız bölümlerin numara ve kat olarak birbirleriyle uyuşmadığını ileri sürmüş olup, mahkemece bu savunmalar üzerinde yeterince durulmamış, araştırılması gereken noktalar açıklığa kavuşturulmamıştır. Yine bu savunma doğrultusunda bozma öncesi yargılama sırasında mahkemece, davacı tarafa eksik imalat bedeli olarak 9.260,00 TL'nin depo ettirildiği, ancak 05/01/2012 tarihli ilk kararla davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafça depo edilen bedelin talep halinde iadesine karar verildiği, oysa karşılık davalı arsa sahibinin teslim aldığı bağımsız bölümlerdeki eksik ve kusurlu imalatları delil tespiti yoluyla ortaya koyduğu, buna rağmen bozmadan sonra verilen hükümde bu yönde herhangi bir hüküm kurulmadığı gibi sözleşmede üstlenilen edimler çerçevesinde eksik, kusurlu imalat bulunup bulunmadığı da yeterince araştırılmamıştır.Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, mümkün olduğu taktirde keşif mahallinde tarafların isticvabı yoluyla sözleşme uyarınca kendilerine bırakılan bağımsız bölümlerin fiili zemindeki numaraları tespit edildikten sonra ilgili kurum kayıtlarındaki bağımsız bölüm numaraları da değerlendirilmek suretiyle ikisi arasında uyumsuzluk yahut yanlışlık mevcutsa bunun giderilmesi işinin yüklenicinin anahtar teslim kapsamında üstlendiği iş kapsamına dahil olması sebebiyle bu hususta yükleniciye yetki ve süre verilmek suretiyle bağımsız bölüm numaralarının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, öte yandan davacının yaptığı imalatın ahde vefa ilkesi çerçevesinde sözleşmeye uygun olup olmadığını, davacının karşı edim olan bağımsız bölümleri talep etmekte haklı olup olmadığının araştırılması, arsa sahibinin itirazlarında belirttiği gibi ifanın kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olup olmadığının araştırılması, davalının eksik ve ayıplı imalat bedeli alacağı savunması karşısında şartları oluşması halinde birlikte ifa kuralı gözetilmek suretiyle davacının tapu iptal ve tescil talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir.
Kabule göre de, mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin kabulü üzerine taşınmazın ada, parsel numarası yazılması ile yetinilerek ve taraflar arasındaki sözleşmeye atıf yapılarak açıkça bağımsız bölüm numaraları belirtilmeksizin infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde; "(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır" düzenlemesi yer almaktadır.
Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323/1-ğ)
Kural olarak, haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır. Ancak, kusuru olmaksızın hakkında dava açılan ve aleyhine hüküm verilen tarafın aleyhine vekâlet ücreti hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru değildir.
Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 81. (TBK'nın 97.) maddesi uyarınca, kural olarak (sözleşmede aksine bir hüküm yok ise) karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde bir tarafın diğer tarafın edimini yerine getirmesini isteyebilmesi için önce kendi edimini ifa etmesi gerektiği gözetilmelidir.
Somut olayda yüklenici tarafından, yargılama sırasında eksik işler yerine getirildikten ve yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra mahkemece tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. Yüklenicinin eksik ifayı yetine getirmesi halinde ancak yüklenici tarafından işin sözleşme koşullarına uygun olarak teslimi olgusu gerçekleşecektir. Bu durumda mahkemece, yüklenicinin tapu iptali ve tescil isteme hakkının, ifayı tamamladığı tarihte doğacağı gözetilerek, tapu iptali ve tescile hükmedilmesi, davalı arsa sahibinin dava tarihi itibariyle tapuda devir yapmamakta, diğer anlatımla karşı davaya karşı çıkmakta haklı olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği, davacı yüklenici tarafından haksız şekilde dava açılmış bulunduğu anlaşılmakla tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken, bilirkişi ücreti, tebligat gideri, keşif ve sair giderler isabetli şekilde davacı üzerinde bırakıldığı halde, HMK m. 323/1-a gereğince yargılama giderlerinden sayılan başvuru, karar ve ilam harcının yarısının hatalı değerlendirme sonucunda davalı arsa sahibinden tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmesi hatalı olduğu gibi, neticeten davacı tarafça ikame olunan davanın mahkemece kabulüne karar verildiği bir durumda aleyhine dava kabul olunan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 02.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.