Esas No: 2022/3646
Karar No: 2022/5725
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3646 Esas 2022/5725 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/3646 E. , 2022/5725 K.Özet:
Boşanma davasında davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş, ancak istinaf başvurusu sonucu tarafların eşit derecede kusurlu olduğu kabul edilerek davacı kadının boşanma talebi kabul edilmiştir. Ancak bu karar, tarafların kusurlarının yanlış değerlendirilmesi nedeniyle bozulmuştur. Davacı kadının yoksulluk nafakası talebi de yanlış kusur belirlemesi sonucu reddedilmiştir. Bu nedenle, kararın tarafların kusurlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve davacı kadının nafaka talebine ilişkin yeniden değerlendirme yapılması amacıyla bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 ve 175. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
2-Dava, kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; eşine fiziksel şiddet uygulayan, onur kırıcı ve aşağılayıcı hakaretler ve beddualar eden davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı kadının ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında davalı erkeğin de; birlik görevlerini gereği gibi özenli bir şekilde yerine getirmediği, eşiyle kavga ettiklerinde eşinin ailesini arayarak "Gelin kızınızı alın götürün istemiyorum" şeklinde sözler söylediği ve müşterek çocuk Zehra'ya hakaret ettiği vakıaları sabit görülerek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiş, hüküm bu sefer davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının, davalı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175). Yukarıda (2.) bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadın daha ağır kusurlu olup Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları somut olayda davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.14.06.2022 (Salı)