Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/8490 Esas 2022/6224 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8490
Karar No: 2022/6224
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/8490 Esas 2022/6224 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2021/8490 E.  ,  2022/6224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı-Ziynet Alacağı

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Davalı erkeğin, ...’tan alınan emeklilik yardımına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    4721 Sayılı TMK'nın "edinilmiş mallar" başlıklı 219. maddesinin 2. fıkrasında, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin edinilmiş mal grubundan sayıldığı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 228/2. maddesinde ise, eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ... boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarın kişisel mal olarak hesaba katılacağı hükmüne yer verilmiştir.
    Mal rejiminin devamı sırasında, emeklilik ikramiyesinin toptan ödenmesi durumunda; öncelikle ödeme tarihi itibarıyla TRHA (Türkiye Hayat Annüite Tablosu) 2010 yaşam tablosundan yararlanılarak, emekli olan eşin ortalama bakiye yaşam süresi bulunarak, ödeme günlük irat şeklinde yapılsaydı her bir güne karşılık gelen miktar saptanır. Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği tarihinden sonraki kalan günler ile çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır.
    Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermayeye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal (artık değer) kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur.
    Emeklilik ikramiyesinin tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad. 235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir mal varlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan mal varlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemi mal rejiminin ölüm dışındaki nedenlerle sona ermesi hallerinde uygulanır.

    Mahkemece, davalı erkeğin ...’tan almış olduğu emeklilik yardımının , toplam hizmet süresinden evlilik içine isabet eden tutarının yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmiş ise de, verilen karar yukarıda bahsedilen Dairemizin ilke ve uygulamaları ile örtüşmemektedir. Buna göre, mahkemece, TMK'nin 228. maddesi gözetilerek, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak, peşin sermaye hesabı sonrası, edinilmiş ve kişisel mal kabul edilecek miktar ve oranlarının bulunduktan sonra, edinilmiş mal olarak bulunan miktarın yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesi, karar verilirken temyiz edenin sıfatı ve usuli kazanılmış haklarının gözetilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesine gelince;
    6100 sayılı HMK’nun 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “78.630 TL” olarak belirlenmiştir.
    Somut olayda, davalı erkek aleyhine 45.850 TL alacak belirlendiği, fakat taleple bağlı kalınarak 2.000 TL alacağa hükmedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece davacının alacağı olarak belirlenen 45.850 TL karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığı anlaşıldığından bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 23.06.2022 (Prş.)





    Hemen Ara