Esas No: 1962/223
Karar No: 1962/122
Karar Tarihi: 26/12/1962
AYM 1962/223 Esas 1962/122 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas No.:1962/223
Karar No.:1962/122
Karar tarihi:26/12/1962
Resmi Gazete
tarih/sayı:30.4.1963/11394
İtirazda bulunan : Bahçe Sulh Ceza
Mahkemesi.
İtirazın konusu : 6831 sayılı kanunun 93 üncü maddesine
aykırı hareket ettikleri iddiasiyle Ali Aygün ve
Halil Aygün aleyhlerine Bahçe Sulh Ceza Mahkemesinde açılan âmme
dâvasının görülmesi sırasında adı geçen mahkeme, 11/10/1962 günlü oturumunda,
6831 sayılı Orman Kanununun geçici birinci maddesinde ormanların tahdit ve
kadastrosunun ikmaline kadar bu kanunun l inci maddesinin tatbikatından çıkacak
ihtilâflarla bir yerin orman sayılıp sayılmıyacağının
Tarım Bakanlığınca belirtileceğinin kabul edilmiş bulunduğu, bunun neticesi
olarak mahkemelerin dâvanın delillerini serbestçe toplayamadıkları, bu arada
bilirkişi seçerek yerinde inceleme yaptırmadıkları, dâvâlı
Bakanlığın bildirisine göre karara bağlaması zorunda kaldıkları, bunun ise
Anayasa"nın 8 inci maddesiyle, hiç bir organ, makam, merci veya kişinin yargı
yetkisinin kullanılmasında mahkemelere tavsiye ve telkinde bulunamayacağına
dair 132 nci maddesine aykırı bulunduğu ileri
sürülerek söz konusu geçici l inci maddenin iptaline karar verilmesi
istenilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin, içtüzüğünün 15 inci maddesi uyarınca 24/ 10/1962
gününde ilk inceleme için yapılan toplantısında; dosyada bir noksanlık
bulunmadığı görülerek işin esasının incelenmesine karar verilmiştir. 26/12/1962
günj yapılan toplantıda Bahçe Sulh Ceza Mahkemesinin
11/10/1962 günlü kararı ile ekleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, konu ile
ilgili kanunlara ilişkin tutanakları ve düzenlenen rapor okunduktan sonra
gereği görüşülüp düşünüldü :
Daha önce, 6831 sayılı Orman Kanununun geçici l
inci maddesinin, Anayasa"nın 132 nci maddesi hükmüne
aykırı olduğu kanısına varıldığı, Çine Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi
tarafından, itiraz yolu ile, Anayasa Mahkemesine bildirilmiş ve Anayasa
Mahkemesince de, işbu maddenin Anayasa"nın 132 nci
maddesi hükmüne aykırı bulunmadığına ve itirazın reddine 26/12/1962 gününde
1962/211- 1962/121 sayı ile karar verilmiş bulunmaktadır.
Bahse konu geçici l inci maddenin Anayasa"nın 32 nci
maddesine aykırı olduğu yolundaki itirazın evvelce Anayasa Mahkemesi tarafından
reddedilmiş olması, sonradan yapılmış olan işbu itirazın, 132 nci maddeye matuf kısmının esas yönünden incelenerek
yeniden karara bağlanmasına engel olmayacağına, çoğunlukla karar verildikten
sonra, ortada evvelce varılan sonuçta değişiklik yapılmasını gerektiren bir hal
ve şart bulunmadığından, 6831 sayılı Orman Kanununun geçici l inci maddesinin,
Anayasa"nın 8 ve 132 nci maddelerine aykırı olduğu
yolundaki mahkemenin düşüncesi yerinde görülmemiştir.
Sonuç : Yukarıda belirtilen
sebepten ötürü, 6831 sayılı Orman Kanununun geçici l inci maddesinin,
Anayasa"nın 8 ve 132 nci maddelerine aykırı
bulunmadığına ve itirazın reddine, bir kısım üyelerin esasa ve bir kısmının da
gerekçeye karşı, muhalefetleriyle ve oyçokluğu ile 26/12/1962 gününde karar
verildi.
|
|
|
|
Başkanvekili Tevfik Gerçeker |
Üye Osman Yeten |
Üye Rifat Göksu |
Üye İ. Hakkı Ülkmen |
|
|
|
|
Üye İbrahim Senil |
Üye İhsan Keçecioğlu |
Üye Salim Başol |
Üye Celâlettin Kuralmen |
|
|
|
|
Üye Yekta Aytan |
Üye Hakkı Ketenoğlu |
Üye Ekrem Korkut |
Üye Ahmet Akar |
|
|
|
Üye Muhittin Gürün |
Üye Lütfi Ömerbaş |
Üye Ekrem Tüzemen |
MUHALEFET
ŞERHİ
1962/223
Mahkememizin 26/12/1962 gün ve esas 1962/211, 1962/121 sayılı kararındaki
muhalefet şerhinde gösterdiğimiz sebeplerle 6831 sayılı kanunun geçici l inci
maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu sonucuna vardığımızdan sözü geçen maddenin
iptali reyindeyiz.
|
|
Üye İhsan Keçecioğlu |
Üye Celâlettin Kuralmen |
MUHALEFET
ŞERHİ
Bahçe Sulh Ceza Mahkemesinin itirazının konusu, 6831 sayılı Orman Kanununun geçici l inci maddesinin, mahkemeleri
dâvanın delillerini serbestçe toplama ve bilirkişi seçerek yerinde inceleme
yapma imkânlarından yoksun bıraktığı ve dâvâlı
Bakanlığın bildirisine göre karar verilmesini zorunlu kıldığı cihetle Anayasa"nın 8 ve 132 nci
maddelerine aykırı bulunduğudur.
Daha önce de Çine Gezici Arazi Kadastro mahkemesince söz konusu geçici l inci maddenin, benzer
gerekçe ile, Anayasa"nın 132 nci maddesine aykırı
bulunduğundan bahisle itiraz edilmiş ve neticede Anayasaya Mahkemesince
26/12/1962 tarihli ve 1962/211 - 1962/121 sayılı
kararı ile 6831 sayılı Orman Kanununun geçici l inci maddesinin Anayasa"ya
aykırı olmadığına karar verilmiştir.
Yukarıki açıklamadan da anlaşılacağı üzere iki
mahkemenin itirazları arasındaki fark, birinci mahkemenin konu hakkında sadece
Anayasa"nın 132 nci
maddesine aykırılık ileri sürmüş olmasına mukabil bu kere Bahçe Sulh Ceza
Mahkemesince, 132 nci maddeye ilâveten, Anayasa"nın 8
inci maddesine de aykırılık görmüş olmasındadır.
Mahkememiz yukarıki kararı ile, Bahçe Sulh Ceza
Mahkemesinin bu itirazının Anayasa"nın 132 nci maddesine ilişkin kısmını da, aynı konu ile
ilgili önceki kararında olduğu gibi, yeniden inceleyerek esas hakkında yeni bir
karar vermiş bulunmaktadır.
Her ne kadar bu defaki kararda, önceki kararı teyit edici mahiyette
sonuçlanmış bulunmakta ise de, mahkememizin
benimsediği bu usule göre, müzakereye katılan üyelerde değişiklik olması veya
üyeler aynı kalsa dahi düşüncelerde değişiklik meydana gelmesi gibi sebeplerle
konuları aynı olan kararların farklı hükümlerle neticelenmesi de imkân dahiline
girmiş bulunmaktadır. Yani Anayasa Mahkemesinin, bu kabil müracaatlar neticesinde, evvelce Anayasa"ya
uygunluğuna karar verdiği bir kanunun veya hükmü, kısa veya uzun bir müddet
sonra Anayasanın aynı hükümlerine aykırı görerek iptal etmesi mümkün
olabilecektir.
Kanaatımca, Anayasa"mız böyle bir tutuma cevaz
vermemekte ve bu bakımdan konumuzu teşkil eden, 6831 sayılı Orman
Kanununun geçici l inci maddesinin; 132 nci maddesi
yönünden Anayasa"ya aykırı olmadığı daha önce Anayasa Mahkemesince karara
bağlanmış olduğundan artık aynı mahiyette bulunan, yani söz konusu hükmün, 132 nci maddesi yönünden Anayasa"ya aykırı bulunduğuna dair
olan itirazların, esası hakkında yeniden karar verilmesi caiz bulunmamaktadır.
Zira Anayasa"nın 152 nci
maddesinde;
(Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.
Anayasa Mahkemesince, Anayasa"ya aykırı olduğundan iptaline karar verilen
kanun veya içtüzük veya bunların iptal edilen hükümleri, karar tarihinde
yürürlükten kalkar. Gereken hallerd,. Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
tarihi ayrıca kararlaştırılabilir. Bu tarih, kararın verildiği günden
başlayarak altı ayı geçemez.
İptal kararı geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi, diğer mahkemelerden gelen Anayasa"ya aykırılık iddiaları
üzerine verdiği hükümlerin, olayla sınırlı ve yalnız tarafları bağlayıcı
olacağına da karar verebilir.
Anayasa Mahkemesi kararları, Resmî Gazete"de
hemen yayınlanır ve Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare
makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.)
Denilmektedir.
Keza Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri hakkındaki 44
sayılı kanunun. Anayasa Mahkemesi kararlarının yayınlanması başlıklı 51 nci maddesinde :
(Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete"de
derhal yayınlanır ve Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, İdare
makamlarını, bütün gerçek ve tüzel kişileri ve teşekkülleri bağlar.)
Hükmü bulunmaktadır.
Mahkememiz şimdiye kadar olan tatbikatında, gerek Anayasa"nın. 152 nci maddesinin son fıkrası
gerekse 44 sayılı kanunun 51. nci maddesinin açık
hükümlerini, Yüce Divan sıfatiyle verilen kararlar
dışında mahiyeti ne olursa olsun bütün kararları hakkında seyyanen uygulanmış
ve bu sebeple sadece iptal kararlarını değil, Anayasa"ya uygunluk sebebiyle
iptaline mahal görmediği kanunlarla ilgili kararlarını ve hattâ
görev dışında veya yetkisiz kimseler tarafından yapılan müracaatlar neticesinde
verdiği kararları dahi Resmî Gazete ile yayınlama yoluna gitmiştir. Yani
Anayasa"nın 152 nci
maddesinin son fıkrasiyle 44 sayılı kanunun 51 inci
maddesi hükümlerini, Anayasa Mahkemesi sıfatiyle
verdiği bütün kararlara teşmil etmiştir. Esasen ne Anayasa"da ne de 44 sayılı
kanunda Anayasa Mahkemesi kararlarının, mahiyetleri itibariyle farklı muameleye
tâbi tutulacakları hakkında açık veya kapalı bir işarete de rastlanmamaktadır.
Böyle olunca, Anayasa"nın 152 nci
maddesinin son fıkrası ile 44 sayılı kanunun 51 inci maddesinin, Anayasa
Mahkemesi kararlarının bütün Devlet organlarını ve kişileri bağlayacağına dair
olan hükümlerinin de gerek iptal kararlarına, gerekse Anayasa"ya uygunluğu
sebebiyle iptaline mahal görülmeyen kanunlarla ilgili kararlara şümulü olduğunu
kabul etmek zarureti vardır.
Esasen kanun koyucunun maksadının, Anayasa Mahkemesince bir kanunun
Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali halinde artık o kanunun hiç bir suretle uygulama sahası bulamaması ve yasama organı
ve mahkemeler de dâhil olmak üzere herkesin bu kararlara bağlı kalması olduğu
gibi, ki bu noktada bütün fikirler ittifak halindedir. Bunun karşılığı olmak
üzere bir defa Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya bir hükmün Anayasa"ya
aykırı olmadığına karar verilmesi halinde artık yasama organı ve mahkemelerde
dâhil olmak üzere herkesin o kanunu Anayasa"ya uygun olarak kabul etmesi ve
böylece uygulaması, ve Devlet görevlerinin ifası münasebetiyle artık kimsenin o
kanunun Anayasa"ya aykırılığı iddiasında bulunmaması, diğer bir tâbirle bu mahiyetteki kararların da herkesi (Bağlaması)
olduğu maddelerin metinlerinde kullanılan ifadelerin açıklığından
anlaşılmaktadır.
Aksi takdirde, Anayasa Mahkemesince bir kanunun Anayasa"ya uygunluğunun
karara bağlanmasına rağmen, iptal yetkisini haiz makamların aynı mevzuda
devamlı olarak müracaatlarını yenileyebileceklerini itiraz yetkisine sahip
kişilerin de daimî surette Anayasa"ya aykırılık iddiasında bulunabileceklerini
ve mahkemelerin de hudutsuz bir surette ve açılan her dâva münasebetiyle aynı
kanunun, bir kere daha Anayasa Mahkemesinde itiraz konusu yapabileceklerini
kabul etmek lâzımgelir ki bu hal Anayasa Mahkemesi
kararlarının hem kanunlarda açıkça ifade edilen (Bağlayıcılık niteliğiyle, hem
de kanun koyucunun bu ifadeden istihraç olunan maksadiyle,
hem de Anayasa Mahkemesinin, Anayasa ihtilâfları konusunda memlekete getirmesi
zaruri olan ve kuruluş sebepleri arasında bulunan (istikrar) gayesiyle
bağdaştırılamaz.
Binaenaleyh bir kanunun veya bir kanun hükmünün, Anayasa"ya aykırı
bulunmadığı Anayasa Mahkemesince kararlaştırıldıktan sonra artık iptal dâvası
açma yetkisini haiz makamlarca, aynı kanunun veya hükmün, evvelce verilen
kararla aykırılık bulunmadığı tesbit olunan Anayasa
maddelerine veya Anayasa"nın tümüne karşı aykırı olduğundan bahisle tekrar
iptal dâvası açılamıyacağı gibi, yetkili kişiler
tarafından mahkemeler huzurunda da bu yolda artık itirazda bulunulamaz,
bulunursa bile mahkemelerce bu itirazlar yerinde görülerek konu Anayasa
Mahkemesine getirilemez ve bu suretle Anayasa ve 44 sayılı Kanunlarda ifade
edilen Anayasa Mahkemesi kararlarının (Bağlayıcılık niteliği, uygulama yeri
bulmuş olur.
Aksi takdirde yani Anayasa Mahkemesi kararlarının (Bağlayıcılık)
niteliğini, yalnız iptal kararlarına hasrederek, Anayasa"ya uygunluğu tesbit eden kararları bunun dışında bırakmak, kanunun ne ifadesine, ne de kanun koyucunun maksadına uygun düşmez.
Bu sebeplerle Anayasa Mahkemesinde açılan dâvalarla yapılacak itirazların
esasının incelenmesine başlandığı zaman böyle bir durum tesbit
edildiği takdirde artık başkaca bir incelemeye tâbi tutulmaksızın evvelce aynı
konuda verilen kararın tarih ve numarasından bahisle ve esası hakkında yeni bir
karar ittihazına lüzum bulunmadığı gerekçesiyle iptal dâvasının veya itirazın reddolunmasına karar verilmesi iktiza eder.
Şüphesiz evvelce verilen karar, Anayasa"nın belli bir veya birkaç maddesine
muhalefet bulunmadığını tesbit eden bir nitelikte
olur ve sonradan gelen müracaat da Anayasa"nın başka hüküm veya maddelerine
muhalefet sebebiyle yapılmış bulunur ise, itirazın konusunda değişiklik
olduğundan bu dâvaya bakılması lâzımgeleceği
tabiidir.
Halbuki yukarıda da belirtildiği üzere bu dosya ile yapılmış olan itirazın
konusu, 6831 sayılı Orman Kanununun geçici l inci maddesinin 8 ve 132.
maddeleri delaletiyle Anayasa"ya aykırı bulunduğundan ibaret olup Çine Gezici
Arazi Kadastro Mahkemesince 132 nci maddeye istinaden
daha önce yapılmış olan Anayasa"ya aykırılık iddiasının muhakemesi sonunda, söz
konusu 6831 sayılı Kanunun geçici l inci maddesinin, Anayasa"nın 132 nci maddesine aykırı bir nitelik görülmediğinden Anayasa"ya
aykırı olmadığına 26/12/1962 tarihinde 1962/211-1962/12] sayı ile karar
verilmiş olduğundan, Bahçe Sulh Ceza Mahkemesinin itirazının sadece Anayasa"nın
8 inci maddesine ilişkin kısmının esas bakımından incelemeye tâbi tutulup, 132 nci maddeye matuf bulunan kısmı hakkında, durumun izahiyle, (Yeni bir karar verilmesine mahal olmadığı)
yolunda karar verilmesi lâzımgeldiği kanaatında olduğumdan karara muhalifim.
2- Mahkememizin, 6 Mart 1963 tarihli ve 11348 sayılı Resmî Gazete"de yayınlanmış bulunan 26/12/1962 tarihli ve
1962/211-1962/121 sayılı kararında yazılı muhalefet şerhimde belirttiğim
sebeplere dayanarak, Anayasa"ya aykırılık bulunmadığı yolundaki sonucuna
katıldığım bu kararın gerekçesine de muhalifim.
2 nci maddede beraberim.
|
|
Üye Hakkı Ketenoğlu |
Üye Muhittin Gürün |
Mahkememizin 26/12/1962 tarih ve 211-121 sayılı kararındaki muhalefet
şerhinde gösterdiğim sebeplerle kararın gerekçesine muhalifim.
|
|
|
|
Üye Salim Başol |
Aynı konuya ait mahkememezin 26/12/1962 tarih ve
211/121 sayılı kararı altındaki muhalefet sahrimde
izah olunan sebeplere göre 6831 sayılı kanunun geçici l inci maddesinin iptali
reyindeyim.
|
|
|
|
Üye Osman Yeten |