Esas No: 2022/4592
Karar No: 2022/6647
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4592 Esas 2022/6647 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4592 E. , 2022/6647 K.Özet:
Bu karar, bir boşanma davasının temyiz sürecinde verilmiştir. Davacı erkek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, davanın kabulü ile tarafların boşanmasına karar vermiştir. Ancak davalı kadın, boşanma nedenini kusurun sadece erkekte olduğuna dayandırmıştır. İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesi, davalı kadının az da olsa kusurunun ispat edilemediğini ve Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi koşullarının somut olayda oluşmadığını belirterek dava reddine karar vermiştir. Ancak boşanma hükmünün kesinleşmiş olması dikkate alınmadığı için karar usul ve kanuna aykırı bulunmuştur ve bu nedenle karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 Maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından boşanmayı kendileri de talep etmelerine rağmen davanın reddine karar verilmesi, talepleri doğrultusunda zinadan boşanmaya karar verilmemesi, lehine yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmemesi ile kendisinin ziynet alacağı talebi yönünden hüküm kurulmaması yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. Maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından "Kusur belirlemesi, kendi talebi olan zinadan boşanmaya karar verilmemesi, lehine yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmemesi, talep ettiği ziynetlerin kendisine iadesine karar verilmemesi ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi" yönlerinden istinaf edilmiş, istinaf dilekçesinde davalı kadın açıkça kendisinin de boşanmak ve fiilen biten evliliği resmi olarak da sonlandırmak istediğini beyan etmiştir.
Böylelikle ilk derece mahkemesince verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir.
İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda dava açan erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı kadının az da olsa kusurunun varlığının ispat edilemediği, davalı kadın tarafından usulünce açılmış bir karşı davanın da bulunmadığı, bu durumda Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi koşullarının somut olayda oluşmadığı gerekçesiyle davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının tüm yönlerden kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir.
Gerçekleşen bu durum karşısında bölge adliye mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesince verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği hususu nazara alınmaksızın yanılgılı istinaf sınırlaması sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün, münhasıran bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı kadının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 04.07.2022 (Pzt.)