Esas No: 2022/4791
Karar No: 2022/6768
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4791 Esas 2022/6768 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4791 E. , 2022/6768 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevî tazminatın reddi, yoksulluk nafakasının reddi, kişisel ilişki, ziynet alacağı ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Davacı kadının, ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyle bu miktar "107.090 TL" olarak belirlenmiştir. Somut olayda mahkemece davacı kadının 30.015 TL değerindeki ziynet alacağının reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı kadının ziynet alacağına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Davacı aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yersizdir.
b) Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasının yapılan yargılamasında mahkemece kadının ağır kusurlu olduğundan bahisle tarafların boşanmasına karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkemece tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre kadının kusurunun erkeğe nazaran daha ağır olduğuna kanaatle hüküm verilmiş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemeden; davacı kadına "çocuğa kötü davranma" vakıasının tanık beyanları ve sosyal inceleme raporu birlikte dikkate alındığında kusur olarak yüklenemeyeceği, yine tarafların fiili evlilik sürecinde davalı erkeğin ailesi ile birlikte yaşadığının anlaşılmasına göre, erkeğe "ortak konut sağlamama" vakıasının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, buna göre, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı kadının ağır kusurlu kabulü doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
c- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle, boşanmaya neden olan vakıalarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2/b ve 2/c., bentlerinde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, davacı kadının ziynet alacağına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, davacı kadının sair temyiz itirazlarının yukarıda 2/a. bentte gösterilen sebeple reddi ile hükmün ONANMASINA, dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.05.07.2022 (Salı)