Esas No: 2022/5209
Karar No: 2022/7125
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5209 Esas 2022/7125 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/5209 E. , 2022/7125 K.Özet:
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir boşanma davası kararı temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ve nafaka hükmedilmiştir. Kadının tazminat talepleri reddedilmiştir. İstinaf duruşmasında, mahkeme kadına yönelik \"ev işleriyle düzenli ilgilenmediği\" kusurunun haksız olduğunu ancak kadının diğer kusurlarının sabit olduğunu tespit etmiş ve kadın lehine tazminat kararı vermiştir. Ancak, temyiz eden tarafların itirazlarına rağmen mahkeme hükümdeki temyiz konularını reddetmiştir. Kadının iştirak nafakasına ve yoksulluk nafakasına yönelik talepleri kabul edilmiştir ancak miktarlarının yetersiz olduğuna karar verilmiştir. Kadına yönelik maddi ve manevi tazminat miktarı da yetersiz bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarlarda nafaka ve tazminat hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu m. 4/1, Türk Medeni Kanunu m. 174/1, Türk Medeni Kanunu m. 174/2, Türk Borçlar Kanunu m. 50, Türk Borçlar Kanunu m. 51.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden, davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı erkeğin ilk derece mahkemesince belirlenen kusurlar yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince; davacı erkek tarafından açılmış boşanma davası tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle kabul edilmiş, tarafların boşanmalarına, velayete, davacı kadın ve ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmiş, davalı kadının tazminat talepleri reddedilmiş, kararın davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince davacı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmaması sebebiyle ilk derece mahkemesinin erkeğe yüklediği "Davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve davalı eşine küfür ettiği " kusurlarının kesinleştiği, davalı kadının, ilk derece mahkemesince tespit edilen kusurlarından "Davalı kadının ev işleri ile düzenli ilgilenmediği" kusurunun, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bu kusuru ispata yeterli olmaması sebebiyle kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, bunun dışında kalan ve kadına yüklenen diğer kusurların ise sabit olduğu, ilk derece mahkemesinin "Davalı kadının ev işleri ile düzenli ilgilenmediği" kusurunun gerekçeden çıkartılması ve kusur durumunun, davacı erkeğin kesinleşen kusurları ile davalı kadının "Davalı kadının ev işleri ile düzenli ilgilenmediği" kusuru dışında ilk derece mahkemesince kadına yüklenen ve sabit görülen diğer kusurları karşılaştırıldığında, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, sadakat yükümlülüğüne uymayan erkeğin ağır kusurlu, kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle davalı kadının istinaf talebi kısmen kabul edilmiş ve kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, sair istinaf talepleri ise esastan reddedilmiştir. Bu karara karşı taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince verilen kararlar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez. İlk derece mahkemesi tarafından kusur belirlemesine davacı erkeğin istinaf talebi olmadığından bu husus kadın yararına kesinleşmiştir. Bu itibarla davacı erkeğin ilk derece mahkemesince yapılan kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı erkeğin ilgili bölge adliye mahkemesince belirlenen kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
c-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
d-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî(TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3/b, 3/c ve 3/d bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. ve 3/a bentlerinde gösterilen sebeplerle ONANMASINA, davacı erkeğin ilk derece mahkemesince yapılan kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.19.09.2022 (Pzt.)